1 milyon çocuğa ait verilerin değerlendirildiği çalışmada tomografide maruz kalınan düşük dozda (8 mGy) radyasyonun bile kan kanserleri riskini artırabileceği belirlendi. Buna göre, her 10 bin çocuktan 1-2’ sinde 12 sene içinde kan kanseri gelişme riski var. Çocuklarda tomografi için çok düşünmek gerekir.

Meme kanserinde son 20-30 senede 2-3 misli bu artış bir genetik faktörle alakalı olamayacağına göre bunun sebebi çevresel faktörler veya hayat tarzımızdaki yanlışlardan olmalı. Meme kanseri riskini artırabilecek birçok kimyasal var.

Akciğer kanseri halen en çok ölümlere sebep olan kanser ama meme kanseri görülme sıklığı bakımından öne geçti. Daha geç yaşlarda anne olmak, daha az çocuk doğurmak, daha az emzirmek, alkol-sigara kullanmak, gece vardiyası, daha az fiziki aktivite, hormon tedavisi, obezite ve beslenme hataları, işlenmiş gıdalar meme kanseri riskini artırıyor.

Kalın bağırsak taramalarının 50 yaşından itibaren herkes için gerekli olmadığı bildirildi. Kanser riski %3’ den çok olanların dışkı testi veya endoskopi gibi yöntemlerle taranmasının faydasının zararlarından fazla olduğuna dikkat çekildi. Kanserden korunmanın temel yolu adam gibi beslenme ve adam gibi hayat tarzıdır.

Mamografi taramalarının meme kanseri riski yüksek olmayan kadınlarda 50 yaşından itibaren iki senede bir yapılması ve tarama kararının doktorlarla tartışılması tavsiye edildi. Bizde kadınlara bu taramaların riskleri anlatılmadan dayatılması yanlıştır hatta suçtur. Tam ve doğru aydınlatılan kadın kendi karar vermelidir.