Haftada 2-3 defa saunaya gidenlerin felç riski yüzde 15, haftada 4-7 gün gidenlerin ise yüzde 61 düşük bulundu. Risk azalması, saunanın kan basıncını düşürmesine, bağışıklık sistemini uyarmasına, otonom sinir sistemi üzerine müspet etkilerine bağlanıyor. Fin atasözü: Hamama giren terler, saunaya giren felç olmaz!

İçme suyu markalarının şişelerinde yapılan testler, hemen hemen hepsinde plastik parçacıklar bulunduğunu ortaya koydu. Dokuz farklı ülkeden 250 plastik su şişesinin incelendiği araştırmayı gazetecilik kuruluşu Orb Media yaptı. Araştırma sonucunda her bir litre suda ortalama 10 plastik parçacığının bulunduğu, her birinin de insan saçından daha kalın olduğu anlaşıldı.

Bir Gallup araştırmasında “Tuvaletten çıktıktan sonra ellerinizi su ve sabunla yıkıyor musunuz?” sorusuna Bosnalıların %96’ sı, Türklerin %94’ ü evet cevabını verdi. Avrupa ülkelerinde el yıkama oranları çok düşük. Hele de bunlardan birinde insanların yarısı tuvaletten sonra ellerini yıkamıyor. Gelin de Avrupalıların uzattığı eli sıkın.

Temizlik işlerinde çalışan veya temizlik ürünlerini düzenli olarak kullanan kadınların akciğer fonksiyonlarında bu işlerle uğraşmayan kadınlara göre daha fazla azalma olduğu bildirildi.  Araştırmaya göre erkekler için böyle bir risk yok. Bundan sonra temizlik işleri biliniz ki artık bir erkek milleti faaliyeti olmaya mahkûmdur.

İngiltere’ de, insanların egzersize ayırdıkları sürenin iki mislini cep telefonlarıyla oynayarak tuvalette oturarak geçirdikleri bildirildi. Bence bunda sağlıksız beslenen insanların kabız olmalarının ve tuvaletlerin pofuduk oturaklarının da rolü olabilir.  “Asılacaksan İngiliz sicimiyle asıl” sözünün temsilcilerine “Defi hacet yapacaksan Türk tuvaletine yap” diyorum.