50 ülkede 42.935 erkek üzerinde gerçekleştirilen 185 araştırmanın meta-analizinde 1973-2011 tarihleri arasındaki 40 senelik sürede sperm konsantrasyonunda yüzde 52, total sperm sayısında ise yüzde 59 azalma olduğu bildirildi. Araştırmaya göre, sperm sayısının her sene yüzde 1.6 nispetinde azalması yanında sperm kalitesinde de ciddi bozulmalar var.

Bebeklerini 15 ay emziren annelerin MS riskinin %53 az olduğu bildirildi. Modern kadın, hastanede ve çoğu zaman sezaryenle doğum yapıyor, bu yüzden sütü geç geliyor ve yeterli olmuyor. Kronik enflamatuar hastalıkların tümünün de hayat tarzındaki yanlış ve kusurlardan kaynaklandığını bu vesile ile bir kere daha hatırlatalım.

Kapalı ortamlarda duvar kağıtlarında üreyen küf mantarlarının ve bunlardan salgılanan ürünlerin (mikotoksin) oda içindeki akımlarla havaya karışabildiği bildirildi. Göz, boğaz, sinüs ve akciğerleri tahriş edici etkileri olan mikotoksinler astım atakları, alerjik zatürre gibi hastalıklarla Hasta Bina Sendromu adıyla bilinen tablonun oluşumunda da rol alıyorlar.

Toz peynirle hazırlanan makarna ve peynir karışımlarında birçok hastalıkla ilişkilendirilen fitalatlar bulunduğu belirlendi. Fitalatlar gıdalara kasten konulmuyor, bunların fabrikalarda işlenmesi, hazırlanması sırasında veya paketten sızarak istenmeden karışıyor. Özellikle gebeler ve küçük çocukların sadece fitalatlara karşı değil tüm kimyasallara karşı çok iyi korunması gerekiyor.

30 seneden uzun süre haftada ortalama 60 saat “çalışan” kadınlarda diyabet, kanser, kalp hastalığı ve artrit riskinin üç misli fazla olduğu bildirildi. Bu çalışmanın sonuçlarında hiç de şaşırtıcı bir durum yok. Bu hastalıkların hepsi de hareketsizlik ve beslenme hataları sonucu gelişir. Araştırmada bahsedilen “çalışma” “masa başı çalışma” dır.