Aşağıda bariatrik ve metabolik cerrahi alanında çalışmakta olan genel cerrahi uzmanı Dr. Murat Üstün‘ ün mektubu var. Kendisine alâkası için teşekkür ediyor ve yanlış anlaşıldığını düşündüğüm bazı hususları aydınlatmak istiyorum. BİR: “Obezite cerrahisinin modern tıp için utanç olduğu” şeklinde bir ifadem yoktur. Yazımdaki cümle aynen şöyledir: “Obezite cerrahisi diye bir tıp dalının ortaya çıkması ve […]

Sebebi olduğu obeziteyi tedavi etmeyi beceremeyip eline yüzüne bulaştıran modern tıp şimdi de çareyi obezleri ameliyat masasına yatırmakta arıyor. Oysa cerrahinin de sayısız riskleri var ve bunlara her gün yenileri ekleniyor. İki yeni araştırma, ameliyattan sonra kemik kırıkları ve intihar teşebbüslerinin de arttığını gösteriyor.

Modern tıbbın beslenme tavsiyeleri iflas etmiştir. Obeziteyi önleyemeyen, tedavi edemeyen tıp çareyi obezleri ameliyat masasına yatırmakta bulmuştur. Son senelerde en hızlı gelişen, “müşterisi” en hızlı artan bilim dalı “obezite cerrahisi” dir. Bu, modern tıp için övünç değil “utanç verici” bir durumdur.

Obezite salgını, “2 saatte bir atıştırmayı, günde 5 porsiyon meyve yemeyi, hazır gıdaları ve layt ürünleri öne çıkaran; yumurtayı, tereyağını, kırmızı eti yasaklayan modern tıbbın yanlış beslenme tavsiyelerinin” eseridir. Obezite, endüstrinin menfaatini kollayan bu yanlış tavsiyeler yüzünden tüm dünyada bir salgın hastalık haline dönüşmüştür.

Nature’ da yayınlanan iki ayrı araştırmada, vücut kitle endeksi (VKE) ve vücutta yağı dağılımının belirlenmesinde insan genomundaki 100’ den fazla bölgenin rolünün olduğu gösterildi. Bu, sağlıklı beslendikten ve yeteri kadar hareketli olduktan sonra kilonun ve VKE’ nin önemi olmadığını gösteriyor. Sosyete diyetisyenlerine duyurulur!