Sık antibiyotik kullananlarda tip 2 diyabet riskinin %50 fazla olduğu ortaya çıktı ama diyabeti ve obeziteyi sadece antibiyotiklere bağlamak ya aptallık ya da sahtekârlıktır. Bu iki hastalığın bir numaralı sebebi “sağlıksız hazır gıdalar ve sağlıksız beslenme” dir ve bu yanlışa çözüm bulmadan başka sebepler aramaya kalkışmak ayıptır.

Ülkemizde diyabetli sayısındaki patlamanın müsebbipleri kimler olabilir? Halkı sağlıklı beslenme, hareketli olma konularında yeteri kadar uyarmayan Sağlık Bakanlığı mı? Obezite ve diyabete yol açan hazır gıdaları “sağlıklı yiyecekler” olarak başarıyla pazarlayan gıda endüstrisi mi? Önleyici tıbbı, koruyucu hekimliği bilen ve uygulayan hekim yetiştiremeyen tıp fakülteleri mi?

İnsan ömrü de sağlıklı yaşama süresi de artıyor ama ortalama ömür artışı daha hızlı arttığı için insanların hastalık ve sakatlıklarla yaşama süresi de uzuyor. “Yaşamak güzel şey be kardeşim” sözü doğrudur ama hastane köşelerinde, yoğun bakımlarda sürünerek değil, yaşanılan günlerin tadını çıkarmak kaydıyla, ne dersiniz?

Genetik D vitamini eksikliği ile MS arasında bir ilişki olabileceğini gösteren araştırma, D vitamini meftunlarını sevince boğdu ama araştırma sadece bir ilişkiyi ortaya koyuyor. Araştırmacılar da D vitamini eksikliği MS yapar veya D vitamini MS’ i önler veya tedavi eder, herkes hurra D vitaminine demiyor.

Omega-3 hapı içmek yerine doğru olanın balık ve omega-3’ den zengin besinleri yemek olduğunu, haplara verilen paranın çöpe gittiğini yazmaktan dilimde tüy bitti. Yeni bir araştırma, balık yağı haplarının zihinsel faaliyetler ve bunama üzerine hiçbir etkisinin olmadığını gösteriyor. Hap içmekle balık yemek aynı şey değildir.