İŞTAH FITRATTAN GELİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Yeni bir araştırmaya göre insanların yağlı ve şekerli besinlere şiddetli arzu duyması genetik özelliklerden kaynaklanıyor.

Los Angeles’ de yapılan Obesity Society senelik toplantısında sunulan bir bildiri insanların yüksek veya düşük kalorili yiyeceklere düşkünlüğünü iki genetik varyantın belirlediğini gösteriyor.

İngiliz araştırmacılar, obeziteye yatkınlık ve yiyeceklere şiddetli arzu ile ilişkili olan iki gene yakın varyantların varlığını incelemek için 19-55 yaş arasındaki 45 kişide DNA genotiplemesi yaptılar.

Obeziteye yatkınlıkla ilişkili olan FTO ve beyinde dopaminin düzenlenmesinde rolü olan DRD2 geni yakınındaki varyantlar araştırıldı.

Yiyeceklerin fotoğrafları gösterildi

Gönüllülerden yüksek ve düşük kalorili yiyeceklerin fotoğraflarına bakmaları ve bunların ne kadar çekici olduklarına not vermeleri istenirken fonksiyonel MR ile de beyin aktiviteleri izlendi.

FTO geni yakınında bir varyanta sahip olanlarda ve yüksek kalorili yiyecekleri daha cazip bulanlarda beynin “orbito-frontal korteks” adı verilen kısmında daha fazla aktivite kaydedildi.

Ayrıca FTO geni yakınında bir varyanta sahip olanların ve yüksek kalorili yiyecekleri tercih edenlerin beyinlerinin “striatum” bölgesinde de yüksek aktivite gösterdikleri tespit edildi; bu aktivite DRD2 gen varyantıyla ilişkili idi.

Beynin orbito-frontal bölgesi, lezzetin ödüllendirildiği ve striatum da öğrenme gibi bilişsel fonksiyonlarla ilgilidir.

Bu sonuçlar, bazı kişilerin yüksek kalorili yiyecekleri arzu etmeleri ve yemelerinde, bunun sonucunda da fazla kilolu ve obez olmalarında genetiğin rolü olduğunu düşündürüyor.

Obezitede yeni tedavi ufukları

FTO ve DRD2 gen varyantlarına sahip olanlarda yeni tedavi imkânları da doğabilir.

Beyinde dopamini etkileyen ilaçlar veya özel carrahi girişimler ve dopamin hücrelerini hedef alan bağırsak hormonları kullanılarak günün birinde yüksek kalorili yiyeceklere arzu duymanın hormonal etkilerini değiştirmek mümkün olabilir.

Böyle bir ilaç geliştirilebilirse, kim bilir obezite cerrahları işsiz kalabilirler ama bu sefer de beyin cerrahlarının işi iş olur.

Gelelim neticeye

Obezitenin başlıca sebeplerinin beslenme yanlışları ve hareketsizlik olduğu biliniyor ama genlerin rolü olduğu giderek daha iyi anlaşılıyor.

Bu araştırmanın sonuçları, aynı gıdalarla beslenen, fizik aktiviteleri aynı olan iki kişinin kilolarının neden aynı olamayacağını da izah ediyor.

Ben de zaten bunun için senelerdir herkes isçin ideal bir kilo ve vücut kitle endeksi belirlemenin “akıl ve mantık” dışı olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

Siz sağlıklı yaşamanın icaplarını yerine getirdikten sonra yani adam gibi beslenip yeteri kadar hareket ettikten sonra kilonuzun kaç olduğunun hiçbir önemi yoktur.

Kaynak: Goldstone A, Yiorkas A, Preschtl C, et al. Energy density influences interaction between FTO and DRD2 gene variants in brain reward system responses to food evaluation. The Obesity Society Annual Meeting. 2015.

Siz de yorumunuzu paylaşın: