TOMOGRAFİ MEME KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR

Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Kuzey Amerika Radyoloji Derneğinin Chicago’ daki senelik toplantısında tomografi tetkiklerinin giderek daha fazla yapıldığı ve bunun da kadınlarda meme kanseri riskini artırdığı bildirildi.
Kaliforniya Üniversitesi tarafından yapılan “Breast Cancer Risks from Medical Imaging Including Computed Tomography (CT) and Nuclear Medicine among Females Enrolled in a Large Integrated Health Care System” başlıklı araştırmaya göre, 2000 senesinde her bin kadının 100’ üne tomografi yapılırken, bu rakam 2010’ da her bin kadında 192’ ye çıktı. 2010’ da yapılan tomografilerin yarısı göğüs tomografisi idi.
Araştırmacılar, 2000-2010 arasında 1.600’ den fazla kadının tomografi çekimleri sırasında ne miktarda ışın aldıklarını istatistiki modelleme tekniği ile hesapladılar.
En fazla ışına akciğer ve kalp için yapılan tetkiklerde maruz kalındığı belirlendi.
Araştırmaya göre genç kadınlarda risk daha fazla.
Mesela, 23 yaşından daha küçük olan kadınlarda 2 yüksek doz kalp veya akciğer tomografisi sonraki 10 senede meme kanseri riskini iki misli artırıyor.
Araştırmaya katılan uzmanlardan Rebecca Smith-Bindman “Radyolojik incelemelerin her derde deva olduğu şeklinde bir algı vardır ama bunun karşılığının ne olduğu kadınlara çok iyi anlatılmalıdır.
Eğer inceleme gerekliyse risk düşüktür ve yapılmalıdır. Test gerekli değilse yapılmaması daha doğru olur.
Kadınları çok da korkutmamak lazım; çünkü risk çok yüksek değildir. 2 tomografi yapılan 100 bin genç kadının 8’ inde meme kanseri görülürken bu tetkikler yapılmadığında risk 100 binde 4’ dür.
Meme dokusu radyasyona çok hassastır. Bunun için de uygulanan ışın dozuna çok dikkat edilmeli ve mümkünse doz-azaltma programları kullanılmalıdır “ diyor.
Komşu organlar etkilenmiyor
Aynı kongrede sunulan bir başka raporda da mamografi çekimi sırasında tiroit, tükürük bezleri, gözler, göğüs kemiği gibi komşu organların maruz kaldığı radyasyonun ihmal edilebilecek kadar az olduğu bildirildi.
100 kadın üzerinde diğer organların aldığı radyasyonun özel aletler kullanılarak ölçüldüğü araştırmaya göre, mamografi çekimi sırasında tiroitleri ışından koruyan kalkanların kullanılmasının gerekli olmadığı gibi böyle bir uygulama mamografilerin kalitesini de etkiliyor.
KAYNAK: https://www.breastcancer.org/research-news/20130222-4
***
EK 1 (15.4.2025): JAMA’ya göre BT taramaları kanser yükünün %5’inden sorumlu olabilir
ABD San Francisco Üniversitesi’nden (UCSF) uzmanların yürüttüğü yeni bir araştırma, BT taramalarında kullanılan radyasyonun sanıldığından çok daha büyük bir halk sağlığı sorunu olabileceğine dikkat çekti. Araştırma, 14 Nisan’da JAMA Internal Medicine dergisinde yayımlandı.
UCSF’li radyolog ve epidemiyoloji profesörü Dr. Rebecca Smith-Bindman’ın liderliğinde yürütülen çalışmada, 2023 yılında ABD’de gerçekleştirilen 93 milyon BT taramasının yaklaşık 103 bin kansere neden olabileceği öngörülüyor. Bu, önceki tahminlerin üç ila dört katı.
“Hayat kurtarabilir ama zararı göz ardı ediliyor”
Dr. Smith-Bindman, “BT hayat kurtarabilir ancak potansiyel zararları genellikle göz ardı ediliyor” dedi. “BT kaynaklı kanser riski, alkol tüketimi ve aşırı kilo gibi diğer önemli risk faktörleriyle eşdeğer seviyede. Taramaların sayısını ve dozlarını azaltmak, hayat kurtarabilir.”
En yüksek risk bebeklerde
Araştırma verilerine göre, BT taramalarından kaynaklanan radyasyon en çok bebekleri etkiliyor. Bir yaşından küçükken BT taramasına giren bireylerde, diğer gruplara göre kansere yakalanma riskinin 10 kat fazla olduğu belirlendi. Çocuklarda en sık görülen kanser türleri ise tiroit, akciğer ve meme kanseri olarak sıralandı.
Yetişkinlerde ise en fazla sayıda kanser vakası 50-59 yaş grubunda bekleniyor. Kadınlarda 10.400, erkeklerde ise 9.300 kanser vakası tahmin edildi. En çok etkilenen organlar ise akciğer, kolon, lösemi, mesane ve meme olarak belirtildi. Erişkinlerde en fazla kansere yol açan taramalar karın ve pelvis bölgesine yapılan BT’lerken, çocuklarda baş bölgesi taramaları öne çıktı.
Gereksiz taramalara dikkat çekildi
Araştırmada, bazı BT taramalarının hastaya katkı sağlamadığının altı çizildi. Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları veya belirti göstermeyen baş ağrıları için yapılan BT’lerin gereksiz olduğu ve fazla kullanıldıkları belirtildi. Araştırmacılar, daha düşük dozda çekim ya da alternatif yöntemlerin tercih edilmesinin kanser riskini azaltabileceğini vurguladı.
UCSF Çocuk Yoğun Bakım uzmanı Dr. Malini Mahendra da, ailelerin çocuklara uygulanan BT taramalarının potansiyel riskleri konusunda yeterince bilgilendirilmediğine dikkat çekti:
“Umarız bu bulgular, doktorların hastalara BT taramalarının fayda ve zararlarını daha açık anlatmasına yardımcı olur.”
***