KILAVUZLAR BİRER KÂĞIT PARÇASIDIR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kağıt mendil

New York Times’ ta Marcia Angell’ in yazısını okurken, kılavuzları mutlaka uyulması gereken, uymayanların suçlu sayılacakları “kutsal metinler” sanan kardiyologları hatırladım.

New England Journal of Medicine eski baş editörlerinden ve Harvard Tıp Fakültesi sosyal tıp öğretim görevlilerinden Marcia Angell şunları yazıyor (1):

Özel tıp dernekleri tarafından yayınlanan kılavuzlar doktorların da halkın da tutum ve davranışlarını büyük ölçüde etkiler.

Kılavuzları hazırlayan kuruluşların her ikisi de yani hem Amerikan Kalp Derneği ve hem Amerikan Kardiyoloji Koleji toplantılarını gerçekleştirebilmek için ilaç endüstrisinin finansal desteklerine muhtaçtır.

Bundan başka, kılavuzun hazırlanmasında çalışan uzmanlar da satışları kılavuzdan ciddi şekilde etkilenen ilaç endüstrisinin “ücretli” danışman veya sözcüleridir.

Bu kılavuzu hazırlayanların yarısı kadarının statin üreticileri ile finansal bağları vardır.

2005’ de tıbbi fetva kurumu FDA’ nın bir danışma heyeti, kalp krizi ve felç riskini artırdığı bilinen Vioxx isimli romatizma ilacının piyasada kalmasına onay vermişti.

Daha sonra heyetin 32 üyesinden 10’ unun ilacı üreten firma ile ilişkileri olduğu ortaya çıkmış ve bunların oyları dışlandığında ilacın onay alamayacağı anlaşılmıştı.

Çıkar ilişkisi basit bir formalite değildir; çok mühimdir.

Bir başka mesele daha var: Kolesterol değerleri yerine yaş, sigara, tansiyon yüksekliği gibi tüm risk faktörleri hesaba katılarak 10 senedeki kalp krizi ve felç riskinin en fazla 7.5 olması hedefleniyor.

Buna göre de LDL-kolesterolünüz düşük olsa bile statin tedavisine bağlanıyorsunuz.

Ama kolesterolünüz yüksek değilse neden kolesterol düşürücü bir ilaç almak zorunda olasınız ki?

Bu, statinlerin başka amaca uygun etkilerini ispatlayan deliller olmadıkça, çok mantıksız, saçma bir şey.

Etki alanı geniş kılavuzlar, randomize, kontrollü klinik araştırmalara ait kuvvetli delillere dayanmak zorundadır.

Kılavuz, bu deliller olmadan çıkar ilişkileri olan grubun kanaati olmaktan öteye gidemez.

Statin pazarını ikiye katlanmasından tek istifade edecek olan ilaç firmalarının nihai kâr-zarar haneleridir.”

Murat Tuzcu ne diyor?

Milliyet gazetesinde yazan Prof. Dr. Murat Tuzcu şunları yazıyor (2):

“Kılavuzlar, sağlık çalışanlarına bu çabalarında yardımcı olmak için hazırlanır.

Tıbbi kılavuz metinleri, konun uzmanlarınca tıp literatürü taranarak bulunan güvenilir bilimsel çalışmaların ışığında yapılan tavsiyeleri içerir. Kılavuz metni bir talimatlar manzumesi değildir.

Amaç, doktor ve sağlık çalışanlarının kaliteli hizmet vermelerine yardımcı olacak bilgi sağlamaktır.

Asıl olan hastayı tanıyan, muayene eden, testlerini inceleyip durumu değerlendiren doktorun vereceği karardır.

Lâkin doktor kararını çağdaş bilimsel veriler üstüne inşa edeceği için tıbbi kaynaklara ihtiyaç vardır.

Tıp eğitimi süresince edindiği bilgiler, izlediği bilimsel yayınlar, katıldığı toplantılar, kişisel tecrübesi bu kaynaklardan bazılarıdır.

Kılavuz, doktorun yararlandığı bir başka önemli kaynaktır.

Kılavuzu yazan uzmanların yapılacak tavsiyelerden çıkar sağlayacak tıbbi ilaç ve cihaz endüstrisiyle akçeli ilişkileri varsa, ortaya çıkacak metinin güvenilirliğine gölge düşebileceğini herkes bilir.

Bu nedenle yazarlar komitesine katılmaya aday olan uzmanlar sadece yazacakları konuyla ilgili değil, ilaç ve tıbbi cihaz endüstrisiyle herhangi bir akçeli ilişkileri varsa ayrıntılarıyla bildirmek zorundadır.

Yalnız kendilerinin değil ailelerinin ve çalıştıkları kurumların ilişkisi de bildirilir. Söz konusu olan paranın ne kadar olduğu da açıklanır.

Akçeli ilişkilerin ötesindeki entelektüel, bilimsel ilişkiler de bildirilir.

Örneğin bir doktor kurumda yapılan yeni bir ilaç araştırmasına katılıyorsa bu bir ‘çıkar çatışması’ sayılır.”

Murat Tuzcu da eminim ki bu kılavuzun “saçmalıklarının” çok iyi farkında ve ne diyeceğine de karar verememiş görünüyor, zaman kazanmak için orta sahada top çeviriyor.

Aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık:

“Kalp damar hastalıkları kılavuzlarının bazılarına yazar, bazılarına hakem ya da onaylayıcı kurul üyesi sıfatıyla katkıda bulunmuş birisi olarak, yüzlerce kişinin yıllarca süren çalışması sonucu ortaya  çıkan metinlerin kusursuz olmadığının bilincindeyim… Ama doğrularının, eksiklerinden çok daha fazla olduğunu da çok iyi biliyorum.”

Söz Karatay Hoca’ da

Prof. Dr. Canan Karatay’ ın “Karatay Diyeti’ yle Beslenme Tuzaklarından Kurtuluş Rehberi” isimli kitabından aldığım bir bölümü sitemde “Tedavi kılavuzlarını ilaç firmaları hazırlıyor” başlığı ile yayınlamıştım (3).

Okumayanlara mutlaka tavsiye ederim.

Gelelim neticeye

Her zaman tekrarlıyorum, benim hastalarıma yaklaşımımdaki sıralamam şöyledir: Önce akıl ve mantığa, sonra temel tıp prensiplerine, daha sonra tecrübe ve şefkate, daha daha sonra da kanıta dayalı tıp!

Endüstrinin destekleriyle yaşayan tıp derneklerinin, endüstri ile çıkar ilişkileri olan uzmanları tarafından hazırlanan kılavuzlar ise benim için sadece birer “kâğıt parçasıdır”.

KAYNAKLAR

1. http://www.nytimes.com/roomfordebate/2013/11/17/when-medical-experts-disagree/the-bottom-line-with-medical-studies-often-the-drug-companies

2. http://gundem.milliyet.com.tr/kilavuzlar-doktorlara-yol/gundem/ydetay/1793800/default.htm

3. http://www.ahmetrasimkucukusta.com/2013/11/12/misafir-yazar/tedavi-kilavuzlarini-ilac-firmalari-hazirliyor/

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Prof. DR. Canan Karatay diyor ki:

    Bundan neredeyse 40 yıl önce günümüzün en büyük ilaç firması Merck’in o zamanki yöneticisi Henry Gadsden Fortune dergisine verdiği röportajda aynen şöyle demiştir:

    ‘Ne büyük trajedidir ki firmamın pazarı sadece hasta insanlara kısıtlı kalmak üzere, uzun zamandır en büyük hayalim sağlıklı insanlara da ilaç satabilmenin yolunu bulup dünyadaki herkesi potansiyel müşteri haline getirmektir’

  2. Alişan Yıldıran, Çocuk Hekimi dedi ki:

    ‘Her zaman tekrarlıyorum, benim hastalarıma yaklaşımımdaki sıralamam şöyledir: Önce akıl ve mantığa, sonra temel tıp prensiplerine, daha sonra tecrübe ve şefkate, daha daha sonra da kanıta dayalı tıp’!

    Üstüne söylenecek başka bir kelime YOK!

Siz de yorumunuzu paylaşın: