İLAÇLAR GİBİ KILAVUZLAR DA ENDÜSTRİ ÜRÜNÜ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
ilaç endüstrisi çıkar ilişkisi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Çeşitli hastalıkların teşhis ve tedavisi için hazırlanan kılavuzları yazan ve bunları denetleyen kurullardaki üyelerin endüstriyle hiçbir “ticari ilişkileri” olmaması arzu edilir ama bu neredeyse imkânsız gibidir.

İki hafta kadar önce yayınlanan ve tüm dünyada büyük tenkitlere uğrayan yeni kolesterol kılavuzuna katkıda bulunanların önemli bir kısmının da endüstri ile “samimi ilişkileri” olduğu görülüyor (1).

Bu kılavuzu hazırlayan 15 panelistten 6’ sının kolesterol ilacı satan veya geliştiren üreticilerle yakın geçmişte veya hâlen bağlantıları bulunuyor.

Kılavuzun iki eş başkanından biri de endüstri ile sıkı fıkı olan bir uzman.

6 panelistten her biri danışman olarak çalıştığını ve kişisel araştırmaları için destek aldıklarını açıklarken, 10 uzman hakemin yarısının da danışmanlık ilişkileri var.

Üyelerin çıkar ilişkileri olduğunu bildirdikleri şirketler Merck, Amgen, AstraZeneca, Pfizer, Amarin, Roche ve Abbott Laboratuarları.

Kılavuz hazırlama standartları güncellendi

USA’ da kısa adı IOM olan Institute of Medicine (Tıp Enstitüsü) kılavuzların daha güvenilir olabilmelerini sağlamak için gerekli olan standartları iki sene önce güncelledi (2).

IOM “Şayet mümkünse, kılavuza katkısı olan grup üyelerinden hiçbirinin ve özellikle de eş başkanın endüstri ile çıkar çatışması olmamalıdır. Çıkar çatışması olanlar çoğunlukta olmamalıdır” diyor.

IOM bu kararında son derecede haklı; çünkü kılavuzlar tüm dünyada hastalıkların teşhis ve tedavilerinde hekimlerin büyük çoğunluğu tarafından uyulması “farz olan, uymayanın suçlu sayılacağı” tavsiyeler manzumesi olarak kabul ediliyor.

Kılavuzda teşhis ve tedavi için tavsiye edilen malzeme, alet edevat ve ilaçları üretenler bu sayede kârlarına kâr katacaklarından dolayı kılavuza katkıda bulunan uzmanların endüstriyle çıkar çatışmalarının olmaması icap ediyor.

Endüstriden çıkar sağlayan uzmanların hazırlayacakları kılavuzda endüstrinin menfaatlerini göz ardı etmeleri mümkün görünmüyor.

Şeffaflığın yani bu tür “ticari ilişkilerin” kılavuzlarda açıklanıyor olmasının da meseleyi ortadan kaldıracağını söylemek kolay değil; “parayı veren düdüğü çalar” sözü boşuna söylenmemiş.

İlaçlar gibi kılavuzlar da endüstri ürünü

İki hakem tarafından rastgele seçilen 130 kılavuzun IOM’ un 25 standardından 18 ile uygunluğunun incelendiği araştırma kılavuzların da büyük ölçüde endüstri tarafından “yazdırıldığı” neticesine varıyor (3).

Bu çalışma, kılavuzların yarısından azı bu standartların yüzde 50’ sinden fazlasıyla, alt uzmanlık dalı kurulları tarafından hazırlanan kılavuzların ise ancak üçte biri IOM standartlarının yüzde 50’ sinden fazlasıyla uyumlu olduğunu gösteriyor.

Çıkar çatışmaları, incelenen kılavuzların yarısından azında bildiriliyor.

Bu bilgilerin yer aldığı kılavuzlarda ise kurul üyelerinin yüzde 71.4’ ün ve eş başkanların ise yüzde 90.5’ inin çıkar çatışmaları olduğu tespit ediliyor.

Resmi kurumlar dışında, komite üyelerinin seçilme kriterleri ve seçilme yöntemi nadiren tanımlanıyor.

Vioxx faciası

2005’ de tıbbi fetva kurumu FDA’ nın bir danışma heyeti, Vioxx isimli romatizma ilacının piyasada kalmasına onay vermişti.

Bir süre sonra, kalp krizi ve felç riskini artırdığı, binlerce insanın ölümüne yol açtığı artık saklanamaz olan ilaç piyasadan çekildi.

Daha sonra heyetin 32 üyesinden 10’ unun ilacı üreten firma ile ilişkileri olduğu ortaya çıkmış ve bunların oyları dışlandığında ilacın onay alamayacağı anlaşılmıştı.

İlaç firmasının adamları” olmasaymış binlerce insan ölmeyecekmiş demek ki.

Gelelim neticeye

Aslına bakacak olursanız bu kılavuzlar çok fazla itibar edilecek metinler de değildir.

Esasında “hatalı uygulamalarda hekimleri korumak için” hazırlanmış belgelerdir ama bunlar etıbbanın çoğunluğunca “mukaddes tavsiyeler” olarak kabul edilir.

Hatırlarsanız, iki sene evvelki kolesterol savaşında bizde de bir takım bilim adamları kılavuza uymayanların “insan sağlığını tehlikeye attıklarını ve suç işlediklerini” ilan etmişlerdi.

Bir iki sayfalık kılavuzla ve ilaç firmalarının broşürleriyle bir taraftan “bilim adamı pozu vermek”  bir taraftan da “endüstriden nemalanmak” varken, araştırmak, düşünmek, fikir üretmek bazılarına cazip gelmiyor olmalı.

KAYNAKLAR

1. http://www.forbes.com/sites/edsilverman/2013/11/20/the-new-cholesterol-guidelines-and-conflicts-of-interest/

2. http://freepdfhosting.com/7eb40407e1.pdf

3. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23089902

***

EK 1 (6.12.2022): Hani şu birilerinin “taptığı” ve “bilimsel metin” zannettiği kılavuzlar var ya… Kılavuz hazırlayan komite üyeleri arasındaki çıkar çatışmalarının, kılavuz tavsiyelerinde önyargıya katkıda bulunduğu giderek daha fazla kabul görüyor.

Makale:  Managing risk from conflicts of interest in guideline development committees

Kaynak: https://www.bmj.com/content/379/bmj-2022-072252

***

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Mahmut Gürgan dedi ki:

    Hocam merhaba, bu konuda yayımladığım bir makalenin özetini paylaşmak istedim izninizle
    TANI ve TEDAVİ REHBERLERİNE İLİŞKİN ETİK SORUNLAR
    Mahmut Gürgan (*), Gamze Nesipoğlu (**)
    (*) Yrd. Doç. Dr. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik AD mgurgan@gmail.com
    (**) Yüksek Lisans Öğrencisi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik AD gamze.nesipoglu@gmail.com
    Özet
    Küreselleşme ile birlikte, tıp uygulamalarında önceden hazırlanmış tanı ve tedavi rehberlerinin kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Bu rehberler tanı koymak için izlenecek yolları belirleyen algoritmaları içerdiklerinden, gereksiz tetkiklerin istenmesini engelledikleri, tedavi seçimini rasyonalize ettikleri, hastaneye yatırma gibi seçeneklerin doğru olarak saptanmasına yardımcı oldukları öne sürülmektedir. Tanı ve tedavi rehberleri elbette ki yararlıdır. Ancak bu rehberlerin hazırlanması ve etkinlik alanlarının belirlenmesi ile ilgili etik sorunlar mevcuttur. İlaç sektörünün büyüklüğü ve ilaç pazarının genişliği göz önüne alındığında ilaç firmalarının arasındaki rekabetin rehberlerin hazırlanması sürecine etkileri tartışma konusu olmaktadır. Bunun yanı sıra ülkemizde tedavi giderlerinin ödenmesi sırasında bu rehberleri kılavuz olarak kullanılması hekimlerin kararlarının sorgulandığını göstermektedir. Tanı ve tedavi süreçlerinde hekimlerin başlıca kılavuzu olmaları itibarı ile, klinik uygulama rehberleri hastaların sağlık hizmetlerinden görecekleri yarar veya zararlar açısından önemli olan bu rehberlerin doğru kanıtlara dayalı ve anlaşılır bir dille, çıkar çatışmalarından uzak, tarafsız ve yetkin bir kurul tarafından etik ilkelere uygun belirli bir prosedürle hazırlanması hastaların yararını gözeten önemli bir adım olacaktır. Rehberler sürekli ve düzenli olarak yeni gelişmelerin ve kanıtların ışığında güncellenmeli, geliştirilmelidir. Rehberlerin varlığı ve kullanımı hekimlerin inisiyatiflerini azaltmamalı, bunların hukuki süreçlerde delil olarak kullanımı dikkatli ve eleştirel bir bakışla mümkün olmalıdır.

Siz de yorumunuzu paylaşın: