ALLAH’ IM BİZİ GEREKSİZ TIBBI TETKİK VE TEDAVİLERDEN KORU
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Milliyet gazetesindeki “Aydın’da bebekler kanserin kucağına itilmiş!” başlıklı habere hiç şaşırmadım (1).
Bizde radyolojik tetkiklerin yüzde 90′ ı gereksiz yapılıyor ama bundan doktorlar da hastalar da hastane sahipleri de teknoloji üreten şirketler de pek memnun.
Tomografi isteyen doktor ne yazık ki “en ileri tıp hizmetini” sunduğunu sanıyor.
Tomografi çekilen hasta “modern tıbbın nimetlerinden faydalanıyor olmanın” ve üstelik de cebinden para çıkmamasının memnuniyetini yaşıyor.
Kasalarını dolduran hastane sahipleri ve teknoloji üreten şirketler de ellerini ovuşturuyorlar.
Durum radyasyona erişkinlere göre çok daha hassas olan “çocuklarımız” için çok daha vahim boyutlarda.
Bizde son senelerde öksürüğü biraz uzun süren çocuğa “tomografi” çekilmesi ve “bronkoskopi” yapılması gibi korkunç bir moda başladı.
Beş yaşında 5 tane hatta daha çok normal akciğer röntgeni olan çocuklar var.
Hele de küçücük çocuklara sinüs filmi hatta tomografisi çekilmesinin gerekçesini anlayabilmiş değilim.
Bu incelemelerin gereksiz teşhis (overdiagnosis) ve gereksiz tedaviler (overtreatment) dışında bir zararının olmadığı sanılabilir ama işin aslı hiç de öyle değil.
Bunun zararlarını önümüzdeki senelerde çocuklardaki kanser vakalarındaki artışla göreceğiz ve maalesef vakit artık çok geçmiş olacak.
Bir de aşağıdaki haberde olduğu gibi bu aletlerin bakım, kontrol ve denetimlerindeki başıbozukluk dikkate alındığında durumun vahameti daha iyi ortaya çıkıyor.
Üstelik bu tür olayları sadece Aydın’ la sınırlı da sanmayın.
Dualarınıza “Allahım bizi gereksiz tıbbı tetkik ve tedavilerden koru” cümlesini ekleminizde fayda var.
Ben öyle yapıyorum.
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/aydin-da-bebekler-kanserin-gundem-2204675/
***
EK 1 (16.6.2023): Kılavuzlar yeniden gözden geçirilebilir! Düşük doz radyasyon ve kalp hastalığı arasındaki gizli bağlantı keşfedildi
Küresel bir araştırma, az miktarda iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalmanın bile yaşam boyu kalp hastalığına yakalanma riskinde hafif bir artışa yol açabileceğini ortaya koydu. Bulgular, düşük doz radyasyonun öncelikle kanser risklerini etkilediği yönündeki geleneksel inanca meydan okuyor.
Columbia Üniversitesi Vagelos Doktorlar ve Cerrahlar Koleji’nden Andrew Einstein, MD, Ph.D.’nin de aralarında bulunduğu bir araştırmacı ekibi tarafından yürütülen çalışmada, çeşitli düzeylerde radyasyona maruz kalmayı kapsayan 93 çalışmadan elde edilen veriler analiz edildi. Doz ve kardiyovasküler hastalıklar arasında net bir ilişki keşfetti.
Diğer çalışmalara meydan okudu
Araştırmaya göre, bir Gy radyasyona maruz kalmak, yaşam boyu kardiyovasküler ölüm riskini her 100 kişide 2,3 ila 3,9 oranında artırdı. Bu risk, genel nüfusa kıyasla kardiyovasküler hastalıklardan ölme olasılığının sadece %27 ila %29 gibi hafif bir artış göstermesiyle nispeten düşük kalsa da, radyasyona maruz kalmanın sağlık üzerindeki potansiyel etkisini vurguladı.
Daha önce, genellikle kanser tedavileri sırasında maruz kalınan yüksek doz radyasyonun kalp üzerindeki zararlı etkilerine odaklanılıyordu. Ancak bu çalışma, nükleer endüstriyi içeren mesleklerde veya tanısal tıbbi görüntülemede karşılaşılan daha düşük dozların bile kalp hastalığı için risk oluşturabileceğini gösterdi.
Uygun ve mantıklı radyasyon kullanımı vurgusu
Araştırmacılar, radyasyon kullanılan birçok tıbbi prosedür hayat kurtarıcı olduğundan, bulgularının gerekli radyasyon kullanımını caydırmaması gerektiğini vurguladı. Bunun yerine, dozları mümkün olduğunca düşük tutarken uygun ve mantıklı radyasyon kullanımının öneminin altını çizdiler.
Düşük doz radyasyonla ilişkili yaşam boyu artan aşırı kalp hastalığı riskini tam olarak belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Çalışma, önceki tahminlerin düşük dozların kalp ve kan damarları üzerindeki etkisini hafife almış olabileceğini öne sürüyor.
Ayrıca çalışma, düşük doz radyasyonun potansiyel kardiyovasküler riskleri hakkında değerli bilgiler sağlarken, sağlık çalışanlarına ve politika yapıcılara, radyasyona dayalı tıbbi prosedürlerin faydaları ile hastalar ve çalışanlar için potansiyel uzun vadeli sağlık sonuçlarını dengeleme konusunda dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatıyor.
***
EK 2 (9.7.2023): FERHAT ARSLAN “Bak aşağıda ne diyorum? Bu makale mi ? Değil. Sitasyon alan bir şey mi? O da değil. Profesörlük dosyasına konur mu? Yok canım daha neler, altı üstü 2,3 cümle! Efendiler hanımefendiler ama buz gibi gerçeklerdir. Bakın şimdi yapılan çok önemli bir çalışmada hastaların kullandığı ilaçların %68 i yakın takip gerektiren, % 25 i öldürücü niteliğe sahip bir etkileşim içeriyor. Nerede bu çalışma? Alın impact puanı en yüksek dergide. E peki benim sözümün hükmü var mı? Okuyana, dinleyene, uygulayana var.
Alın makale bilgisi acsjournals.onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.33
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1678074507808972801?s=20
K: https://acsjournals.onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.3322/caac.21803
Makale: Clinicians need to stay current with polypharmacy concerns
“Şimdi acar bir kaç hekim bana atarlanacak ama durum yıllardır böyledir. Bu yüzden klinik eczacılık geliştirilmeye çalışılıyor. Ama bizde istenen seviyede değil. Sadece ilaç etkileşimleri ve polifarmasi günümüz sağlık sorunlarının önemli bir kısmını oluşturmaktadır.”
“Size bir site ismi vereceğim. Kullandığınız ilaçların içindeki etken maddeleri bu sitedeki kutuya tek tek gireceksiniz. Sonra tuşa basacak ve çıktı alacaksınız. Bunu Dr nuza göstereceksiniz. Dr bunu yapamaz çünkü 10 dk da 5 dk da hiç birşey yapamaz.”
reference.medscape.com/drug-interacti Site burada.
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1458512840936001544?s=20
***
EK 3 (9.7.2023): FERHAT ARSLAN “ nature.com/articles/s4159 Yaşlılarınızı çok ilaçtan koruyun. Lütfen. Gereksiz hastane yatış larında da”
Makale: Polypharmacy, hospitalization, and mortality risk: a nationwide cohort study
K: https://www.nature.com/articles/s41598-020-75888-8
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1458513822361300993?s=20
***
EK 4 (10.7.2023): Can I have blood tests to check everything is alright?
Kaynak: https://www.bmj.com/content/382/bmj-2023-075728
***
Sadece Aydın’ da mı yoksa her yerde mi bu başıbozukluk?