TOMOGRAFİLER BEYİN TÜMÖRÜ RİSKİNİ ARTIRIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Journal of the National Cancer Institute isimli dergide yayınlanan yeni bir araştırmaya göre tomografiler beyin tümörleri riskini artırıyor.

1979-2012 tarihleri arasında bir veya daha fazla tomografi yapılan 168.394 Hollandalı çocukta genel kanser görülme oranının (ensidans) 1.5 misli fazla olduğu tespit edildi.

Habis ve habis olmayan beyin tümörleri risklerinin ayrı ayrı ve müşterek olarak tüm beyin tümörü risklerinin maruz kalınan radyasyon dozu yükseldikçe arttığı da belirlendi.

Mesela, en yüksek doza maruz kalanlar kategorisinde nispi risk 2-4 misli yüksek idi.

Buna karşılık çocuk ve gençlerde radyoaktivitenin sebep olduğu kanserler içinde beyin tümörleriyle beraber sık rastlanan lösemi riskinde bir artış bulunmadı.

Araştırmacılar, beyin tümörleri ensidansının bu kohortta genel nüfusa göre daha yüksek olmasının kanser riskinin kısmen endikasyona bağlı olarak artmış olabileceğine dikkat çekiyorlar.

Çocuklara dikkat

Tomografilerde standart bir akciğer röntgenine göre 200 misli fazla radyasyona maruz kalındığı, çocukların erişkinlere nazaran radyasyona daha hassas oldukları ve çocuklarda istenen her üç tomografiden birinin gereksiz olduğu dikkate alınmalıdır.

Tüm kanserlerin yüzde 2’ sinin tomografilerle ilişkilendirildiği, tomografilerin bazen yanlış alarmlara sebep olarak gereksiz anksiyete ve ileri tetkiklere kapı açtığı da unutulmamalıdır.

Gelelim neticeye

Bizde de tıp hizmetlerine ulaşmanın kolaylaşması tomografi ve diğer radyolojik tetkiklerin sayısını inanılmaz boyutlarda artırdı.

Tomografiler, yerinde kullanıldığında doğru teşhis ve tedavi için çok büyük faydalar sağlamakla beraber yüksek doz radyasyon maruziyetinin mutlaka hesaba katılması gerekiyor.

Hayat kurtaran tomografilerin hayat karartan tetkiklere dönüşmemesini temenni ediyorum.

Kaynak: https://academic.oup.com/jnci/advance-article-abstract/doi/10.1093/jnci/djy104/5046626?redirectedFrom=fulltext

***

EK 1 (10.12.2022): Çocuklarda ve gençlerde tek bir beyin (kafa) bilgisayarlı tomografisi bile 5-15 yıl içinde beyin kanseri riskini önemli ölçüde artırıyor.

Tek beyin BT incelemesi (ortalama beyin dozu 38 mGy) alan 10 000 kişi başına, BT incelemesinden 5-15 yıl sonra radyasyona bağlı yaklaşık bir beyin kanseri bekleniyor.

Bireysel doz değerlendirmeli bu büyük, çok merkezli çalışmada BT ile ilişkili radyasyona maruz kalma ve beyin kanseri arasında gözlenen önemli doz-cevap ilişkisi, pediatrik BT’lerin dikkatli bir şekilde gerekçelendirilmesi ve mümkün olduğunca düşük dozların kullanılmasını vurguluyor.

Kaynak: https://www.thelancet.com/journals/lanonc/article/PIIS1470-2045(22)00655-6/fulltext

Makale: Brain cancer after radiation exposure from CT examinations of children and young adults: results from the EPI-CT cohort study

***

EK 2 (16.6.2023): Kılavuzlar yeniden gözden geçirilebilir! Düşük doz radyasyon ve kalp hastalığı arasındaki gizli bağlantı keşfedildi

Yakın zamanda yapılan bir çalışma, düşük dozda iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalan bireylerin yaşamları boyunca kalp hastalığına yakalanma riskinin arttığını ortaya koydu. Tıbbi prosedürler sırasında radyasyon seviyelerinin mümkün olduğunca düşük tutulmasını tavsiye eden araştırmacılar, çalışanların radyasyona maruz kalmasına ilişkin mevcut kılavuzların da yeniden değerlendirilmesi gerekebileceğini belirtti.

Küresel bir araştırma, az miktarda iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalmanın bile yaşam boyu kalp hastalığına yakalanma riskinde hafif bir artışa yol açabileceğini ortaya koydu. Bulgular, düşük doz radyasyonun öncelikle kanser risklerini etkilediği yönündeki geleneksel inanca meydan okuyor.

Columbia Üniversitesi Vagelos Doktorlar ve Cerrahlar Koleji’nden Andrew Einstein, MD, Ph.D.’nin de aralarında bulunduğu bir araştırmacı ekibi tarafından yürütülen çalışmada, çeşitli düzeylerde radyasyona maruz kalmayı kapsayan 93 çalışmadan elde edilen veriler analiz edildi. Doz ve kardiyovasküler hastalıklar arasında net bir ilişki keşfetti.

Diğer çalışmalara meydan okudu

Araştırmaya göre, bir Gy radyasyona maruz kalmak, yaşam boyu kardiyovasküler ölüm riskini her 100 kişide 2,3 ila 3,9 oranında artırdı. Bu risk, genel nüfusa kıyasla kardiyovasküler hastalıklardan ölme olasılığının sadece %27 ila %29 gibi hafif bir artış göstermesiyle nispeten düşük kalsa da, radyasyona maruz kalmanın sağlık üzerindeki potansiyel etkisini vurguladı.

Daha önce, genellikle kanser tedavileri sırasında maruz kalınan yüksek doz radyasyonun kalp üzerindeki zararlı etkilerine odaklanılıyordu. Ancak bu çalışma, nükleer endüstriyi içeren mesleklerde veya tanısal tıbbi görüntülemede karşılaşılan daha düşük dozların bile kalp hastalığı için risk oluşturabileceğini gösterdi.

Uygun ve mantıklı radyasyon kullanımı vurgusu

Araştırmacılar, radyasyon kullanılan birçok tıbbi prosedür hayat kurtarıcı olduğundan, bulgularının gerekli radyasyon kullanımını caydırmaması gerektiğini vurguladı. Bunun yerine, dozları mümkün olduğunca düşük tutarken uygun ve mantıklı radyasyon kullanımının öneminin altını çizdiler.

Düşük doz radyasyonla ilişkili yaşam boyu artan aşırı kalp hastalığı riskini tam olarak belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Çalışma, önceki tahminlerin düşük dozların kalp ve kan damarları üzerindeki etkisini hafife almış olabileceğini öne sürüyor.

Ayrıca çalışma, düşük doz radyasyonun potansiyel kardiyovasküler riskleri hakkında değerli bilgiler sağlarken, sağlık çalışanlarına ve politika yapıcılara, radyasyona dayalı tıbbi prosedürlerin faydaları ile hastalar ve çalışanlar için potansiyel uzun vadeli sağlık sonuçlarını dengeleme konusunda dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatıyor.

Kaynak: https://medimagazin.com.tr/guncel/kilavuzlar-yeniden-gozden-gecirilebilir-dusuk-doz-radyasyon-ve-kalp-hastaligi-arasindaki-gizli-baglanti-kesfedildi-106070

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: