D VİTAMİNİNİ ARTIRMANIN YOLU GÜNEŞLENMEKTİR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
İskoçya’ nın kuzeyinde yer alan Orkney takımadaları, dünyada kısaca MS olarak da bilinen multipl skleroz hastalığının prevalansının (görülme sıklığı) en yüksek olduğu yerdir.
D vitamini eksikliği ile MS ve D vitamininden bağımsız olarak ultraviyole ışın maruziyeti ve MS arasında güçlü bir ilişki olduğunu gösteren araştırmalar vardır ama sebep-sonuç ilişkisi ispatlanamamıştır.
Ultraviyole B ışınlara az maruz kalmanın bir işareti olan D vitamini eksikliğine de İskoçya’ da sık rastlanır.
Edinburgh Üniversitesi uzmanları ORCADES araştırmasının bir parçası olarak Orkney’ de yaşayan 2 bin kişinin D vitamini seviyesini ölçtüler (1).
Amaç, Orkney’ deki yaygın D vitamini eksikliğinin buradaki MS prevalansı yüksekliğini izah edip etmeyeceğini belirlemek idi.
Araştırmacılar Orkney’ de ortalama D vitamini seviyelerinin İskoçya’ dan yüksek olduğunu görünce şaşırdılar.
En yüksek seviyelere çiftçiler ve düzenli olarak yurt dışı seyahatlere çıkan 60 yaş üzerindekilerde rastlandı.
Bu araştırmadan ne anlayalım?
D vitamini kalsiyum metabolizmasındaki rolü ile şöhret olmuşsa da kuvvetli immun-modülatör ve anti-enflamatuar etkilere de sahip ve epidemiyolojik araştırmalar D vitamininin birçok hastalık için risk faktörü olabileceğini ortaya koyuyor.
D vitamini eksikliği ile MS de ilişkilendiriliyor ama D vitaminin sebep mi yoksa bir kişinin güneşe maruziyetinin bir işareti mi olduğu bilinmiyor.
Bu araştırmanın sonuçları da şunları düşündürüyor:
BİR: Ekvatordan binlerce kilometre uzakta yer alan bir ülkenin güneş gören insanlarının D vitamini seviyeleri yeteri kadar yüksek olabiliyor.
Demek ki esas mesele “D vitamini desteği almak” değil “yeteri kadar güneşlenmektir”.
Orkney’ lilerde D vitamini eksikliği olmuyorsa Türkiye gibi bir güneş ülkesinde yaşayanlarda nasıl olsun?
İKİ: D vitamini düşüklüğü ile MS arasında doğrudan bir bağlantı yoktur.
Dünyanın MS prevalansı en yüksek bölgesinde D vitamini seviyelerinin düşük olmaması MS’ in gelişiminde doğrudan D vitamininin rolünün olmadığını düşündürüyor.
İlliyet ve birliktelik farklı şeylerdir
D vitamininin oto-immun hastalıklardan alerjilere enfeksiyonlardan kalp damar hastalıklarına kronik akciğer hastalıklarından transplantasyon ve kanserlere çok farklı birçok hastalıkla ilişkili olduğu ileri sürülüyor.
İlliyet (causality) ile birlikteliği (association) karıştırmamak gerekir.
D vitamininin bu hastalıklarla illiyet ilişkisi ispatlanmamış olduğu gibi D vitamininin besin desteği olarak verilmesinin bu hastalıkları önlediğini gösteren güvenilir araştırmalar da bulunmuyor.
Uzmanlar ne diyor?
Araştırmacılar da şu görüşleri dile getiriyorlar (2):
“D vitamini seviyelerinin Orkney’ de daha düşük olmaması hatta İskoçya’ dakilerden daha yüksek olması bizim için sürpriz oldu.
Sonuçlarımıza göre, Orkney’ de MS’ in fazla görülmesini D vitamini düşüklüğü izah etmiyor.
Çiftçilik yapanlarda D vitamini seviyelerini yüksek olması bunların zamanlarının çoğunu dışarıda geçirmeleri ve daha fazla güneş ışını almalarına bağlı olabilir”.
Dünyanın en çok MS görülen ülkesinin bilim adamları D vitamini desteklerini ağızlarına bile almıyor, güneşlenmekten bahsediyorlar!
Bu araştırma, İskoç uzmanların D vitaminine bile para vermeyi hesaplayacak kadar cimri olduklarını da bir kere tüm dünyaya ispatlıyor.
Tatilde güneşlenin!
Araştırma medyada da “D vitaminini artırmanın yolu güneşte tatil yapmaktır” başlığıyla haber oldu:
Holidays in the sun hold key to boosting vitamin D, study finds (3)
Sunny vacations could be key to boosting vitamin D levels: study (4).
D vitamini İngilizce konuşulan ülkelerde halk arasında “güneş vitamini” (sunshine vitamin) adıyla bilinir.
Gelelim neticeye
D vitamini, ultraviyole B ışınlarının tesiriyle deride kolesterolden sentez edilen, karaciğer ve böbrekte aktif hâle geçen bir hormondur.
Yani kolesterol metabolizması statin hapı içmek gibi bir saçmalıkla bozulmuyorsa vücut kendi D vitaminini “kendi” üretir.
Başta yumurta, süt, yoğurt, peynir, balık, mantar olmak üzere yediğimiz içtiğimiz gıdalarda da yeteri kadar D vitamini vardır.
Bütün mesele derimizin yeteri kadar güneş ışını almasındadır.
Kalp krizi ve felçleri sadece kolesterole bağlamak, kolesterol yüksek diye statin içmek ne kadar doğruysa, sağlıklı olmayı da sadece D vitaminiyle ilişkilendirmek, D vitamini seviyesi düşük diye haplara sarılmak da o kadar doğrudur.
Güneş ülkesinde yaşadığınızı unutmayın yeter!
Kaynak:
1. http://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0155633
2. https://www.sciencedaily.com/releases/2016/05/160517151455.htm
3. http://medicalxpress.com/news/2016-05-holidays-sun-key-boosting-vitamin.html
***
EK 1 (11.9.2024): Güneş, hastalıklara meydan okuyor.
https://x.com/drozcanyucel/status/1823647093946286203
https://x.com/realpungao/status/1822666964659036289
https://x.com/realpungao/status/1822666981629182198
https://x.com/realpungao/status/1822666990747599190
https://x.com/realpungao/status/1822666997198721045
https://x.com/realpungao/status/1822667008321986916
https://x.com/realpungao/status/1822667012079845590
https://x.com/realpungao/status/1822667015007424682
https://x.com/realpungao/status/1822667028668256384
***
Bir araştırma ancak bu kadar güzel yorumlanabilirdi.
Ben de sizin gibi düşünüyorum. Yüce Allah’ ın D vitamini metabolizmasını ekvatorda yaşayanlarla kutuplarda yaşayanların ihtiyaçlarına göre belirleyeceğinden kim şüphe edebilir. Afrikalılar neden karaderilidir de kuzey ırkı bembeyaz tenlidir sebebini hiç düşündünüz mü? D vitamini seviyesi de hiç şüphesiz ki her bölgeye her kişiye göre farklıdır. Kalkıp boyu 2 metre olanları kısaltmaya 150 olanları uzatmaya çalışmadığımız gibi herkesin D vitamini düzeyi de illa şu kadar olacak diye diretmek tamamen mantıksız.
Hocam benim bilgilerim şöyle:
Ultraviyole B camdan geçmez. Dolayısıyla doğru saatte, doğru sürede güneşlenilse bile cam arkasında güneşlenilmişse işe yaramaz.
Benzer şekilde Ultraviyole B buluttan ve puslu-pis havadan da geçmez.
Tatile çıkamıyorsak ve Ankara gibi bir şehirde yaşıyorsak, destek almak mantıklı olmaz mı?