HERKES İŞİNDE İYİ OLDUĞUNU İDDİA EDİYORSA, ÖLÜMLE SONUÇLANAN AMELİYATLARI KİM YAPIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Sözcü’ de Eser Akgül‘ ün haberinden bir bölüm:

Tüm mide ameliyatlarını kimisi ‘kolay zayıflatan’ bir yöntem gibi, kimisi de ‘yüksek ölüm riski’ olan bir uygulama gibi görüyor. Peki hangisi doğru? Tüp mide ameliyatları öldürüyor mu, hangi hastalar yaptırmalı, hangi uzmanlar yapmamalı? Sağlık Bakanlığı’na bu konuda nasıl görevler düşüyor? Obezite Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Murat Üstün, ölümcül sonuçların azaltılması için yapılması gerekenleri sıraladı.

obezite

 

Türkiye’de ölümle sonuçlanan vaka oranı hakkında elimizde bir bilgi var mı? Bu veriler yoksa sizin izlenimleriniz neler?

Maalesef bu alandaki başıbozukluk istatistikler için de geçerli. Kim gerçekten kaç vaka yapıyor, komplikasyon oranları nedir bilmiyoruz. Dediğim gibi, kime sorsanız en az 2000 ameliyattan kapıyı açıyor, komplikasyon ve yaşam kaybı ise 0. Peki o zaman sadece küçük kısmı basına yansıyan bu vakaları kim yapıyor? Bu kabul edilemez bir durum. Acilen ulusal obezite cerrahisi veritabanına ihtiyacımız var. Bununla ilgili başlatılan bir tek girişim var, o da tamamen bir obezite cerrahının tekelinde olduğu için kimse vakasını bildirmiyor. Bana soracak olursanız komplikasyon oranları dünya ortalamalarının üzerinde. Ölüm oranları da özellikle komplikasyonların atlanması veya ileri merkeze refere edilmek yerine mahallinde çözülmeye çalışılması nedeniyle daha yüksek gibi…Her cerrahın komplikasyonu ve hatta hasta kaybı olur. Önemli olan tarafsız gözle incelendiğinde eksik hiçbir şeyin olmamasıdır. Bazı durumlar vardır ki, her şey mükemmelen yapılsa da hastayı kaybedebilirsiniz.

“HER CERRAH BU AMELİYATI YAPAMAZ!”

Sizce bu noktada hasta hekim ilişkisi anlamında ne gibi yanlışlar var?

Cerrahlar tarz olarak biraz sonuç odaklı ve radikal insanlardır. Cerrahinin temeli hastalıklı bir dokuyu çıkarıp, kalanı onarmaya dayanır. Oysa burada bambaşka bir şey yapıyoruz, kompleks bir hastalığı çözmek için aslında sağlam bir dokuya müdahale ediyoruz. Obezite cerrahisi alanına girmeye niyetlenen genel cerrahların en büyük yanılgısı ve en büyük sorun kaynağı bence bu cerrahinin bildiğimiz, alışık olduğumuz cerrahi konseptlerinden çok farklı olduğunun farkına varamamaları.

Öncelikle son derece kompleks bir hastalıkla savaşıyoruz. Bu yönden bakınca olay kanserli bir dokuyu kesip çıkarmaktan daha zor. Çünkü tüm vücudu saran, tüm sistemleri çökerten bir durumdan bahsediyoruz. Onun yarattığı damar harabiyeti, solunum sorunları, karaciğer yağlanması vb yüzlerce faktörü de gözönüne almalısınız. Elle tutulur problemleri bir yana bırakın, psikolojik olarak da normal olmayan bir hasta grubu ile karşı karşıya olduğunuzu unutmamalısınız. Yeme bozukluğu, sosyal izolasyon, kendini hakir görme, umutsuzluğa bağlı ağır depresyon, bipolar bozukluk mücadele etmeniz gereken sorunlar. Yani kısacası, obez hastayı ameliyat etmek kesinlikle bir genel cerrahın alışık olduğu cerrahi protokollerle yürütülemeyecek ve iyileşene kadar değil, ömür boyu süren bir mücadele. Eğer cerrah buna hazırlıklı değilse, ameliyat yapınca işinin bittiğini düşünüyorsa sorun başlıyor.

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, dünyada yapılmış bir sürü çalışma gösteriyor ki; bir cerrah sadece obezite cerrahisi yapıyorsa ve yıllık vaka sayısı 100 ve üzerindeyse komplikasyon oranları düşüyor. Ama bizde halen obezite cerrahisini hasta buldukça yapan bir genel cerrah kitlesi var. Bir bakıyorsunuz guatr ameliyatında, ondan çıkıp obezite cerrahisi yapıyor, fıtık ameliyatıyla devam ediyor. Obezite cerrahisi bir ömür adanmayı gerektirir, diğer ameliyatların arasında çeşni niyetine yapılamaz.

AMELİYAT OLAN HASTALAR EĞİTİLMELİ!

obezite

 

Obezite cerrahisi denince sadece mide kelepçesinin bilindiği yıllardan beri internette sürekli olarak hasta bilgilendirmeye dayalı siteleri yönetiyorum, obezite destek forumlarıyla, sosyal medya gruplarıyla hastaların bilgi alışverişinde bulunmasını sağlamaya çalışıyorum. Onbinlerce üyesi olan bu gruplarda gördüğüm en bariz hata, hastaların son derece bilgisiz ve bilinçsiz bir şekilde, yeterince bilgilendirilmeden ameliyat oldukları ve ameliyat sonrası ne yapacakları hakkında hiçbir eğitim ve destek almadıkları. Sindirim sisteminin doğal akışını değiştirip emilim azaltan bir ameliyat yaptığınız hastaya vitamin desteği kullanması gerektiğini söylemezseniz o hastanın sorun yaşaması kaçınılmazdır.

Sağlık Bakanlığı obezite cerrahisi uygulaması ile ilgili bir genelge yayınladı. Bu genelgeden yola çıkarak hastalar başvurdukları uzmanların ve ameliyatın yapılacağı sağlık tesislerinin yeterliliği ile ilgili kendini güvende hissetmesi için nasıl bir araştırma yapmalı? Bu konuda vatandaşlar en kesin bilgiyi nereden alabilirler? Bakanlığın böyle bir sistemi var mı?

Maalesef böyle bir merkezi sistem ya da online veritabanı yok. Aslında bu uygulama Amerika dahil birçok ülkede yürütülüyor. Yani siteye girip hangi cerrah kaç ameliyat yapmış, komplikasyon oranları kaç inceleyebiliyorsunuz. Bizde ise maalesef cerrahların ya da merkezlerin kendi web sayfalarındaki verilerden başka bir bilgi yok. O da dediğim gibi son derece subjektif ve çoğu zaman da kasıtlı olarak yanıltıcı. Bugün “tüp mide” yazıp aradığınızda karşınıza çıkan sitelerin çoğunun o sıralamada olmasını arama motoru uzmanları sağlıyor, reklam için daha çok para veren hastanın ilk gördüğü site oluyor. Öncesi-sonrası fotoğraf paylaşımı yasakken sitelerin anasayfası bunlardan oluşuyor. Böylesine kirli ve giderek kirlenen bir ortamda obezite cerrahisini layıkıyla yapmaya çalışan uzmanlar da zorlanıyor. Bakanlık bu konuya ciddi bir şekilde el atmak istiyorsa önce hiç obezite ameliyatı yapmamış birini “2000 ameliyat, dünya çapında meşhur, en iyi, İsveç tekniği, Norveç yöntemi” vb söylemlerle pazarlayarak hasta derleme amacıyla kurulmuş bu sitelere bir dur demeli.

“GENELGE DOĞRU UYGULANIRSA, HER 10 MERKEZDEN 8’İ KAPATILIR”

Genelge bende de hastalarımızda da ilk anda olumlu bir izlenim yaratsa da, detaylara bakıldığında aslında yine pek birşeyin değişmeyeceğini düşünmemek elde değil. İfade edilen konuların çok iyi detaylandırılması ve takipçi olunması lazım. Örneğin “cerrahın obezite ve ileri laparoskopik tekniklerde yeterli olması” deniyor ama bunu kimin denetleyeceği, nasıl belirleyeceği belirsiz. Hastanelerin donanımlı olması gerektiğinden bahsedilmiş ama bu donanımın asgari standartları netleştirilmemiş. Göstermelik bir yoğun bakım yeterli olacaksa birçok hastane bu koşulu karşılıyor olabilir. Kısacası, umut veren bir gelişme ancak uygulamada görmek lazım. Bu genelge gerçekten doğru işletilse, şu anda internette reklamı yer alan 10 merkezden en az 7-8’i bu ameliyatları yapamaz.

Tamamını okumak için: http://www.sozcu.com.tr/2017/saglik/mide-ameliyati-riskleri-olum-riski-nasil-azaltilir-2060088/

Siz de yorumunuzu paylaşın: