KOVİD’ DE BAĞIŞIKLIĞI İNTERFERONLAR BELİRLİYOR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
KOVİD’ de oluşan bağışıklıkta interferonların oynadığı rol her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.
Koronavirüsler de dahil patojenlere karşı ilk savunma bağışıklık sisteminin doğuştan itibaren bulunan yani hazır olan kısmı (innate immunity) ile başlıyor (1).
-KOVİD enfeksiyonuna karşı korunmada TLR ve RLR aracılı tip I interferon üretimi gereklidir.
-Enfeksiyonunun akıbetini, koronavirüslerin kopyalanmasına göre interferon cevabının zamanlaması belirler.
-Optimal NLRP3 enflammazom aktivasyonu konakçı için faydalıdır ancak anormal aktivasyon, zararlı enfeksiyon sonuçlarına yol açabilir.
-Spesifik koronavirüs enfeksiyonları, enflamatuar hücre ölümünü (PANoptoz) aktive ederek sitokin salınımını indükleyebilir.
-KOVİD hastalığı toleransı yaşa, türe ve cinsiyete bağlı olarak ortaya çıkar.
KOVİD tablosunun ağırlığında interferonlar çok önemli rol oynuyor (2)
BİR: Tip 1 interferonların KOVİD enfeksiyonunda ve ağır tabloların oluşumunda da kritik bir rolü vardır.
İKİ: Ağır KOVİD vakalarının yüzde 14’ünde interferon cevabı genetik kusurlar veya interferona saldıran oto-antikorlar yüzünden bozulmuştur. Milyonlarca insanın KOVİD’e yakalandığı hesaba katıldığında bu vakaların sayısının ne kadar çok olacağı anlaşılacaktır.
ÜÇ: Uzun zamandır başka hastalıkların tedavisinde kullanılan sentetik interferonlar bazı ağır KOVİD vakalarında faydalı olabilirler ama interferonların çalışmasını bozan mutasyonlar veya onlara saldıran antikorlar olanlarda bu tedavi bir işe yaramayacaktır.
DÖRT: Bu mutasyon ve oto-antikorlara sahip olanların önceden tespitiyle ağır KOVİD riski olan bu kişiler için çok daha sıkı korunma tedbirleri alınabilir veya bunlara aşı için öncelik tanınabilir.
BEŞ: KOVİD’den iyileştikten sonra başkalarına verilmek üzere plazmaları alınan hastalarda bu oto-antikorlar da bulunabileceği için çok dikkatli olunmalıdır. Plazma tedavisi bu durumda ölümcül de olabilir.
İnterferonların virüsler arası etkileşimleri (viral interference) belirleyebiliyor (3)
Rinovirüs ve influenza A veya rinovirüs ve RSV birlikteliğinin araştırıldığı çalışmalarda iki virüsün aynı zamanda tespiti tesadüfen beklenenden önemli ölçüde daha düşük bulunmuştur.
Önceden interferon tedavisi veya rinovirüslerle önceden bir enfeksiyonun influenza A virüsü üremesini baskıladığı, önceki rinovirüs enfeksiyonunun influenza A enfeksiyonu erken dönemlerinde ISG ekspresyonunu büyük ölçüde artırdığı ve ISG indüksiyonunun önlenmesinin rinovirüs enfeksiyonundan sonra influenza A çoğalmasını sağladığı tespit edilmiştir.
Rinovirüs veya diğer RNA virüsleriyle enfeksiyonlar belirtiye yol açmıyor olsalar bile hava yollarında interferonla uyarılan genleri (interferon-stimulated genes=ISGs) aktive edebilir.
Bu cevap hazır bağışıklık tarafından virüse ait nükleik asitlerin tanınmasıyla başlar ve tip I ve tip III interferon sentezi ve antiviral ISG’ lerin aktivasyonuna yol açar.
İnterferon sentezinin genetik veya sonradan bozulmuş olduğu kişilerde havayollarındaki ISG ekspresyonu baskılanacağı için birden fazla virüsle aynı anda enfeksiyonlar daha sık görülecektir.
İnterferon nedir?
İnterferonlar, vücut hücreleri tarafından virüslerin çoğalmasını önlemek için enfeksiyonun erken döneminde üretilen proteinlerdir.
Virüs bir hücreye girip üremeye başladığında hemen bir lokal cevap başlatırlar ve hücrenin virüse saldırması için protein üretirler.
Bunlar, tabii öldürücü hücreler ve makrofajlar gibi bağışıklık hücrelerini aktive ederler, MHC antijenlerinin ekspresyonunu artırarak antijen sunumunun düzenlemesini artırırlar ve komşu hücreleri enfeksiyonla mücadeleye hazırlarlar.
İnterferonlar, virüs enfeksiyonlarında çok sık görülen ateş, kas ağrısı, halsizlik gibi belirtilerden de mesuldürler.
20’den fazla interferon geni ve proteini vardır ve tip I, tip II ve tip III olarak sınıflandırılırlar.
Kaynaklar:
1. https://www.cell.com/trends/immunology/fulltext/S1471-4906(20)30234-9?dgcid=raven_jbs_aip_email
***
EK 1 (14.2.2021): Virüsün başarıyla sınırlanmasında bağışıklık hücresi alt kümelerinde erken dönemde interferon ile uyarılan genlerde (ISG) aktivite artışının etkisi olabilir. Buna ek olarak tabii öldürücü hücreler (NK) ve T hücrelerinin düşük sitotoksik potansiyeli, immun-modülasyon potansiyeline sahip bir monosit türü de koruyucu bağışıklığın ayırt edici hususiyetleridir. Kaynak: https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2021.02.03.429351v1
***
EK 2 (14.2.2021): T hücreleri tarafından tanınan antijenlerin çoğu S proteini dışındadır, olanların çoğu da reseptör-bağlanan yer (RBD) değildir. Bundan dolayı tabii bağışıklık yani hastalık geçirilerek kazanılan bağışıklık aşılarınkinden çok daha geniş kapsamlıdır. S proteinindeki mutasyonların etkisinin de çok az olacağı öngörülebilir. Kaynak: https://www.cell.com/cell-reports-medicine/fulltext/S2666-3791(21)00015-X#%20
***
EK 3 (15.2.2021): Güney Afrika’da Kovid 19’a yakalananların iyileştikten sonra virüsün mutasyon geçiren varyantına yakalandığını belirten Fauci, “Bu da bize, önceki bağışıklığın sizi yeni virüse karşı en azından bu yeni varyanta karşı korumadığını gösteriyor ancak iyi haber şu ki aşı, Güney Afrika mutasyonuna yakalanmayı önlemekte doğal bağışıklıktan daha etkili görünüyor.” dedi. Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/dr-fauci-kovid-19-asisi-yeniden-viruse-yakalanmayi-onlemekte-dogal-bagisikliktan-daha-etkili/2144743
***
EK 4 (18.7.2021): Bozulmuş erken (interferon) IFN-I cevabı , ağır hastalık için birleştirici bir predispozan faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Asemptomatik hastalar koruyucu bir tip I IFN cevabı geliştirirken, ağır KOVİD hastalarında arginin tüketen, T hücresi ve endotel hücre fonksiyonunu bozan ve yaygın akciğer hasarına sebep olan artmış bir enflamasyon vardır. Buna göre, arginaz-1’in inhibisyonu ve/veya arginin takviyesi, ağır KOVİD’ in önlenmesi/tedavisinde önemli olabilir. Kaynak: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fimmu.2021.695972/full
***
EK 5 (26.9.2022):
-
miRNAs can inhibit the SARS-CoV-2 infection in different ways: blocking the viral replication, cellular receptors and the function of viral proteins.
-
miRNAs interfere in various biological processes and also the heart and lung disease caused by COVID-19 disease.
-
miRNA can be considered as a novel and attractive biomarker for the treatment of SARS-CoV-2 infection.
-
miRNAs-based therapeutics could be used in the nanovaccines that are specific with minimal off-target effects.
Kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7989380/
Makale: The role of miRNAs in COVID-19 disease
***
İlgili Diğer Yazılar:
- BU SENE NEZLE OLACAKLARI ALLAH’ IN ŞANSLI KULLARI OLARAK GÖRÜYORUM
- KİLO VERME DEĞİL İNSÜLİN DİRENCİNİN DÜZELMESİ GRİP ÖLÜMLERİNİ ÖNLÜYOR
- BATI DİYETİ BAĞIRSAK PANETH HÜCRELERİNİN İŞLEVİNİ DE BOZUYOR
- DOĞUŞTAN GELEN YEREL BAĞIŞIKLIK ÇOCUKLARI AĞIR KOVİD’ DEN KORUYOR
- FAVİPİRAVİR KOVİD’ DE ETKİLİ Mİ DEĞİL Mİ?