BU SENE NEZLE OLACAKLARI ALLAH’ IN ŞANSLI KULLARI OLARAK GÖRÜYORUM

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Birçok Avrupa ülkesinden elde edilen veriler, 2009 sezonunda ortaya çıkan H1N1 virüsünün yayılımının o sıradaki rinovirüs epidemisi tarafından kesintiye uğradığını göstermişti.

Rinovirüs ve influenza A veya rinovirüs ve RSV birlikteliğinin araştırıldığı çalışmalarda iki virüsün aynı zamanda tespiti tesadüfen beklenenden önemli ölçüde daha düşük bulunmuştur.

Buruna püskürtülen zayıflatılmış canlı virüs aşılarıyla ilgili küçük bir çalışmada da aşılama sırasında başka bir virüsle enfekte olan çocuklarda influenza aşı suşunun üremesinin azaldığı gözlemlenmiştir.

Farelerde yüksek dozda rinovirüs inoküle edilmesinin influenza A enfeksiyonunu zayıflattığı da gösterilmiştir.

21 yaşından büyük bir grupta üç kış mevsimi boyunca yürütülen araştırmada da solunum yollarındaki bir virüs enfeksiyonunun başka bir enfeksiyonu önleyebileceği gösterildi.

Önceden interferon tedavisi veya rinovirüslerle önceden bir enfeksiyonun influenza A virüsü üremesini baskıladığı, önceki rinovirüs enfeksiyonunun influenza A enfeksiyonu erken dönemlerinde ISG ekspresyonunu büyük ölçüde artırdığı ve ISG indüksiyonunun önlenmesinin rinovirüs enfeksiyonundan sonra influenza A çoğalmasını sağladığı tespit edildi.

How does the body fight off a virus? – "Struggle Against Infected Diseases"  Public Union

Bu olayın birkaç sebebi olabilir

BİR: Bir virüsün reseptörü bloke etmesi diğer virüsün de hücreye girmesini engelleyebilir.

İKİ: Hücre kaynakları için virüsler arası rekabet etkili olabilir.

ÜÇ: Bir virüse bağlı olarak gelişen hazır veya doğuştan bağışıklık başka bir virüse karşı koruyucu olabilir.

DÖRT: Antiviral interferon cevapları belirleyicidir.

Rinovirüs veya diğer RNA virüsleriyle enfeksiyonlar belirtiye yol açmıyor olsalar bile hava yollarında interferonla uyarılan genleri (interferon-stimulated genes=ISGs) aktive edebilir.

Bu cevap hazır bağışıklık tarafından virüse ait nükleik asitlerin tanınmasıyla başlar ve tip I ve tip III interferon sentezi ve antiviral ISG’ lerin aktivasyonuna yol açar.

İnterferon sentezinin genetik veya sonradan bozulmuş olduğu kişilerde havayollarındaki ISG ekspresyonu baskılanacağı için birden fazla virüsle aynı anda enfeksiyonlar daha sık görülecektir.

Solunum yolları virüsleri yakında dolaşıma çıkacaklar

Önümüzdeki günlerde hem influenza hem diğer solunum yolları virüsleri dolaşıma çıkacaktır.

Virüsler arası etkileşimin (viral interference) KOVİD salgınının seyrini değiştirmesi mümkündür çünkü KOVİD virüsü de tıpkı influenza ve rinovirüsler gibi interferonla baskılanmaktadır.

Ne var ki KOVİD virüsü reseptörü ACE-2’ nin de bir ISG olduğu hesaba katıldığında rinovirüs-KOVİD etkileşimini belirlemek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu açıktır.

DİKKAT: “Geçen yıl Avustralya’ da gripli sayısı 289.731 iken bu yıl sadece 21.156. Sebep, maske + mesafe + temizlik + seyahat yasakları, okulların kapatılması ve karantina mı yoksa “virüs interferensinin ” de etkisi var mı? Araştırılmaya değer çok önemli bir mevzu!”

Melbourn’ da bir laboratuvara grip aşısı üretimi için her gün 500 bin tavuk yumurtası gönderiliyormuş. Avustralya’ lara tavsiyem şudur ki: O yumurtaları ziyan etmesinler, yesinler, görecekler çok daha sağlıklı olacaklar. Kaynak: https://twitter.com/drahmetrasim/status/1316491441867288578?s=20

Gelelim neticeye

2009’ da rinovirüslerin H1N1 salgınını baskılaması gibi bu sene de rinovirüs enfeksiyonlarının KOVİD salgınını etkilemesi ihtimal dâhilindedir.

Rinovirüsler adeta bir aşı vazifesi görebilir, nezle geçirenler bu sayede KOVİD’ den korunabilir.

Nezle olacakları Allah’ ın şanslı kulları olarak görüyorum.

Kaynak: https://www.thelancet.com/journals/lanmic/article/PIIS2666-5247(20)30114-2/fulltext#

NOT 1: Vücut hücreleri tarafından sentezlenen bir protein olan interferon birçok virüse karşı aktif bir müdafaa oluşturur.

NOT 2: Viral interferens, bir virüs enfeksiyonunun aynı sınıftan veya başka türden virüslere karşı geçici koruma sağlamasıdır.

***

EK 1 (24.3.2021): Nezle (soğuk algınlığı) etkeni olan rinovirüslerin salgılanmasına yol açtıkları interferon cevabının SARS-CoV-2′ nin çoğalmasını engellediği gösterildi. Matematiksel simülasyonlar, bu virüs-virüs etkileşiminin büyük ihtimalle popülasyon çapında bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Kaynak: https://academic.oup.com/jid/advance-article/doi/10.1093/infdis/jiab147/6179975

***

EK 2 (6.4.2021): The Unexpected Case of the Disappearing Flu. Kaynak: https://medium.com/illumination-curated/the-unexpected-case-of-the-disappearing-flu-64fd1fa5e909

***

EK 3 (4.6.2021): Sağlık Bilimleri Dergisi STAT’da yayımlanan bilimsel makaleye göre, tüm dünyada alınan koronavirüs tedbirleri grip vakalarında gözle görülür bir düşüşe neden olurken, gribin 2 çeşidinin de ortadan kalmasını sağlamış olabilir.

STAT’da yayımlanan makalede, pandeminin başlamasının ardından alınan maske ve sosyal mesafe gibi tedbirler nedeniyle dünya çapında grip vakalarında önemli bir düşüş sağlandığı belirtildi. Makalede, influenze A tipi olan H3N2 virüsünün ve influenza B virüsünün ortadan kalkmış olabileceği kaydedildi. Uzmanların H3N2 ve İnfluenza B virüsü ile ilgili veritabanlarını araştırdıkları belirtilen makalede, iki suşun da son 12 aydır görülmediği kaydedildi. ABD’nin Seattle eyaletindeki Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi’nde biyolog olan Trevor Bedford, STAT’a yaptığı açıklamada, H3N2’nin ‘neslinin tükenmiş’ olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi. Manhattan’daki Mount Sinai Tıp Fakültei’nden grip uzmanı olan Florian Krammer ise, “Kimsede görüşmemesi tamamen ortadan kaybolduğu anlamına gelmez. Ancak böyle bir şey olmuş da olabilir” dedi. 

Dünya Sağlık Örgütü Hayvanlar ve Kuşlarda Grip Ekolojisine İlişkin Çalışmalar İşbirliği Merkezi direktörü Richard Webby de virüs türlerinin neslinin tükendiğini ilan etme konusunda temkinli davranmak gerektiğini söyledi. Grip vakalarında azalma görüldüğünü doğrulayan Webby, “Ancak yine de veritabanlarındaki verileri baz alarak, hangi grip türlerinin ortadan kalkmış olabileceğine dair tahminler hata yapma riski taşıyor” diye konuştu.  Makaleye göre, bazı uzmanlar grip vakalarındaki azalmanın sokağa çıkma kısıtlamalarına bağlanabileceğini iddia etse de, konu koronavirüsün yayılmasını durdurmaya geldiğinde bu tür önlemlerin etkinliği hala çok tartışılan bir konu. Zira Münih Üniversitesi’ndeki bilim insanları tarafından yakın zamanda yayınlanan bir makale Alman hükümeti tarafından uygulanan Kovid-19 kısıtlamalarının virüsü dizginlemede anlamlı bir rol oynamadığı sonucuna ulaşılmıştı. Kaynak: https://www.cnnturk.com/dunya/kovid-19-kisitlamalari-sayesinde-2-grip-turu-yok-olmus-olabilir

***

EK 4 (10.1.2022): Sonuçları Nature Communications dergisinde yayımlanan araştırmada, Eylül 2020’de Kovid-19’a yeni yakalanmış bir kişiyle yaşayan ve daha önce soğuk algınlığı geçirmiş 52 kişi üzerinde odaklanıldı. 28 gün süren çalışma süresince grubun yarısı Kovid-19’a yakalanırken, diğer yarısı yakalanmadı. Kovid-19’a yakalanmayanların 3’te birinde, soğuk algınlığı sırasında vücudun bağışıklık sistemince üretilen T hücrelerinden yüksek miktarda olduğu tespit edildi.

Araştırmacılar, havalandırma, meskendeki virüs yükü gibi diğer etkenlerin de Kovid-19’a yakalanma oranlarını etkilemiş olabileceğini belirterek, buna rağmen araştırmanın vücudun bağışıklık sisteminin çalışmasını anlamaya katkıda bulunduğuna, yapılacak aşı çalışmaları için önemine de işaret etti. Soğuk algınlığı vakalarının sadece yüzde 10 ila 15’ine koronavirüslerin neden olduğunu vurgulayan araştırmacılar, yakın zamanda soğuk algınlığı geçiren herkesin Kovid-19’a yakalanmayacağını düşünmenin büyük bir hata olacağını kaydetti.

Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/koronavirus/arastirma-soguk-alginligi-kovid-19a-karsi-koruma-saglayabilir/2470075

***

EK 5 (11.1.2022): Soğuk algınlığından kaynaklanan yüksek T-hücre seviyeleri Kovid-19’a karşı koruma sağlayabilir. Kaynak: https://www.medscape.com/viewarticle/966306?src=soc_tw_220111_mscpedt_news_mdscp_tcell&faf=1

***

EK 6 (23.11.2023): H3 yumurtada mutasyona uğramadan üreyemediği için bugüne kadar kullanılan grip aşılarının bu tipe karşı etkili olmasının mümkün olmadığının bir nevi ispatıdır.

Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/36533954/

Makale: Nucleoside-Modified mRNA-Based Influenza Vaccines Circumvent Problems Associated with H3N2 Vaccine Strain Egg Adaptation

***

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Fuzûlî dedi ki:

    Hoca Ahmed Rasim’in en az 3-4 kişilik bir makale takib tercüme ekibi olduğu kanaatindeyim.

    Ama kaleme aldığı yazıları bizatihi yazdığı, akıcı üslûb ve latifelerinden anlaşılabiliyor.

    Nerden mi biliyorum.

    Yazı yazanlar anlar!

    İnterferensa mevzuuna gelince, Avustralya’da grip görülmediğini ve bunun iyi bir şey olduğunu zannedenler iyice bir okusunlar derim….

Siz de yorumunuzu paylaşın: