BU SENE GRİP VE SOĞUK ALGINLIĞI ÇOK AZ OLACAK, İNŞALLAH!
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
“Korkutma mütehassısları” eksik olmasınlar haftalardır bu senenin çok çetin geçeceğini, koronavirüse ek olarak influenza ve diğer solunum yolları hastalıklarının üst üste geleceğini, çok ağır tablolar görüleceğini ve ölümlerin artacağını “müjdeliyorlar”.
Hakikaten de bu günler geçmişte soğuk algınlığı ve üst solunum yolları enfeksiyonlarının zirve yaptığı, gribin “ufaktan” kendini göstermeye başladığı günlerdi.
Poliklinikler, nezle, sinüzit, tonsillit, farenjit, larenjit, krup, bronşit, orta kulak iltihabı, zatürreli hastalarla; ateşi çıkan, öksüren, nefesi tıkananlarla dolar taşardı.
Bu sene ise adeta “tık” yok ama bu, tabii benim şahsi müşahedem.
Gel gelelim, koronavirüs salgını ile beraber kış mevsimini geçiren Güney Yarıküre ülkelerinden gelen haberler adeta beni tasdik ediyor.
Wall Street Journal’ de yer alan bir makaleye göre, geçen sene Şili’ de 20.949 kişide mevsimsel solunum yolları enfeksiyonu teşhis edilmişken bu sene bu rakam 1.134’ de kaldı ve gribin zirveye ulaştığı temmuzun ilk iki haftasında bu sene hiçbir grip vakası bildirilmedi (1, 2).
Brezilya’da da çok fazla sayıda KOVİD ölümü görülmüş olmakla beraber ülkenin grip sezonunda bu sene 2.085 kişinin hastaneye yatırılması gerekti. Bu rakam geçen sene 3.445 idi.
Arjantin’de laboratuvar teşhisli gripli sayısı ocak-haziran döneminde 2019’ da 420.737 iken bu sene yüzde 64 azalarak 151.189 olarak gerçekleşti.
Güney Afrika’ lı doktorlar da mevsimsel salgının başladığını gösteren yeterli vaka olmadığını söylüyorlar.
Avustralya’da National Notifiable Diseases Surveillance System geçen sene haziranın son iki haftasında 22.047 olan laboratuvar teşhisli gripli sayısının bu sene aynı dönemde 85’ de kaldığını bildiriyor.
Yeni Zelanda’da da geçen seneye göre grip vakaları yüzde 90, solunum yolları hastalıkları yüzde 60 azaldı.
Grip ve solunum yolları enfeksiyonları neden azaldı?
Mütehassıslar, bu durumu koronavirüse karşı alınan tedbirlerin influenza ve diğer solunum yolları virüslerinin yayılmasını da engellemesine bağlıyorlar.
Okul, restoran, spor salonu, kuaför ve benzeri iş yerlerinin kapanması; seyahat sınırlamaları; fiziki mesafe, maske kullanımı ve el temizliğine önem verilmesi; tele-tıp uygulaması sayesinde risk grubunda olanların hastane ortamından uzak kalmaları; grip aşılarının virüslerin yayılmasını engellemesi gibi etkenlere dikkat çekiyorlar.
Virüs rekabeti de önemli olabilir
Yukarıda bildirilen gerekçelerin hepsinin de etkisinin olması mümkün olmakla beraber ben virüsler arası rekabetin rolünün de ihmal edilmemesi kanaatindeyim.
Bir virüse karşı harekete geçen ve gelişen bağışıklığın ikinci bir virüsün hastalık yapmasını önlemesi virüs rekabeti (viral interference) adıyla biliniyor (3, 4).
Gelelim neticeye
Koronavirüs önümüzdeki dönemde daha fena “bastıracak” gibi görünüyor ama ben bu kışın grip ve diğer solunum yolları enfeksiyonları bakımından tıpkı dünyanın Güney Yarıküre’ sinde olduğu gibi çok rahat geçeceğini tahmin ve temenni ediyorum.
İnşallah da öyle olur.
Atalarımız, “İyi düşün, iyi gerçekleşsin” demişler.
Virüslere selâm, tedbirlere devam!
Maske + Mesafe + Musluk + Moral + Mönü + Müzik.
Bir de şu mesele var: Bu sene grip ve soğuk algınlığı maske + mesafe + temizlik tedbirleri sayesinde çok azalmış ise o zaman bu tedbirler koronayı da neden aynı şekilde azaltmadı hatta tam aksine artırdı?
Kaynaklar:
1. https://www.advisory.com/daily-briefing/2020/07/24/coronavirus-restrictions
***
EK 1 (5.2.2021): Virüsün başarıyla sınırlanmasında bağışıklık hücresi alt kümelerinde erken dönemde interferon ile uyarılan genlerde (ISG) aktivite artışının etkisi olabilir. Buna ek olarak tabii öldürücü hücreler (NK) ve T hücrelerinin düşük sitotoksik potansiyeli, immun-modülasyon potansiyeline sahip bir monosit türü de koruyucu bağışıklığın ayırt edici hususiyetleridir. Kaynak: https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2021.02.03.429351v1
***
EK 2 (6.4.2021): The Unexpected Case of the Disappearing Flu. Kaynak: https://medium.com/illumination-curated/the-unexpected-case-of-the-disappearing-flu-64fd1fa5e909
***
EK 3 (25.4.2021): Bildiğimiz basit nezlenin sebebi olan “rinovirüs” dünyayı duman eden “koronavirüsün” çoğalmasını bloke ediyor. Nezle virüsü salgını önlemede aşı gibi işe yarayabilir. Nezle olanların “şifayı kaptım” sözü ispatlanmış oldu. Kaynak: https://academic.oup.com/jid/advance-article/doi/10.1093/infdis/jiab147/6179975
***
EK 4 (2.6.2021): ABD’de gerçekleştirilen yeni bir araştırmaya göre, insanlarda soğuk algınlığı geçirdikten sonra gelişen bir antikorun Covid-19’a neden olan virüsü etkisiz hale getirebileceği belirtildi. Nature Communications dergisinde yayınlanan çalışma için ekip, pandemi öncesi ve pandemi sırasında katılımcılardan alınan kan örneklerini inceledi. Araştırmacılar, corona virüsü yenen kişilerden alınan kan örneklerinde, soğuk algınlığı sırasında üretilen, hastalıkları ‘hatırlayan’ ve tehdit geri dönerse tekrar harekete geçirilen yüksek düzeyde bağışıklık hücreleri tespit etti. Bulguların tüm corona virüslere karşı koruma sağlayan bir aşı veya antikor tedavisi geliştirmesine yardımcı olabileceği belirtilirken, ekip antikorun, bellek B hücresi olarak bilinen bir tür bağışıklık sistemi hücresi tarafından üretildiğini belirtti.
‘İSTİLACI VİRÜSÜN YÜZEYİNE KİLİTLENİP YOK EDİLMEK ÜZERE İŞARETLİYOR’
California, La Jolla’daki Scripps Araştırma Enstitüsü’nden bir ekip tarafından gerçekleştirilen çalışmada, hem soğuk algınlığının hem de Covid-19’un, üst solunum yolu hastalıkları olarak aynı kategoriye girdiğinin altı çizilirken bellek B hücrelerinin, istilacı corona virüs patojenlerinin yüzeyine kilitlendiği ve onları diğer bağışıklık hücreleri tarafından yok edilmek üzere işaretlediklerini tespit edildiği açıklandı. Bilim insanları, bu hücrelerin yıllar, hatta on yıllar boyunca kan dolaşımında yer alabileceklerini ve başka bir enfeksiyon meydana geldiğinde bağışıklık sisteminin onları yeniden çağırabileceğinin altını çizdi.
Bilim insanları elde edilen sonuçların ayrıca, Covid-19 ile enfekte olmuş kişilerin kan örneklerindeki bellek B hücre antikorları seviyelerinin, enfekte olmayanlara göre daha yüksek olduğunu gösterdiğini belirtirken, hafif corona virüs geçiren kişilerin, daha sonra ağır corona virüse yakalandıklarında antikor üretmekte zorluk çekmeyeceklerini bildirdi.
***
EK 5 (4.6.2021): Sağlık Bilimleri Dergisi STAT’da yayımlanan bilimsel makaleye göre, tüm dünyada alınan koronavirüs tedbirleri grip vakalarında gözle görülür bir düşüşe neden olurken, gribin 2 çeşidinin de ortadan kalmasını sağlamış olabilir.
STAT’da yayımlanan makalede, pandeminin başlamasının ardından alınan maske ve sosyal mesafe gibi tedbirler nedeniyle dünya çapında grip vakalarında önemli bir düşüş sağlandığı belirtildi. Makalede, influenze A tipi olan H3N2 virüsünün ve influenza B virüsünün ortadan kalkmış olabileceği kaydedildi. Uzmanların H3N2 ve İnfluenza B virüsü ile ilgili veritabanlarını araştırdıkları belirtilen makalede, iki suşun da son 12 aydır görülmediği kaydedildi. ABD’nin Seattle eyaletindeki Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi’nde biyolog olan Trevor Bedford, STAT’a yaptığı açıklamada, H3N2’nin ‘neslinin tükenmiş’ olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi. Manhattan’daki Mount Sinai Tıp Fakültei’nden grip uzmanı olan Florian Krammer ise, “Kimsede görüşmemesi tamamen ortadan kaybolduğu anlamına gelmez. Ancak böyle bir şey olmuş da olabilir” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü Hayvanlar ve Kuşlarda Grip Ekolojisine İlişkin Çalışmalar İşbirliği Merkezi direktörü Richard Webby de virüs türlerinin neslinin tükendiğini ilan etme konusunda temkinli davranmak gerektiğini söyledi. Grip vakalarında azalma görüldüğünü doğrulayan Webby, “Ancak yine de veritabanlarındaki verileri baz alarak, hangi grip türlerinin ortadan kalkmış olabileceğine dair tahminler hata yapma riski taşıyor” diye konuştu. Makaleye göre, bazı uzmanlar grip vakalarındaki azalmanın sokağa çıkma kısıtlamalarına bağlanabileceğini iddia etse de, konu koronavirüsün yayılmasını durdurmaya geldiğinde bu tür önlemlerin etkinliği hala çok tartışılan bir konu. Zira Münih Üniversitesi’ndeki bilim insanları tarafından yakın zamanda yayınlanan bir makale Alman hükümeti tarafından uygulanan Kovid-19 kısıtlamalarının virüsü dizginlemede anlamlı bir rol oynamadığı sonucuna ulaşılmıştı. Kaynak: https://www.cnnturk.com/dunya/kovid-19-kisitlamalari-sayesinde-2-grip-turu-yok-olmus-olabilir
***
Sağlık çalışanlarının yükü ikiye katlanacak
ABD’nin köklü gazetelerinden Washington Post’un haberine göre, Amerikan Hastane Birliği Başkan Yardımcısı Nancy Foster, Covid-19 ve grip vakalarının aynı anda yayılması durumunda hastanelerin yükünün artacağı konusunda tedbir alınması gerektiğini belirtti. Hastanelerdeki oksijen cihazları başta olmak üzere tıbbi malzemelerin de yetmeyebileceği uyarısında bulundu.
Öte yandan, Foster, grip ve Covid-19 vakalarının birlikte seyretmesi durumunda doktor ve sağlık çalışanlarının da yükünün artacağını belirtiyor. Foster, ‘Zaten zor şartlar altında çalışan sağlık çalışanlarının yükü böylelikle ikiye katlanacak’ ifadelerinde bulundu. Uzmanlar bu yıl da ‘çift pandemi’ dönemini hasarsız atlatabilmek adına ‘aşı olun’ çağrılarını sıklaştırdı. Virüsten en çok etkilenen ülke konumunda olan ABD’de Kovid-19 aşılama istatistiklerini takip eden Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) verilerine göre, yetişkin nüfusun yüzde 74’ünden fazlasına en az bir doz corona virüsü aşısı uygulandı.
***
EK 7 (12.10.2021): İngiltere’de bu kış gripten ölümlerin son 50 yılın en yüksek seviyesinde olabileceği açıklandı. Tıp Bilimleri Akademisi’nin araştırmasına göre geçen yılki karantina uygulamaları sonucu gribe karşı bağışıklığının zayıflaması nedeniyle 60 bin kişi hayatını kaybedebilir. ABD’de de halka grip aşısı olmaları çağrısı yapıldı. Yapılan araştırmada geçen yıl corona virüsün yayılmasını yavaşlatmak için uygulanan kısıtlamaların diğer solunum yolu virüslerinin engellenmesine yardımcı olduğu belirtildi. Gribe karşı bağışıklığın zayıflamasının, bu yıl 15 bin ila 60 bin kişinin gripten ölmesine neden olabileceği ifade edildi. Gripten her yıl ortalama 11 bin kişinin öldüğüne dikkat çeken uzmanlar İngiltere’de bu yıl grip vakalarında büyük artış yaşanmasının beklendiğini açıkladı, geniş kapsamlı bir aşılamanın bu riski azaltmaya yardımcı olabileceği de vurgulandı.
“Doğal bağışıklık yok”
İngiltere Kamu Sağlığı Direktör Yardımcısı Profesör Jonathan Van-Tam “Kısıtlamalar nedeniyle geçen yıl çok fazla kişi grip olmadı, bu yüzden toplumumuzda her zamanki kadar doğal bağışıklık yok” dedi. Van-Tam, halka en kısa sürede grip aşısı olmaları çağrısında bulundu. Sağlık yetkilileri, bu yıl grip ölümlerinin, Hong Kong gribinin Birleşik Krallık’ı kasıp kavurduğu 1968’den bu yana en yüksek seviyede olabileceğinden endişe ediyor. Benzer bir çağrı da ABD’de yapıldı. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri bu kış hem corona virüs hem de grip salgınının bir arada yaşanacağına dikkat çekerek halka grip aşısı olmalarını tavsiye etti.
***
İnşallah efendim inşallah, biz de dua ediyoruz.