KORONAVİRÜSÜN KÖKENİ: KENDİNİZ KARAR VERİN (DOĞAL MI? YAPAY MI?)

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

HİKMET GEÇKİL’ in 23 kasım 2020′ de Bilim Blog’ unda yayınlanan yazısı koronavirüsün kökenini merak edenler için; bilhassa da etıbba ve tıp fakültesi öğrencileri için.

***

An itibarı ile hala yeni koronavirüsün (SARS‐CoV‐2) kökeni şüpheli ve davranışı bir muamma: Virüsün “insanlığın şimdiye kadar görmediği bir mikrop gibi davrandığı” bildirildi. [1] Birçok önde gelen virolog ve diğer seçkin bilim insanı dizi analizine dayanarak, mevcut pandemiye neden olan yeni koronavirüsün bir laboratuvarda tasarlanmadığına veya manipüle edilmediğine ve doğal bir zoonotik (hayvandan) sıçramanın sonucu olduğunu iddia etmektedir. Bu iddia, SARS‐CoV‐2’de bulunan iki benzersiz genomik özelliğin tüm olası kökenlerini tam olarak açıklayamıyor ve viral genomları manipüle etme yöntemi olarak “seri pasaj“ın uzun tarihini görmezden geliyor. Uzun süredir devam eden seri pasaj uygulaması, bir tür “işlev kazanımı” (gain-of-function) araştırmasıdır. Bu olay (yani sürekli pasajlama) türler arasında zoonozu (geçişi) zorlar ve bir laboratuvarda doğal bir zoonotik sıçramanın gerçekleşmesi için gerekli olan moleküler adaptasyonları gerektirir.

Seri pasaj; mikroorganizma (bakteri, virüs, vd) ve insan veya hayvan hücrlerinin canlılığını muhafaza etmek amacıyla bir besi yerinden taze başka bir besi yerine süerkli bir şekilde geçirilmesidir. Seri pasaj, bazen yeni özellik veya işlev kazandırmak (gain-of-function), bazen de bazı özellik/işlev bakımından zayıflatmak (loss-of-function) için kullanılır. Bunun için, mikrop veya hücreler yeni bir besi ortamına uyum sağlamak için zorlanır.

SARS‐CoV‐2’nin spike proteini iki ayırt edici özellik taşır: 1. Reseptör bağlanma bölgesindeki (RBD) benzersiz dizi. Bu dizi SARS‐CoV‐2’nin insan anjiyotensin dönüştürücü enzimini (ACE2) kullanması için kritik olduğu bilinmektedir (ACE2, hem SARS‐CoV hem de SARS‐CoV‐2 tarafından hedef hücrelerle füzyon (kaynaşma) ve daha sonra hücre girişi için kullanılan bir hücre yüzey reseptörüdür). 2. polibazik bir “Furin kesme bölgesi“nin varlığı. Bu bölge aynı zamanda çoklu bazik bölünme bölgesi (MBS) olarak da bilinip, yeni koronavirüsün (SARS‐CoV‐2) “Spike” proteininde sınırlı dizi esnekliğine sahip dört amino asit eklentisi taşır. Bu site SARS‐CoV veya diğer beta koronavirüslerinde bulunmaz. Bu furin bölünme bölgesi, deneysel koşullar altında çoğaltılan veya ticari hayvan çiftliklerinden izole edilen kuş gribi virüslerinin ve Newcastle Hastalığı Virüsünün füzyon proteinleri tarafından kullanılan bir virülans özelliğidir. Bu tür adaptasyonlar, laboratuarlardaki seri pasaj koşullarını taklit eder. Aslında, doğada furin parçalanma bölgesi olan hiçbir grip virüsü bulunmamıştır. Pasajlama, grip virüslerinin sinir hücreleri dahil farklı hücre tiplerini kullanarak sistemik bir çoklu organ enfeksiyonu oluşturmasına izin verdiği için literatürde kapsamlı bir şekilde araştırılmıştır. Pasajlama, yüksek patojenite ile ilişkilidir ve aynı zamanda tür bariyerinin aşılmasında önemli bir rol oynar. Pasajlama yapılan virüslerin hepsi patojenitede bir artış göstermemiş olsa da, bir furin bölünme bölgesine sahip olarak tanımlanan yüksek derecede patojenik her kuş gribi virüsü, pasjlamanın doğal koşulları yaratan ticari kümes hayvanı çiftliklerinde bulunmuş veya fonksiyon kazanımı (gain-of-function) deneyleri yapan laboratuvarlarda yaratılmıştır.

İnfluenza virüslerinde furin bölünme bölgeleri yalnızca yapay koşullar altında ortaya çıksalar da, bu furin bölünme bölgeleri koronavirüslerin birkaç ailesinde bulunur. Ancak SARS‐CoV‐2, bir furin bölünme bölgesi bulunan tek beta-koronavirüs olup diğerlerinin SARS‐CoV‐2’ye benzerliği sadece %60 kadardır. İlginç bir klinik ilişki, influenza virüslerinde furin bölünme bölgelerinin enfekte farelerde lenfopeni ile ve gelincik beyinlerinde replikasyonu takiben nörolojik durumlarla ilişkili olmasıdır. Bu durumlar, aynı zamanda SARS-CoV-2 ile enfekte ve COVID-19’dan muzdarip hastanede yatan hastalarda gözlenen klinik belirtilerdir. Bu durmlar, furin bölünme bölgelerinin yakınsak evrimin bir örneği olabileceğini göstermektedir. Yakınsak evrim, virüs-konak etkileşimlerine hükmeder, çünkü viral proteinler yakınsak evrimleşir ve karmaşık konak süreçlerini manipüle etmek için fonksiyonel olarak çeşitli bitçok biyofiziksel etkileşime aracılık eden aynı doğrusal motiflerin çoğunu biriktirir. Dolayısı ile, bu yeni koronavirüsün furin bölünme bölgesini bir ara konakçı türünde rekombinasyon yoluyla kazanmış olması mümkündür, ancak aşağıda tartışıldığı gibi furin bölünme bölgesi iki laboratuvar işlemi ile de SARS-CoV-2’yi aşılanmış olabilir.

Seri viral pasajlamanın tarihsel ve biyolojik sonuçlarını laboratuar hayvanları yoluyla ya in vivo ya da hücre kültürleri yoluyla in vitro çalışmalara değinmeden, SARS-CoV‐2’nin bir laboratuvar sızıntısı mı yoksa doğal bir zoonotik sıçramanın ürünümü olduğunu kapsamlı bir şekilde değerlendirmek imkansızdır. Dahası, SARS‐CoV‐2’nin doğal olarak ortaya çıktığı konusundaki fikir birliğine rağmen, bu yayınlar yaygın olarak kullanılan laboratuar seri pasaj uygulaması senaryosunu evrensel olarak görmezden geliyorsa da, bu ikinci senaryo kapsamlı bir araştırmayı hak ediyor.

Özellikle canlı bir hayvan konakçısından seri pasaj, doğada zoonotik (hayvandan) bir sıçrama sırasında meydana gelen aynı moleküler süreçleri zorladığından ve hücre kültüründen in vitro geçiş bu sürecin birçok unsurunu taklit ettiğinden herhangi ayırt edici bir genetik iz bırakmaz.

Viral Seri Pasajın Tarihçesi
Seri pasajın işlev kazandırma aracı olarak kullanılması ilk kez H1N1 domuz gribi virüsünün bir suşuna uygulandı. H1N1, bir Sovyet laboratuarından sızmadan önce genetiği değiştirilmiş ya da 1977’deki zayıflatılmış bir aşı denemesinin parçası olarak tanıtılan pandemik influenza virüsünün bir varyantıdır. Hiç kimse bu virüsün sorumluluğunu üstlenmemiş olsa da, laboratuardan gelen pasajlardan oluşturulan bir virüsün bilinen ilk örneğidir. Bunun böyle olduğu, daha sonra bilinen herhangi bir kuzen suştan açıklanamayan genetik uzaklığı nedeniyle saptandı. Bu aşırı mesafe, taksonlar arasındaki genetik ayrışmayı yapay olarak hızlandırmakla mümkündü ve doğal değildi. Çünkü doğal olarak ortaya çıkması uzun zamanlar alacak bir şeydi.

1979’da bu değiştirilmiş H1N1 Domuz Gribi’nin piyasaya çıkmasından sadece 2 yıl sonra, farklı bir Sovyet laboratuvarından bakımı yapılmayan bir egzoz filtresinden şarbon sızdı. Sovyet yetkilileri, ölümleri ikna edici bir şekilde kontamine yerel etten sorumlu tuttu. Bu uç gizlemesi, 1986’da yürütülen resmi bir soruşturmaya dayanıyordu ve 1992’ye kadar uydurma olduğu ortaya çıkmadı. Ardından, dağılma modellerinin analizi, kurbanların sözde kontamine etle çalışanlar olmadığı, bunun yerine hepsinin Sverdlovsk silah laboratuvarı ve bakımı düzgün yapılmamış egzoz havalandırması bacasının altındaki bir bölgede yaşadığı ortaya çıktı. Bu nedenle, laboratuvar sızıntılarını inkar eden ve bunları ticari et endüstrisi üzerine yükleyen yaklaşık 40 yıl öncesine dayanan bir tarih var ve Sovyetlere yaklaşık yirmi yıl süregelen bir mazeret ve etkili bir bahane oldu.

Pasajlama ile geçen H1N1 Domuz Gribinin Sovyet versiyonu muhtemelen bir aşı programının parçası olarak geliştiriliyordu. Ancak, biyolojik silah geliştirmek gibi bir yönde işlev kazanımı da mümkündü. Ortaya çıkışı, “işlev kazanımı” araştırmasının riskleri ve ödülleri arasındaki tartışmayı ateşledi – bu protokolün oluşturduğu tehlikeler için poster virüsü haline gelmesine neden oldu.

Bu tartışma, takip eden on yıllarda büyük ölçüde kaybolacaktı. Ancak 2011’de iki ayrı ekip, influenza virüsünün memelilere bulaşabilen H5N1 Kuş Gribi suşlarını oluşturmak için genetik manipülasyonu ve ardından gelincikler arasında pasajlamayı kullandı. Elde edilen virüs bir işlev kazanımı virüsü idi ve aerosol ile bulaşabiliyordu. İlk ekip Dr. Ron Fouchier tarafından yönetildi ve Hollanda’daki Erasmus Tıp Merkezi’nde yürütüldü. Seri pasajla 5’ten az mutasyon H5N1 Kuş Gribinin değiştirilmiş bir suşunu oluşturmak için yeterli idi ve aerosollerle son derece ölümcül kalabiliyordu. Bir muhabir bu virüsle kıyaslandığında “1918 ölümcül salgınının basit bir soğuk gibi” kalacağını rapor ettiğinde, bu virüs üzerinde çalışan bilim adamlarının bir medya fırtınasına hazırlanıyordu. Ancak benzer ikinci bir bir fırtına ise henüz yolda idi.

Tokyo ve Wisconsin Üniversiteleri’nden Dr. Yoshihiro Kawaoka, H5N1 Kuş Gribini seri pasajla birkaç yerden değiştirmeyi beklemek yerine, H1N1 Domuz Gribi ve H5N1 Kuş Gribinden gelen genleri birleştirerek ve daha sonra gelinciklerden seri pasjla geçen kimerik bir virüs yarattı. Virüs potansiyel olarak pandemik özelliklere sahipti ve hava ile bulaşıyordu. Her iki deneyde de, doğal zoonotik sıçramalarda seçilen mutasyonları zorladığı ve virüsler üzerinde yapılan doğrudan genetik mühendisliğini maskelediği için, seri pasaj süreci hızlandırılmış olsa da doğal seçilimin sonucu gibi görünen değiştirilmiş bir genom yaratıldı. Bu deneyler, yayınlanmamaları için yeterince tehlikeli olarak görüldü, ancak her ikisi de nihayetinde belli metodolojik ve sekans ayrıntıları dışarıda bırakılarak yayınlandı.

Takip eden yıllarda, H7N1 Kuş Gribinin virülansını artırmak ve herhangi bir mutasyona neden olmadan aerosol geçişine izin vermek için gelinciklerden işlev kazanımlı seri pasajlar kullanıldı. Ek olarak, H1N1 Kuş Gribinin de havayla bulaştığı ve domuzlardan in vivo geçişten sonra virülansının arttığı keşfedildi. Laboratuvardaki seri pasaj viral patojeniteyi her zaman artırmasa da, oldukça patojenik influenza virüslerinin tümü furin bölünmesi içerir ve bunların hepsi ya sadece laboratuvarlarda seri pasajdan veya ticari hayvan çiftliklerinde sözde doğal ortaya çıkanlardır.

Hayvan konakçılardan veya hücre kültürlerinden sıralı pasaj süreci, doğal görünen ve zoonozun doğal sürecini etkili bir şekilde taklit ettiği için kasıtlı olarak manipüle edilmeyen ve doğal seçilimin sonucu gibi görünen bir genom bırakır.

Seri Pasaj ve Moleküler Belirteçleri
Seri pasaj, doğal bir zoonotik sıçrama sırasında meydana gelen doğal zoonotik süreçlerin çoğunu taklit etse de, seri pasaj yapay olarak doğal bir fenomeni küçük bir zamansal çerçevede yoğunlaştırdığı için, bazı ince farklılıklar gösterir. SARS‐CoV‐2, filogenetik tabloyu tamamlamak için bir ara geçiş suşundan beklenmeyen bir genetik mesafeye ek olarak, ACE2’ye spike protein bağlanması için oldukça güçlü bir afiniteye sahiptir (yaklaşık 10–20 kat). Bu afinite, mutasyon olaylarından sonra ya bir ara doğal konakta ya da teorik olarak belgelenen ilk enfeksiyondan daha önce gerçekleşmiş olabilecek insanlara zoonotik bir sıçramadan sonra ortaya çıkmış olabilir, bu da ona bunu önemli ölçüde artırması için zaman kazandırır. Mantıksal olarak, laboratuvar hücre kültürlerinden veya laboratuvar hayvanlarından seri pasajdan sonra seçilim yoluyla da ortaya çıkmış olabilir. Yeni koronavirüste bulunan ikinci ayırt edici özelliğe gelince: Deneysel laboratuar koşullarında başka virüslerin furin bölünme alanlarını pasajla aldıkları gözlemlenmişse, SARS‐CoV‐2 için de böyle bir mekanizma teorik olarak mümkündür.

Yukarıda belirtilenler gibi influenza virüsleri durumunda, işlev kazancının furin bölünme bölgelerinin iki farklı moleküler işlemin sonucu olduğu düşünülmektedir. Birincisi, geri düzeltilebilir ve daha sonra seri pasaj protokollerinde bulunan çok sayıda enfeksiyon nedeniyle seçilebilen nükleotid eklemeleri veya değiştirmeleri. İkincisi, bir konakçı hücre içinde birden fazla viral RNA’nın rekombinasyonudur, bu aynı zamanda kazara laboratuar ortak enfeksiyonları yoluyla eklenen başka virüsleri de içerebilir.

İnfluenza virüslerinden farklı olarak, yaban gelinciğinden seri pasajla ortaya çıkan koronavirüsler literatürde kaydedilmemiştir. Bununla birlikte, birkaç koronavirüs ailesinde furin bölünme bölgeleri bulunduğundan, bunların ortaya çıkması için moleküler bir yol bulunmalıdır ve seri pasaj sırasında yeniden ortaya çıkabilir. Koronavirüslerin seri pasaj takiben furin bölünme bölgeleri kazanma olasılığını etkileyen birkaç faktör vardır: Virüsler arasında sıklıkla paylaşılan virüs-konak etkileşimleriyle ortaya çıkan evrimsel motiflerin sıklığı, bulaşıcı bronşit koronavirüsünün (IBV) tavuklardan seri pasajla geçişi, spike-protein genleri boyunca kayda değer mutasyonlar geliştirdi ve bir A tipi sığır koronavirüsü, hücre hatları boyunca in vitro seri pasaja maruz kaldığında, sadece küçük bir azınlıkta 12-nükleotid eklenti bulundu. Bu bulguların tümü, SARS ‐ CoV ‐ 2’nin furin bölünme bölgesini influenza virüslerinde olduğu gibi kazanmış olabileceğine işaret ediyor. Yani, canlı konakçılar arasında immün savunmayı geçen ve rekombinasyon için gerekli olan yoğun seçilim baskısını sağlayan in vivo seri pasaj yoluyla olmuş olabilir. ve ortaya çıkmasına neden olan mutasyonlar. Ve tıpkı influenza virüsleri gibi, furin bölünme bölgeleri yalnızca yapay ortamlarda korunabilir, çünkü verdikleri yüksek virülans, doğal bir ortamda çoğalmadan önce konaklarını öldürmekle sonuçlanır, B koronavirüsleri destekleyemiyor gibi görünüyor. doğada furin dilinimleri. Bilinen taksonomi soyuna bakılırsa, B koronavirüsleri doğadaki furin bölünmelerini destekleyemiyor gibi görünmektedir.

Furin bölünme bölgesinin edinilmesinin, SARS ‐ CoV ‐ 2’nin diğer koronavirüslere kıyasla insan popülasyonlarında verimli bir şekilde yayılmasını sağlayan ve bir işlev kazancı sağlayan anahtar uyarlamalardan biri olduğuna şüphe yoktur. İkincil bir konakta doğal rekombinasyon yoluyla veya bir laboratuvarda veya ticari bir çiftlikte seri pasaj yoluyla bir furin bölünme bölgesi elde etme olasılığına ek olarak, klasik rekombinant DNA kullanılarak bir laboratuvarda yeni koronavirüsün omurgasına doğrudan eklenebilir. Bu, doğrudan genetik manipülasyonun belirleyici işareti olan sınırlama bölgesi bağlantılarının kaldırılmasına ve nükleotid değişiklikleri getirmeden yeniden birleştirmeye izin verir. Dolayısıyla, Spike protein RBD’sinin tamamı sıfırdan bir araya getirilmemiş olsa da, 12 nükleotid uzunluğundaki furin bölünme bölgesinin doğrudan SARS ‐ CoV ‐ 2’ye eklenmiş olabileceği kesinlikle akla yatkındır. Furin bölünmeleri, IBV dahil olmak üzere diğer koronavirüslere ve hatta sadece Spike-proteinin işlevini inceleyen in vitro deneylerde hücreden hücreye füzyonu artırdığı için SARS-CoV’ye başarıyla eklenmiştir ve in vivo enfektivitesini muhtemelen artırmaktadır.

Dahası, IBV koronavirüs Spike-proteinine rekombinasyon yoluyla bir furin bölünme bölgesi eklendiğinde, tıpkı bu özelliği barındıran influenza virüslerinde olduğu gibi, daha önce hiç rapor edilmemiş nörolojik semptomlara yol açtığı ve öldürücülüğü artırdığı görülmüştür. Bu bölünme bölgesinin varlığı, SARS ‐ CoV ‐ 2 sistemik çoklu organ semptomlarına paralel olarak solunum ve üriner sistemlere verilen hasarı da artırdı. Özellikle yeni koronavirüs ile enfeksiyonun yalnızca ACE2 reseptörlerine bağlandığı akciğerleri değil, aynı zamanda tüm kardiyovasküler sistemi sinir sistemi ve böbreklerimizi etkilediği görüldü. Seri geçişte sıklıkla kullanılan Vero hücrelerinin, insanlarda bulunanlara çok benzeyen ACE2 reseptörlerine sahip Afrika yeşil maymunlarının böbrek epitel hücrelerinden türetilmesi bir tesadüften daha fazlası olabilir ve seri pasaj araştırması için kullanılan humanize edilmiş farelerde de aynı durum söz konusudur.

Doğal Kaynak mı, yoksa İşlevsellik Kazanımı Laboratuvarından Kaçış mı?

Yarasa kaynaklı koronavirüslerle ilgili işlev kazanımı araştırmaları, North Carolina Üniversitesi ve Wuhan’ın Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi gibi ilgili tesisler tarafından desteklenen Wuhan Viroloji Enstitüsü’ne kadar her yerde neredeyse on yıldır devam etmektedir. SARS‐CoV‐2 gibi ACE2 reseptörünü hedefleyen bir koronavirüs, ilk olarak 2013 yılında Wuhan’dan bir ekip tarafından vahşi bir yarasadan izole edildi. Bu araştırma kısmen EcoHealth Alliance tarafından finanse edildi ve bu reseptörü hedef alan ve havada taşınabilen yarasa kaynaklı koronavirüs genomlarının manipülasyonu için zemin hazırladı. Yıllar boyunca Wuhan’da çok daha virüs toplandı ve bir araştırma gezisi ile 400 kadar yabani virüs toplanıp, o zamandan beri 1500’den fazla virüs türüne ulaşan özel bir depoya eklendi. Yani, Wuhan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, deneyler için yararlanılabilecek büyük ölçüde açıklanmamış virüslerden oluşan büyük bir kataloğa sahiptir. Ve sonraki yıllarda, EcoHealth Alliance, Wuhan’da yapılacak işlev kazanımı araştırmalarının ana hatlarını çizen proje önerileri için fon sağladı. Yarasa koronavirüs genomlarını manipüle etmek için vitro ve in vivo enfeksiyon deneyleri ve reseptör bağlanma analizi, bu yeni koronavirüsü bir laboratuvarda tasarlamak için gereken ıslak çalışma ile tutarlı olduğunu gösterdi. Ancak Wuhan Viroloji Enstitüsü, en basit laboratuarlarda bile bulunan ve BSL-4 araştırmasında yer alan hassas çalışma göz önüne alındığında titizlikle detaylandırılması beklenen laboratuvar defterlerini herhangi bir nedenle yayınlamayı reddetti. Halbuki araştırma sırasında tutulan bu defterler, laboratuvarı SARS ‐ CoV ‐ 2’nin oluşturulmasında herhangi bir rolün olmadığına yeterli kanıt sağlayabilirdi.

Bir laboratuvar kökenini kanıtlamasa da, başka bir işlev kazanımı deneyi, SARS-CoV-2’yi tasarlamada olası bir adımı göstermektedir: Örneğin, SARS koronavirüsüne, bu virüse ACE2’ye yüksek afinite kazandırmak için yapay olarak yeniden yapılandırılması. Bu, yeni koronavirüsün misk kedilerinden izole edilmesini ve ardından onu memeli ACE2 reseptör ifade eden hücrelerden seri pasajını içeriyordu (yani, ACE2 için güçlü bir afinite sağlayan tüm konakçı yerine konakçı hücre hatların seri pasajda kullanıldı. Bu çalışmadan birkaç yıl sonra, yarasa koronavirüsü Spike-protein genini doğrudan manipüle ederek kimerik bir yarasa kaynaklı koronavirüsün yaratılmasını içeren daha fazla işlev kazanımı araştırması yapıldı [36], ve öldürücü bir koronavirüs yarattı. Paris’teki Pasteur Enstitüsünde virolog olan Simon Wain-Hobson’dan şu korkunç uyarı: “[Yeni] virüs kaçtıysa, kimse yörüngeyi tahmin edemezdi.” [37] SARS ‐ CoV ‐ 2’nin ACE2 bağlanması için etkili çözümü, kasıtlı olarak nükleotit-nükleotit olarak tasarlanamayan bir şey olarak doğru bir şekilde tanımlanmış olsa da, [2] bir laboratuarda gelincik veya hücre kültürlerinden seri pasaj sonrası için seçilebilir. SARS ‐ CoV ‐ 2 spike ‐ protein RBD’nin sekans verilerinin hariç tuttuğu tek kaynağı, SARS ‐ CoV ‐ 2’yi oluşturmak için tüm SARS ‐ CoV spike ‐ protein RBD sekansının kasıtlı olarak üretilmesi ve tanıtılmasıdır. Aksi takdirde, şu anda doğal ve tasarlanmış olasılıkları birbirinden ayıracak hiçbir genetik veri yoktur.

Laboratuvar hayvanlarından veya ticari çiftliklerden seri pasajın SARS ‐ CoV ‐ 2’nin oluşturulmasında bir rol oynamış olabileceği ihtimali, Çin makamlarının herhangi bir kağıda sansür uyguladıktan sonra geri çekildiği görünen bir Nisan 2020 yayının ön baskısı ile de ortaya çıktı. [44] Bu makale, ACE2 reseptörünü hedefleyen koronavirüslerin, gelincik hücrelerine, diğer türlerden daha sıkı bağlandığını buldu (ağaç fareleri hariç). Ağaç fareleri aynı zamanda seri viral pasaj için de kullanılmıştır ve daha ucuz, daha küçük, kullanımı daha kolay olduğu için gelinciklere göre evrimsel ve fizyolojik olarak da insanlara daha yakın oldukları için laboratuvar deneyleri için tercih edilen bir konakçı olarak tanıtılmıştır. [45] Bununla birlikte, biri diğerini olası bir ev sahibi olarak dışlamaz ve SARS-CoV’nin insanlardaki bağlanma yakınlığını inceleyen yeni bir ön baskı, ilk ortaya çıkışı hakkında ek sorular ortaya çıkardı. Yeni koronavirüsün, insan ACE2 reseptörlerine yarasalarda bulunanlardan çok daha fazla adapte olduğu görüldü; bu, yarasaların virüsün varsayılan kaynağı olduğu düşünüldüğünde beklenmedik bir durumdur ve baş araştırmasının SARS ‐ CoV ‐ 2’nin mükemmel olduğunu gözlemlemesine yol açar. Bizimle ilk temastan beri insanları enfekte etmeye adapte oldu ve herhangi bir adaptif evrime ihtiyaç duymadı. [46]

Yeni koronavirüs aynı zamanda pangolin ACE2 reseptörü için yüksek bir afiniteye sahip gibi görünse de, [47] paylaşılan mirası en iyi belirleyen nötr bölgelerin filogenetik analizi [48] ve ayırt edici bir amino asit dizisinin her ikisi de pangolinlerin o şekilde hizmet etme olasılığının düşük olduğunu göstermektedir. [47] Bu nedenle bu afinite muhtemelen viral evrimi işaretleyen ve mirası paylaşmayan yakınsak motiflerden kaynaklanmaktadır. İnsanlar için beklenmedik ani yakınlık, SARS ‐ CoV ‐ 2’nin salgının başlangıcında, SARS ‐ CoV’nin ortaya çıkışının son aşamalarında olduğu gibi insanlara uyarlanmış göründüğünü gözlemleyen başka bir ön baskı tarafından da ileri sürüldü. [49] Yeni bir türe alıştıkça virüslerin önemli ölçüde mutasyona uğraması beklendiğinden bu durum beklenmedik bir bulgu idi. [50] SARS ‐ CoV ‐ 2’nin karışık kökenleri, Mart 2018’de yayınlanan ve yarasa mağaralarından yaklaşık bir kilometre uzaktaki köylerde yaşayan insanları inceleyen bir araştırma ile daha da “Gordian düğümü” haline geldi. Bu çalışma, bu köylülerin sadece %2.7’sinin geçmişte yarasa koronavirüslerine maruz kaldığını gösteren antikorlara sahip olduğunu ortaya koydu. Yazarlar ayrıca Wuhan’da yaşayan insanlardan da örnekler aldılar ve SARS-CoV-benzeri koronavirüslere maruz kaldığına dair hiçbir kanıt bulamadılar. [51]

Bu, yarasa mağaralarının yakınında ve mevcut salgının merkez üssünde yaşayan Çinli köylülerde bile bu koronavirüslere maruz kalmanın çok az serolojik kanıtı olduğu anlamına gelir. Bu veriler, SARS ‐ CoV ‐ 2’nin 2019’un başlarında veya sonbaharında Wuhan’da salgının başlamasından önce insanlarda dolaştığı fikrini desteklemiyor, bu da zoonotik bir sıçrama olasılığını daha da düşük yapıyor çünkü doğal sıçramalar yeni serolojik ayak izlerinde geniş serolojik ayak izleri bırakıyor. Muhtemel bir virüsün erken varyantları olarak konakçı popülasyonları, yeni konakçı türünün bireylerine sınırlı ve başarısız atlamalar yapar, yeni bir konakçı türüne adaptasyona izin veren mutasyonlar seçilmeden önce yapılması gereken bir deneme-yanılmadır. [50] Ancak bu sonuçlar, deneysel destek bekleyen bir alternatif olan Hubei vilayetinin dışında bir yerde insanlara çok daha erken bir sıçramayı ekarte etmiyor.

Birlikte ele alındığında, mevcut kanıtlar kesin olarak SARS ‐ CoV ‐ 2 için doğal bir kökene işaret etmiyor, bunun yerine yeni koronavirüs bir “öncü” progenitör virüsün seri pasajından ortaya çıkmış olması daha tutarlı. Bir laboratuarda veya Çin’de bir yerde ticari bir vizon çiftliğine bulaşan yarasalardan da olabilrdi, ki bu da seri pasaj için gerekli koşulları sağlayacaktır. Bununla birlikte, şu ya da bu şekilde kesin bir yargıya varılmadan önce daha fazla kanıt gereklidir.

SARS ‐ CoV ‐ 2’nin yaban gelinciği ve vizonlara yakınlığı ve diğer olası ara konakçılara yakınlığı hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekli kılmaktadır ve kesinlikle tüm geçmiş işlev kazanımı seri geçiş araştırmalarının genel olarak bilim insanları tarafından araştırılması gerekmektedir. Diğer kesin genomik işaretler, furin bölünme bölgelerinin yaratılmasının yanı sıra, bu yeni koronavirüste daha fazlasının bulunması seri pasajla mümkündür. Bir ön baskı makale, SARS ‐ CoV ‐ 2’nin, yeni koronavirüsü beyaz kan hücrelerinden gizlemesini sağlayan, diğer koronavirüslerde bulunmayan bir genomik bölgeye sahip olduğunu gösterdiğinden, halihazırda bu iki benzersiz genomik işaret araştırılmaktadır. [52 ] Ve ikinci ön baskı makale, başka hiçbir yarasa kaynaklı koronavirüste bulunmayan, bazı bakterilerde bulunan süperantijenik ve nörotoksik motiflerle neredeyse aynı olan ve Kawasaki hastalığı benzeri aşırı bağışıklık tepkisine katkıda bulunabilecek, Spike protein genindeki bir bölgeyi tanımlar. Bu duurm, çocuklarda inflamatuar sendrom ve yetişkinlerde sitokin fırtınasına sebep olur. [53] SARS‐CoV‐2’de bulunan benzersiz özellikler ve ortaya çıkışıyla ilgili tüm açık sorular göz önüne alındığında, doğal mı yoksa laboratuvar kökenli mi olduğu kesin olarak gösterilinceye kadar, her iki yolun da bilimsel dünyası tarafından sağlam bir şekilde araştırılması gerekir.

Sonuç
İşlev kazanımı (gain-of-function) araştırmalarının tarihi, bilimin en önemli ve rahatsız edici tarihlerinden biridir. Hipokrat Yemini ve Nürnberg Yasasına göre, böyle araştırmalar “insan yaşamını tehlikeye atabilecek deneylerin ancak potansiyel yararının, risklerinden önemli ölçüde ağır basması durumunda” gerçekleşmesi gerektiğini belirtir. [54] Seri pasaj gibi işlev kazanma tekniklerinin, daha kesin veriler toplanıncaya kadar, bunun CoV ‐ 2’nin oluşturulmasında bir rol oynamış olabileceği ihtimalinin dışlanması tavsiye edilmiyor. Silahların Kontrolü ve Yayılmasının Önlenmesi Merkezi, herhangi bir potansiyel pandemik patojenin laboratuvardan sızma olasılığının dörtte birden daha yüksek olabileceğini hesapladı. [55]

H1N1 Domuz Gribi’nin 1977’de ortaya çıkması, ilk olarak ikili kullanımlı işlev kazanımı araştırmasıyla ilgili ahlaki ve fiziksel tehlikeler hakkında tartışmayı başlattı ve aynı seri pasaj tekniği kullanarak olağanüstü derecede öldürücü H5N1 Kuş Gribi suşları oluşturuldu. NIH’nin 2014’ten 2017’ye kadar iki fonksiyonlu işlev kazanımı araştırmalarına moratoryum uygulamasına karar verdi. Ancak daha sonra bu durum, koronavirüslerin çalışılmasına izin vermek için gevşetildi. Bu moratoryum, “gelişmiş bir potansiyel pandemik patojen yaratma, aktarma veya kullanma potansiyelini” sınırlamak anlamına geliyordu. [56] Bununla birlikte, tıpkı influenza aşılarına yönelik artan araştırma hızının, bir sızıntının ortaya çıkma olasılığını artırması gibi, H1N1 Domuz Gribi’nin 1977’de çıkmasının sık olarak bir laboratuvar sızıntısından kaynaklandığı düşünüldü [8]. Bunun sonucu olarak, son birkaç yılda koronavirüslerle ilgili araştırma hızının artması, bir laboratuvar sızıntısının olasılığını artırmaktadır. Ne de olsa bu virüsler 2006 yılında bir HIV aşısı için geçerli bir vektör olarak tespit edildi [57] ve pan-koronavirüs aşısı (dünya çapında koronavirüs aşısı) üzerine araştırmalar onlarca yıldır devam ediyor.

Ve işlev kazanımı araştırmasının SARS-CoV-2’nin ortaya çıkışında bir rol oynayıp oynamadığının belirlemek ve pandemik virüslerin bu tür çalışmalar sonucu laboratuarlardan dışarı sızmasına fırsatlar yaratmasının mümkün olduğu göz önüne alınırsa, buna karşı moratoryumun yeniden incelenmesini gerektiriyor. Çünkü bu yeni koronavirüsün ortaya çıkması, uluslararası halk sağlığının bir pandemik virüs sızıntısıyla başa çıkmaya hazır olmadığını gösterdi. Ayrıca, 2014’ten bu yana yürütülen işlev kazanımı araştırmalarının hiçbiri, insanlığa bu yeni koronavirüsün neden olduğu salgına karşı savaşmak için herhangi bir araç, ilaç ve aşı da sağlamadı.

Kaynaklar:

Ana makale: Might SARS‐CoV‐2 Have Arisen via Serial Passage through an Animal Host or Cell Culture?

  1. M. Wadman, J. Couzin‐Frankel, J. Kaiser, C. Matacic, Science 2020.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  2. K. G. Andersen, A. Rambaut, W. I. Lipkin, E. C. Holmes, R. F. Garry, Nat. Med. 2020, 26, 450.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  3. D. M. Tscherne, A. Garcia‐Sastre, J. Clin. Invest. 2011, 121, 6.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  4. R. Salomon, J. Franks, E. A. Govorkova, N. A. Ilyushina, H. L. Yen, D. J. Hulse‐Post, J. Humberd, M. Trichet, J. E. Rehg, R. J. Webby, R. G. Webster, E. Hoffmann, J. Exp. Med. 2006, 203, 689.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  5. C. Wu, Y. Yang, Y. Liu, P. Zhang, Y. Wang, H. Li, Q. Wang, Y. Xu, Li Mingxue, M. Zheng, L. Chen, Furin, a Potential Therapeutic Target for COVID‐19, 8 Apr. 2020, 22: 46, fairdomhub.org/publications/539.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  6. A. L. Suguitan, Jr., Y. Matsuoka, Y. F. Lau, C. P. Santos, L. Vogel, L. I. Cheng, M. Orandle, K. Subbarao, J. Virol. 2012, 86, 2706.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  7. S. Garamszegi, E. A. Franzosa, Y. Xia, PLoS Pathog. 2013, 9, e1003778.Crossref PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  8. M. Rozo, G. Kwik Gronvall, MBio 2015, 6. https://doi.org/10.1128/mbio.01013-15.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  9. S. Herfst, E. J. Schrauwen, M. Linster, S. Chutinimitkul, E. de Wit, V. J. Munster, E. M. Sorrell, T. M. Bestebroer, D. F. Burke, D. J. Smith, G. F. Rimmelzwaan, A. D. Osterhaus, R. A. Fouchier, Science 2012, 336, 1534.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  10. C. Zimmer, Dallas News 2019, www.dallasnews.com/opinion/commentary/2011/12/31/carl-zimmer-should-scientists-self-censor-their-h5n1-research/.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  11. M. Enserink, Science 2017, 11. www.sciencemag.org/news/2011/11/scientists-brace-media-storm-around-controversial-flu-studies.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  12. M. Imai, T. Watanabe, M. Hatta, S. C. Das, M. Ozawa, K. Shinya, G. Zhong, A. Hanson, H. Katsura, S. Watanabe, C. Li, E. Kawakami, S. Yamada, M. Kiso, Y. Suzuki, E. A. Maher, G. Neumann, Y. Kawaoka, Nature 2012, 486, 420.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  13. R. Roos, CIDRAP 2012, 21. www.cidrap.umn.edu/news-perspective/2012/06/fouchier-study-reveals-changes-enabling-airborne-spread-h5n1.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  14. T. C. Sutton, C. Finch, H. Shao, M. Angel, H. Chen, I. Capua, G. Cattoli, I. Monne, D. R. Perez, J. Virol. 2014, 88, 6623.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  15. K. Wei, H. Sun, Z. Sun, Y. Sun, W. Kong, J. Pu, G. Ma, Y. Yin, H. Yang, X. Guo, K. C. Chang, J. Liu, J. Virol. 2014, 88, 11981.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  16. E. de Wit, Y. Kawaoka, M. D. de Jong, R. A. Fouchier, Vaccine 2008, 26, D54.Crossref PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  17. M. Letko, A. Marzi, V. Munster, Nat. Microbiol. 2020, 5, 562.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  18. F. D’Amico, D. C. Baumgart, S. Danese, L. Peyrin‐Biroulet, Clin. Gastroenterol. Hepatol. 2020, 18, 1663.Crossref PubMed Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  19. N. Nao, J. Yamagishi, H. Miyamoto, M. Igarashi, R. Manzoor, A. Ohnuma, Y. Tsuda, W. Furuyama, A. Shigeno, M. Kajihara, N. Kishida, R. Yoshida, A. Takada, mBio 2017, 8, e02298.Crossref PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  20. D. L. Suarez, D. A. Senne, J. Banks, I. H. Brown, S. C. Essen, C. W. Lee, R. J. Manvell, C. Mathieu‐Benson, V. Moreno, J. C. Pedersen, B. Panigrahy, H. Rojas, E. Spackman, D. J. Alexander, Emerg. Infect. Dis. 2004, 10, 693.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  21. S. Liu, X. Zhang, L. Gong, B. Yan, C. Li, Z. Han, Y. Shao, H. Li, X. Kong, Vaccine 2009, 27, 4630.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  22. M. K. Borucki, J. E. Allen, H. Chen‐Harris, A. Zemla, G. Vanier, S. Mabery, C. Torres, P. Hullinger, T. Slezak, PLoS One 2013, 8, e52752.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  23. B. Coutard, C. Valle, X. de Lamballerie, B. Canard, N. G. Seidah, E. Decroly, Antiviral Res. 2020, 176, 104742.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  24. B. Yount, M. R. Denison, S. R. Weiss, R. S. Baric, J. Virol. 2002, 76, 11065.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  25. J. Cheng, Y. Zhao, G. Xu, K. Zhang, W. Jia, Y. Sun, J. Zhao, J. Xue, Y. Hu, G. Zhang, Viruses 2019, 11, 972.Crossref CAS Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  26. S. Belouzard, V. C. Chu, G. R. Whittaker, Proc. Natl. Acad. Sci. U. S. A. 2009, 106, 5871.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  27. A. Akhmerov, E. Marbán, Circ. Res. 2020, 126, 1443.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  28. Y. C. Li, W. Z. Bai, T. Hashikawa, J. Med. Virol. 2020, 92, 552.Wiley Online Library CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  29. A. Burgner, T. A. Ikizler, J. P. Dwyer, Clin. J. Am. Soc. Nephrol. 2020, 15, 720.Crossref PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  30. X. Y. Ge, J. L. Li, X. L. Yang, A. A. Chmura, G. Zhu, J. H. Epstein, J. K. Mazet, B. Hu, W. Zhang, C. Peng, Y. J. Zhang, C. M. Luo, B. Tan, N. Wang, Y. Zhu, G. Crameri, S. Y. Zhang, L. F. Wang, P. Daszak, Z. L. Shi, Nature 2013, 503, 535.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  31. N. Aizenman, NPR 2020, www.npr.org/sections/goatsandsoda/2020/02/20/807742861/new-research-bats-harbor-hundreds-of-coronaviruses-and-spillovers-arent-rare.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  32. Editors, The Japan Times 2020. www.japantimes.co.jp/news/2020/04/18/asia-pacific/wuhan-lab-china-coronavirus-controversy/#.XtKSw2hKjIUGoogle Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  33. NIH, National Institutes of Health, U.S. Department of Health and Human Services, 2014, projectreporter.nih.gov/project_info_description.cfm?aid=8674931&icde=49750546.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  34. J. Latham, Independent Science News | Food, Health and Agriculture Bioscience News 2020, www.independentsciencenews.org/health/the-case-is-building-that-covid-19-had-a-lab-origin/.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  35. T. Sheahan, B. Rockx, E. Donaldson, D. Corti, R. Baric, J. Virol. 2008, 82, 8721.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  36. V. D. Menachery, B. L. Yount, Jr., K. Debbink, S. Agnihothram, L. E. Gralinski, J. A. Plante, R. L. Graham, T. Scobey, X. Y. Ge, E. F. Donaldson, S. H. Randell, A. Lanzavecchia, W. A. Marasco, Z. L. Shi, R. S. Baric, Nat. Med. 2015, 21, 1508.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  37. J. Akst, The Scientist Magazine® 2015, www.the-scientist.com/news-opinion/lab-made-coronavirus-triggers-debate-34502.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  38. Y. I. Kim, S. G. Kim, S. M. Kim, E. H. Kim, S. J. Park, K. M. Yu, J. H. Chang, E. J. Kim, S. Lee, M. A. B. Casel, J. Um, M. S. Song, H. W. Jeong, V. D. Lai, Y. Kim, B. S. Chin, J. S. Park, K. H. Chung, S. S. Foo, H. Poo, I. P. Mo, O. J. Lee, R. J. Webby, J. U. Jung, Y. K. Choi, Cell Host Microbe 2020, 27, 704.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  39. S. Jacobson, T. Sterling, Reuters 2020, www.reuters.com/article/us-health-coronavirus-denmark-mink/mink-at-danish-farm-to-be-culled-after-catching-coronavirus-idUSKBN23O1PHGoogle Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  40. H. Briggs, BBC News, BBC, 2020, www.bbc.com/news/world-europe-53439263.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  41. T. Sterling, Reuters 2020.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  42. M. Richard, A. Kok, D. de Meulder, T. M. Bestebroer, M. M. Lamers, N. M. A. Okba, M. F. van Vlissingen, B. Rockx, B. L. Haagmans, M. P. G. Koopmans, R. A. M. Fouchier, S. Herfst, bioRxiv 2020.PubMed Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  43. V. M. Corman, N. L. Ithete, L. R. Richards, M. C. Schoeman, W. Preiser, C. Drosten, J. F. Drexler, J. Virol. 2014, 88, 11297.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  44. J. Lemon, Newsweek 2020, www.newsweek.com/china-censoring-research-covid-19-origins-deleted-page-wuhan-university-website-suggests-1497467.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  45. R. Li, B. Yuan, X. Xia, S. Zhang, Q. Du, C. Yang, N. Li, J. Zhao, Y. Zhang, R. Zhang, Y. Feng, J. Jiao, M. Peiris, N. Zhong, C. K. P. Mok, Z. Yang, Emerg. Microbes Infect. 2018, 7, 166.PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  46. P., Erika, Science Times 2020, www.sciencetimes.com/articles/25820/20200527/coronavirus-perfectly-adapted-infect-humans-raising-suspicions-man-made-complete.htm.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  47. P. Liu, J. Z. Jiang, X. F. Wan, Y. Hua, L. Li, J. Zhou, X. Wang, F. Hou, J. Chen, J. Zou, J. Chen, PLoS Pathog. 2020, 16, e1008421.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  48. X. Tang, C. Wu, X. Li, Y. Song, X. Yao, X. Wu, Y. Duan, H. Zhang, Y. Wang, Z. Qian, J. Cui, J. Lu, Nat. Sci. Rev. 2020, 7, 1012.Crossref CAS Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  49. S. H. Zhan, B. E. Deverman, Y. A. Chan, BioRxiv 2020, www.biorxiv.org/content/10.1101/2020.05.01.073262v1.full.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  50. C. R. Parrish, E. C. Holmes, D. M. Morens, E. C. Park, D. S. Burke, C. H. Calisher, C. A. Laughlin, L. J. Saif, P. Daszak, Microbiol. Mol. Biol. Rev. 2008, 72, 457.Crossref PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  51. N. Wang, S. Y. Li, X. L. Yang, H. M. Huang, Y. J. Zhang, H. Guo, C. M. Luo, M. Miller, G. Zhu, A. A. Chmura, E. Hagan, J. H. Zhou, Y. Z. Zhang, L. F. Wang, P. Daszak, Z. L. Shi, Virol. Sin. 2018, 33, 104.Crossref PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  52. Y. Zhang, J. Zhang, Y. Chen, B. Luo, Y. Yuan, F. Huang, T. Yang, F. Yu, J. Liu, B. Liu, Z. Song, J. Chen, T. Pan, X. Zhang, Y. Li, R. Li, W. Huang, F. Xiao, H. Zhang, BioRxiv 2020, www.biorxiv.org/content/10.1101/2020.05.24.111823v1.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  53. M. H. Cheng, S. Zhang, R. A. Porritt, M. Arditi, I. Bahar, BioRxiv 2020, www.biorxiv.org/content/10.1101/2020.05.21.109272v1.Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  54. M. Lipsitch, A. P. Galvani, PLoS Med. 2014, 11, e1001646.Crossref PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  55. L. C. Klotz, E. J. Sylvester, Front. Public Health 2014, 2, 116.Crossref PubMed Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  56. F. S. Collins, The NIH Director, https://www.nih.gov/about-nih/who-we-are/nih-director/statements/ (2017).Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif
  57. K. K. Eriksson, D. Makia, R. Maier, B. Ludewig, V. Thiel, Clin. Dev. Immunol. 2006, 13, 353.Crossref CAS PubMed Web of Science®Google Scholarhttp://www.serialssolutions.com/images/AL_Button_big.gif

Kaynak: https://bilimblogum.wordpress.com/2020/11/23/koronavirusun-kokeni-kendiniz-karar-verin-dogal-mi-yapay-mi/

***

EK 1 (12.1.2022): HİKMET GEÇKİL ” Çanlar kimin için çalıyor!!!  Virüsün (orijinal virüsün!) lab sızıntısı, genetik manipülasyon, WIV’ye akan paralar konusunda sıkıştığı köşeden, görevi bırakarak paçayı kurtaran (şimdilik!) NIH direktörü, giyotinin ucunda İtalyan’ı bıraktı!!!

Resim

Kaynak: https://twitter.com/HikmetGeckil/status/1481207083248795655?s=20

***

EK 2 (10.6.2022): HİKMET GEÇKİL “Tüm aşılara ilham kaynağı olan ilk SARS-CoV-2 genomunu yayınlayan Çinli gruptan: “CoV-2 kesinlikle Wuhan canlı hayvan marketinden gelmedi. Yarasalar dahil bu bölgedeki hiç bir havan virüsüne benzemiyor. İncelediğimiz hiçbir betakoronavirüste ACE2 bağlanma bölgesi yok” Bu ölçekte yapılan bu çalışmadaki bu ifadeler; virüsün evrimleşerek, zoonotik olarak insana geçtiğini düşünen en fanatik “doğalcıları” bile yola getirip “yapaycı” yapar!…

Makale adı: Coronaviruses in Wild Animals Sampled in and Around Wuhan in the Beginning of COVID-19 Emergence

K: https://academic.oup.com/ve/advance-article/doi/10.1093/ve/veac046/6601809?login=false

Kaynak: https://twitter.com/HikmetGeckil/status/1535140416584040449?s=20&t=B2JQM3ZALxeYb2kdySSbVw

***

EK 3 (14.9.2022): BÜLENT POLAT “COVID virüsü laboratuvar kaynaklı mı? Başlangıçta koro halinde ve ısrarla vurgulanan “kesin doğaldır canım” söylemleri giderek zayıflıyor ve lab.çıkışlı olma olasılığı çok güçleniyor. Suçluluk telaşıyla fonlanarak yazdırılan bilimsel görünümlü düzmece yayınlar da etkisiz artık.

En son Angela Rasmussen isimli bir viroloğun twitter’da çığırtkanlığını yaptığı ve Wuhan hayvan marketini virüsün kaynağı olarak güya kanıtladıkları makale birkaç garibanı kandırmaktan öteye gidemedi.

Konuyu “komplo teorisi” diyerek küçümsemeyi marifet sanan ezberci sözde akademisyen kitleyi bir yana bırakalım. Virüsün insan eliyle sıfırdan oluşturulmasından bahsetmiyor kimse. Doğada var olan virüse yeni fonksiyonlar kazandırılması söz konusu (gain of function).

Böylece aslında zararsız bir virüsün insana bulaşabilme ve ağır hastalık yapabilme yeteneği kazanması mümkün olmaktadır. Wuhan laboratuvarındaki bu çalışmaları ABD’den NIH ve NIAID gibi kurumların maddi olarak destekledikleri de biliniyor ve soruşturma konusu oldu son zamanlarda.

ABD Columbia Üniversitesi bilim adamı ve aynı zamanda Lancet dergi COVID-19 komisyon başkanı Prof. Jeffrey Sachs bu konunun ciddi bir olasılık olduğunu ve mutlaka araştırılması gerektiğini vurguluyor. Fauci’nin senatoda sorgulanmasıyla bu süreç başlayacak.

Tabii doğal yollardan değil de laboratuvardan çıkmış bir virüsle karşı karşıyaysak o zaman şu soru hemen arkasından gelir: -Yanlışlıkla sızma mı? -Yoksa bilinçli sızdırılma mı? Eğer bilinçli sızdırılma ise hemen 2 soru daha: -Kim ya da kimler? Ve -Neden? Amaç ne?”

Kaynak: https://twitter.com/drbulentpolat/status/1570114173723643904?s=20&t=mIvrvMELSFXdrYs_2cVxIA

***

EK 4 (20.9.2022): Dünyanın önde gelen tıp dergisi BMJ, Kovid pandemisinin bir laboratuvar sızıntısı ile tetiklenmiş olabileceğini ve virüsün bilim adamları tarafından tasarlanmış olabileceğini kabul etti.

K: https://www.dailymail.co.uk/news/article-11223335/Covid-19-Worlds-medical-journal-finally-says-virus-come-lab-leak.html

***

EK 5 (21.10.2022): Endonuclease fingerprint indicates a synthetic origin of SARS-CoV-2

To prevent future pandemics, it is important that we understand whether SARS-CoV-2 spilled over directly from animals to people, or indirectly in a laboratory accident. The genome of SARS-COV-2 contains a peculiar pattern of unique restriction endonuclease recognition sites allowing efficient dis- and re-assembly of the viral genome characteristic of synthetic viruses. Here, we report the likelihood of observing such a pattern in coronaviruses with no history of bioengineering. We find that SARS-CoV-2 is an anomaly, more likely a product of synthetic genome assembly than natural evolution. The restriction map of SARS-CoV-2 is consistent with many previously reported synthetic coronavirus genomes, meets all the criteria required for an efficient reverse genetic system, differs from closest relatives by a significantly higher rate of synonymous mutations in these synthetic-looking recognitions sites, and has a synthetic fingerprint unlikely to have evolved from its close relatives. We report a high likelihood that SARS-CoV-2 may have originated as an infectious clone assembled in vitro.

Kaynak: https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2022.10.18.512756v1

***

EK 6 (9.11.2022): HALUK VAHABOĞLU “SARS2 pandemisinin ilk merkez üssü Wuhan Deniz Ürünleri Pazarı’dır. Piyasa ortamından geri kazanılan tüm diziler > %99.9 özdeştir (sıfır adaptasyon mutasyonu) Biri kasıtlı olarak bir kültür şişesini pazarın her yerine aynı anda mı yerleştirdi? kim ve neden?”

Makale: SARS-CoV-2 is well adapted for humans.
What does this mean for re-emergence?

K: https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2020.05.01.073262v1.full.pdf

Kaynak: https://twitter.com/HalukVAHABOLU/status/1590300102203437063?s=20&t=Zs-GoZtje0LMhirCs7nLgg

***

EK 7 (4.12.2022): Wuhan laboratuvarında çalışan ABD’li bilim adamı, Kovid’in genetik olarak tasarlandığını ve buradan sızdırıldığını iddia ediyor ve araştırmayı finanse ettiği için ‘ABD hükümeti suçludur’ diyor.

Kaynak: https://www.dailymail.co.uk/news/article-11498155/Whistleblower-worked-funded-Wuhan-lab-claims-Covid-genetically-engineered-leaked.html

***

EK 8 (4.12.2022): 2 yılı aşkın süredir koronavirüs ile mücadele eden dünya ABD’den gelen haber ile sarsıldı. Bir dönem Çin’de çalışan ABD’li bilim insanı ‘koronavirüs gerçeği’ni açıkladı. İşte dünyanın gündemine bomba gibi düşen o sözler…

2019’un son aylarında hayatımıza giren Koronavirüs (Kovid-19) dünya genelinde milyonlarca hayata mal oldu.

Pek çok alışkanlığımızı geride bırakmamıza neden olan virüs tabiri caizse kabuk değiştirmeye devam ediyor.

Bilim dünyası daha ölümcül bir varyanta dair uyarılarını sıklaştırırken koronavirüs ile ilgili gündeme bomba gibi düşen bir iddia geldi.

Virüsün kökeni, nasıl ve ne zaman ortaya çıktığına dair henüz net bir bilgiye sahip olmayan bilim dünyası ABD’li bilim insanı Andrew Huff’ın sözlerini tartışıyor.

2019’un son günlerinde Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan korovirüs kısa sürede dünyanın dört bir yanına yayılmıştı. Bölgedeki laboratuvar ise o tarihten beri pek çok teorinin merkezinde yer almıştı.

ESKİ ÇALIŞANDAN KORONA İTİRAFI

New York Post’ta yer alan habere göre, bir dönem Wuhan’daki tartışmalı laboratuvarda çalışan ABD’li bilim insanı ‘koronavirüs gerçeği’ olarak adlandırdığı bilgiyi açıkladı.

Huff virüsün insan yapımı olduğunu ve pandemiden 2 yıl önce Wuhan’daki laboratuvardan sızdığını öne sürdü.

‘Wuhan gerçeği’ isimli bir kitap kaleme alan bilim insanı yaşanılanları ABD istihbaratının ’11 Eylül’den sonraki en büyük başarısızlığı’ olarak nitelendirdi.

Çin’in işlev kazanma deneylerinin gevşek güvenlikle yapıldığını belirten Huff, bunun Wuhan laboratuvarında bir sızıntıya yol açtığını söyledi.

SIZAN YAZIŞMALAR 2017’Yİ İŞARET EDİYOR

EcoHealth Alliance ile ABD hükümeti fon sağlayıcıları arasındaki elektronik posta yazışmalar ortaya çıkmış yazışmalarda yarasalar ve diğer yüksek riskli türlerden alınan viral DNA’lar Haziran 2017 ile Mayıs 2019 arasında Wuhan’daki tesise gönderildiği bilgisi yer almıştı.

Hem Yunnan hem de Laos’tan toplanan genetik diziler, Wuhan enstitüsünde çevrimiçi bir veri tabanında tutuldu. Ancak bu bilgilerin tamamı Eylül 2019’da Çin tarafından kaldırıldı.

Çin’in bu hamlesi ile uzmanların laboratuvarda tam olarak hangi suşların çalışıldığından emin olmamasının önü kesilmiş oldu.

Bazı uzmanlar, virüsün enfekte bir bilim insanı yoluyla veya tesisteki atıkların uygunsuz bir şekilde bertaraf edilmesi yoluyla kaçmış olabileceğine inanıyor.

ÇİN’İN KORONA BELGELERİNDEKİ ŞOKE EDEN İFADELER

Geçtiğimiz dönemde Çin’in ‘Koronavirüs belgeleri’ ABD’li yetkililer tarafından ele geçirilmiş ve Çin’in sır gibi sakladığı proje deşifre olmuştu.

ABD basınında geniş yer bulan söz konusu belgelere göre, Çinli bilim adamları son altı yıldır Koronavirüs dahil biyolojik ve genetik silahlar üzerinde araştırmalar yürütüyor.

Aynı belgelere göre, 2015’ten beri SARS koronavirüslerinin askeri potansiyelini değerlendiren Peki yönetimi bu projeyi olası bir ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ senaryosu için hazır tutuyor.

Gözden Kaçmasın

Söz konusu belgelerde bu proje bir savaş durumunda ‘zaferin temel silahı’ olarak adlandırılıyor ve detaylı incelemeler sunuyor. Belgelerde Üçüncü Dünya Savaşı’nın beklenenin aksine kimyasal ve nükleer silahlar ile değil, biyolojik silahlar ile yapılacağı tezi yer alıyor.

ABD tarafından Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan iki atom bombasına atıfta bulunan belgelerde biyolojik silahların yeni bir Dünya savaşında ‘zafer için temel silah’ olacağının altı çiziliyor.

Halk Kurtuluş Ordusu’nda görev alan bilim adamlarının hazırladığı dosya, hastalıkların ‘daha önce hiç görülmemiş bir şekilde’ silah yapmak için manipüle edilmesini incelediğini iddiası yer alıyor.

Belgelerde biyolojik silahların maksimum etkiyi göstermesi için gereken koşullar da özetleniyor. Belgelerde ‘biyolojik saldırı gece veya şafak vakti sabit rüzgar yönü olduğu zamanda yapılmalı’ ifadesi yer aşıyor.

Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/dunya/koronavirus-gercegini-yillar-sonra-acikladi-wuhanda-calisan-bilim-insanindan-itiraf-gibi-sozler-42181925

***

EK 9 (26.2.2023): Lab Leak Most Likely Origin of Covid-19 Pandemic, Energy Department Now Says U.S. agency’s revised assessment is based on new intelligence

The U.S. Energy Department has concluded that the Covid pandemic most likely arose from a laboratory leak, according to a classified intelligence report recently provided to the White House and key members of Congress.

The shift by the Energy Department, which previously was undecided on how the virus emerged, is noted in an update to a 2021 document by Director of National Intelligence Avril Haines’s office.

The new report highlights how different parts of the intelligence community have arrived at disparate judgments about the pandemic’s origin. The Energy Department now joins the Federal Bureau of Investigation in saying the virus likely spread via a mishap at a Chinese laboratory. Four other agencies, along with a national intelligence panel, still judge that it was likely the result of a natural transmission, and two are undecided.

The Energy Department’s conclusion is the result of new intelligence and is significant because the agency has considerable scientific expertise and oversees a network of U.S. national laboratories, some of which conduct advanced biological research.

The Energy Department made its judgment with “low confidence,” according to people who have read the classified report.

The FBI previously came to the conclusion that the pandemic was likely the result of a lab leak in 2021 with “moderate confidence” and still holds to this view.

Kaynak: https://www.wsj.com/articles/covid-origin-china-lab-leak-807b7b0a

ARK Bizde adı bilim adamı diye geçen pandeminin ekran gülü tipleri tabii ki dikkate almıyoruz ama bunların arasında Gökhan Hotamışlıgil gibi güvendiğimiz, inandığımız birinin olması üzüntü veriyor.

Kaynak: https://twitter.com/drahmetrasim/status/1629953736876474368?s=20

***

EK 10 (3.3.2023): ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü Christopher Wray ise son olarak koronavirüsün “büyük ihtimalle Çin hükümetinin kontrolünde olan bir laboratuvardan sızdığını” açıkladı. Bazılarına göre bir komplo teorisi olan bu iddianın ABD’nin üst düzey bir yetkilisi tarafından dile getirilmesi tekrar koronavirüsün kaynağının sorgulanmasına yol açtı. Çin ise ABD’yi siyasi manipülasyon ile suçluyor. Peki bu teori ile ilgili ne biliyoruz ve bu tartışmalar neden önemli?

Laboratuvar teorisi nedir?

Koronavirüsün Çin’in Vuhan kentinde bulunan Vuhan Viroloji Enstitüsü’nden kazara ya da başka bir şekilde sızdığı teorisi, pandeminin ilk zamanlarında ortaya çıkmış ve dönemin ABD Başkanı Donald Trump tarafından çokça dile getirilmişti. Bazı araştırmalar, virüsün Vuhan kentinde deniz ürünleri ve vahşi hayvanların satıldığı bir pazarda insanlara bulaşmış olabileceği sonucuna varmıştı. Bu pazar, dünyanın en gelişmiş virüs laboratuvarlarına sahip ve daha önce de koronavirüsler üzerine çalışmalar yaptığı bilinen Vuhan Viroloji Enstitüsü’ne arabayla 40 dakika uzaklıkta.

Bazıları virüsün laboratuvardan sızarak pazara geldiğini iddia ederken kimileri de virüsün doğada oluştuğunu öne sürüyor. Bazı bilim insanları laboratuvar sızıntısı iddiasını tamamen reddederken medya ve siyasetin önde gelen kimi isimleri ise daha fazla araştırma yapılması gerektiğini öneriyor. Virüs daha ortaya çıkmadan Vuhan Viroloji Enstitüsü’nden üç araştırmacının Kasım 2019’da bir hastanede tedavi edildiği haberleri 2021 yılında ABD medyasında ortaya çıkmıştı.

ABD Başkanı Biden’ın ise bu konuyla ilgili bir araştırmayı yöneten birimi kapattığı öne sürülmüştü. Amerikan hükümetinin baş sağlık danışmanı Doktor Anthony Fauci, böyle bir şeyin olup olamayacağına dair kapsamlı bir araştırma yapılması gerektiği görüşünde. Biden ise 2020 yılında başkan olduktan sonra koronavirüsün “insanın enfekte bir hayvanla temasından mı yoksa laboratuvar kazasından mı kaynaklandığının” araştırılması emrini vermişti.

Bilim insanları ne düşünüyor?

Bu teori bilim dünyasında da çok tartışılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) araştırmasının virüsün kaynağını bulacağı düşünülürken bazı uzmanlara göre bu araştırma cevap sağlamaktan ziyade daha çok soru doğurdu. 2021 yılında Vuhan’a uçan ve WHO’nun görevlendirdiği bilim insanları, laboratuvara yaptıkları ziyareti de içeren 12 günlük araştırmalarının ardından “virüsün laboratuvardan sızması teorisinin çok da mümkün olmadığını” söylemişti. Ancak çok sayıda bilim insanı bu sonuçları sorguladı.

Science dergisinde yayımlanan ve saygın bilim insanlarının imzasının olduğu bir makalede, WHO’nun laboratuvar teorisine yeteri kadar önem vermemesi eleştirildi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus bile yeni bir soruşturmanın yürütülmesi gerektiğini açıklayarak “her hipotezin mümkün olduğunu ve araştırılması gerektiğini” aktardı. Fauci ise 2021 yılında virüsün doğal olarak ortaya çıktığına ikna olmadığını söylemişti.

Çin ne diyor?

Çin, bu iddiaları katı bir şekilde reddederek ABD hükümeti ve Batı medyasını yalan haber yaymakla suçluyor. Çin’in teorisi ise virüsün Vuhan’a Çin’in ya da Güneydoğu Asya’nın başka bölgelerinden gelen gıda sevkiyatı ile giriş yapmış olabileceği yönünde. Çin hükümeti aynı zamanda ülkenin önde gelen virologlarından Prof. Shi Zhengli’nin terk edilen bir madenle ilgili araştırmasına atıfta bulunuyor. Vuhan Enstitüsü’nün araştırmacılarından olan Shi, 2021’de yayımladığı bir araştırmasında ekibinin 2015’te Çin’in bir madenindeki yarasalarda sekiz koronavirüs türü bulduğunu açıklamıştı.

Araştırmaya göre pangolinlerdeki koronavirüs insan sağlığına bu madende bulunan koronavirüs türlerinden daha büyük bir tehlike arz ediyordu. Bu teorinin yanı sıra Çin, ABD’nin Maryland eyaletine bağlı Frederick şehrinde yer alan Fort Detrick’ten sızdırıldığını öne sürüyor. ABD’nin biyolojik silah programının eski merkezlerinden olan Fort Detrick’te Ebola ve çiçek hastalığına dair biyomedikal araştırmalar yürütülüyor.

Başka bir teori var mı?

Virüsün hayvanlardan yayıldığını öne süren, doğal yollarla meydana geldiği teorisi de var. Bu teorinin destekçilerine göre Covid-19 yarasalarda oluştu, sonra da çok büyük ihtimalle bir başka hayvanın taşıyıcı olmasıyla insanlara sıçradı. WHO’nun araştırmasının sonuçları da bu teoriyi savunuyor. Bu hipotez pandeminin başında desteklense de bilim insanlarının Covid-19’un gen dizilimine sahip bir vürüsün yer aldığı bir hayvana rastlamaması yüzünden zaman içinde eskidi.

Ancak virüsü çalışan kimi bilim insanlarına göre virüsün laboratuvardan ürediğine dair yeni bir bilimsel kanıt da yok. Glasgow Üniversitesi’nde viral genetik ve biyobilişim çalışan Prof. David Robertson, doğal yayılım teorisinin halen en geçerli teori olduğunu aktarıyor. Hong Kong Üniversitesi’nden Prof. Alice Hughes da aynı fikirde.

Neden önemli?

Yaklaşık 7 milyon insanın ölümüne yol açan Covid-19’un nasıl ortaya çıktığının araştırılması böylesi pandemilerin bir daha meydana gelmesini önlemek için önemli. Zoonotik teorinin doğruluğunun ispatlanması tarım ve vahşi hayat ile ilgili aktiviteleri etkileyebilir. Laboratuvardan sızdığı ya da dondurulmuş gıda teorisinin ispatlanması durumunda ise uluslararası ticarete dair gelişmeler yaşanabilir. Aynı zamanda sızıntı teorisinin doğruluğu dünyanın Çin’e bakışını etkileyebilir.

Washington merkezli Atlantik Konseyi araştırmacısı Jamie Metzl, 2021’de BBC’ye yaptığı açıklamada, “İlk günden beri Çin çok sayıda şeyin üzerini örtüyor” diyerek bu teorinin daha fazla araştırılması gerektiğini söylemişti. Singapur’daki Ulusal Üniversite Hastanesi’nden Prof. Dale Fisher ise Çin’in direkt suçlanmaması gerektiğini dile getirerek, “Hem sabırlı hem de diplomatik olmalıyız. Bunu Çin’in desteği olmadan yapamayız” diyor.

Kaynak: https://medimagazin.com.tr/koronavirus/covid-19un-bir-laboratuvardan-sizdigi-teorisi-neden-tartisiliyor-104533

***

EK 11 (3.3.2023): Kongrenin üst kanadı Senatoda, ABD Ulusal İstihbarat Direktörü’nün (DNI), COVID-19 virüsünün kökeni ile ilgili istihbari bilgileri kamuyla paylaşmasını gerektiren yasa tasarısı oylandı. Cumhuriyetçi senatörler Josh Hawley ve Mike Braun tarafından sunulan tasarı, oy birliğiyle kabul edildi. COVID-19 salgınının, Vuhan Viroloji Enstitüsünden kaynaklanmış olabileceğine inanmak için nedenlerin bulunduğu belirtilen tasarıda, DNI’nın, COVID-19’un kökenine dair bilgileri kamuyla paylaşması çağrısı yapıldı.

Tasarıda, Vuhan Enstitüsündeki araştırmacılara ilişkin bilgilerin de paylaşılması istendi. Söz konusu tasarı, 2021’de de Senatoda kabul edilmiş, ancak Temsilciler Meclisinde gündeme gelmemişti. Tasarının yasalaşması için önce Kongrenin diğer kanadı Temsilciler Meclisinde ve ardından Başkan Joe Biden tarafından onaylanması gerekiyor.

“COVID-19’un Çin’deki laboratuvardan sızdığı” iddiası

Wall Street Journal, ABD Enerji Bakanlığının, kısa süre önce Beyaz Saray’a ve önemli Kongre üyelerine sunduğu gizli istihbarat raporuna göre, COVID-19’un büyük olasılıkla Çin’deki bir laboratuvardan kazayla sızdığını düşündüğünü yazmıştı. Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, istihbarat topluluğunda bu konuda değişik görüşler olduğunu, ancak emin olacak kadar yeterli bilginin bulunmadığını belirtmişti. Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü Christopher Wray ise COVID-19’un “büyük olasılıkla Çin’deki bir laboratuvardan kazayla sızdığı” tezi üzerinde durduklarını söylemişti.

Kaynak: https://medimagazin.com.tr/koronavirus/abd-senatosunda-covid-19un-kokenine-iliskin-tasari-kabul-edildi-104531

***

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Alişan Yıldıran dedi ki:

    Çok mühim fakat oldukça spesifik bir yazı, orijinalden okumak lazım.

    Nürnberg yasası değil, Nuremberg code (almancası codex) olacak.

    Öjeni ile alakasına dikkat çekmek isterim.

    Tarih bilmeden bu konuları anlamak biraz zordur.

  2. Şefik dedi ki:

    Bize de ağır geldi hocam

Siz de yorumunuzu paylaşın: