AŞILARIN OTİZME YOL AÇTIĞINI SAKLADIK

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
obez kadın 4

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Geçen sene ağustos ayında, USA’ nın meşhur Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi CDC’ nin kıdemli bilim adamlarından Dr. William Thompson’ un açıklamaları tüyler ürpertici nitelikteydi (1).

Thompson, “CDC’ nin MMR aşısının siyah çocuklarda otizm riskini ileri derecede artırdığını 2001’ den beri bildiğini ama bunu gizlediğini” itiraf ediyordu.

Thompson öyle sıradan biri değil, CDC’ de 17 seneden beri çalışıyor ve otizme yol açtığı iddia edilen aşıları temize çıkaran önemli araştırmaların yazarları arasında yer alıyor.

Thompson, o tarihte üstlerinin saklanmasını emrettikleri ham veri setlerini de açıklıyor.

Bu veriler, “3 yaşından önce MMR aşısı yapılan çocuklarda otizm riskinin 3 yaşından sonra yapılanlara göre 3.36 misli yüksek olduğunu, diğer ırklar için böyle bir risk bulunmadığını” gösteriyor.

Aralarında Thompson’ un da bulunduğu CDC bilim adamlarının Pediatrics’ de yayınlanan araştırmasında bu risk saklanarak “MMR aşısının otizme yol açmadığı” bildiriliyordu (2).

Thompson, avukatı aracılığıyla yaptığı basın açıklamasında şunları söylüyordu:

Pediatrics’ te yayınladığımız makalede istatistiki bakımdan anlamlı bilgileri sakladığımız için pişmanım.

Bu veriler, 36 aydan önce MMR aşısı yapılan Afrika kökenli Amerika’ lı erkek çocuklarda otizm riskinin artmış olduğunu gösteriyor”.

**

2010’ da CDC’ nin Otizm ve Gelişimsel Özürlülük İzleme Ağı (Autism and Developmental Disability Monitoring Network) tarafından yapılan bir çalışma otizm riskinin Beyazlara göre Siyahlarda yüzde 25 fazla olduğunu ortaya koydu.

2014’ de Pediatrics’ te yayınlanan araştırma da otizmin tüm kategorilerinin Siyahlarda daha fazla olduğunu, ağır otizm ensidansının USA’ da doğan Beyazlara göre USA dışında doğan Siyahlarda yüzde 263 USA’ da doğanlarda yüzde 152 fazla olduğunu gösterdi.

2010’ da Journal of Toxicology and Environmental Health’ da yayınlanan makalede bebekliklerinde Thiomersal bulunan hepatit B aşısı yapılan Siyahlarda otizm ihtimalinin yüksek olduğu bildirildi.

Bu verilerin ileri analizinde, hepatit B aşısı yapılan Siyahi erkek çocuklarda otizm riskinin hepatit B aşısı yapılmayan Siyahi çocuklara göre yüzde 53 daha fazla olduğu da anlaşıldı.

Tüm bu veriler ve CDC’ nin son otizm ensidansı tahminine göre, gereken tedbirler alınmış olsaydı “100 bin çocuğun otizme yakalanmasının engellenebileceği” hesaplanıyor.

Thompson, Kongre nezdinde CDC’ deki yolsuzluklar hakkında delil sunmayı talep etti ve Kongre’ ye CDC’ nin aşı bölümündeki yaygın sahtekârlıkları gösteren binlerce sayfa dokümanı teslim etti.

Bu CDC’ nin ilk vukuatı da değil

CDC, Afrika kökenli Amerika’ lılardaki aşı risklerini ilk defa saklamıyor.

1996’ da Los Angeles’ deki Siyahlar CDC’ nin kendileri üzerinde aşı araştırmaları yürüttüklerini öğrendi.

CDC, 1989’ dan itibaren 1500 Siyah ve İspanyol kökenli bebek üzerinde, lisans almamış olan bir aşıyı ailelere bilgi vermeden kullanmaya başladı.

CDC, bu gizli araştırmasını şirketin Afrika ve Haiti’ deki klinik çalışmaları aşı yapılan kız çocuklarında ölüm oranları ve ağır immün sistem bozuklukları ortaya çıktığını gösterince 1991’ de durdurdu.

CDC müdürü Dr. D. Satcher Los Angeles Time’ a “Bir hata yapıldı. Bu beni şoke etti. Halkın yaptıklarımıza güvenmesi için daha emniyetli çalışmalıyız” diyordu.

CDC, Los Angeles’ deki siyahların ruhsatsız aşıdan zarar gördüklerini kabul etmemekle beraber bu iddiasını ispatlayacak bir araştırma da yayımlamadı.

**

Hükümet muhbiri Peter Buxton, 1972’ de CDC’ nin USA Halk Sağlığı Hizmetleri ile beraber 1932’ den başlayarak Alabama’ nın kırsal kısmında Afrika kökenli Amerika’ lı erkeklerde tedavi edilmeyen frenginin progresyonunu incelemek için Tuskegee Experiment adıyla bilenen araştırmayı yaptığını açıkladı.

Cahil ortakçılar araştırmaya katılmaları için sıcak yemek, cenaze masrafı ve USA hükümetinin bedava sağlık hizmeti ile cezbedilmişti.

1960’ ların başında çalışmayı devralan CDC 299 frengisi olan ortakçıdan hiçbirine hastalıkları söylenmemişti.

CDC, penisilinin 1947’ de frengi için etkili bir tedavi olduğunun ortaya konmasına rağmen bu işçilere penisilin verilmesini bilinçli olarak engellediği gibi başka bir yerde tedavi görmelerine de mani oldu.

Bu çalışma birçok erkeğin frengiden ölmesine, 40 kadının hastalık kapmasına ve 19 çocuğun konjenital frengi ile doğmasına yol açtı.

1966’ da araştırmanın etik olmadığı ve mortalitesi CDC’ ye bildirildi ama kurum bütün erkekler ölene ve otopsileri yapılana kadar çalışmasının sürmesini istedi ve araştırmanın devamı için American Medical Association’ ın (Amerikan Tıp Derneği) desteğini de aldı.

Buxton, bu hikâyeyi 1972’ de senatör Edward Kennedy’ e anlattı ve o da Buxton ve HEW memurlarının tanıklıkları ile Senato’ yu toplantıya çağırdı ve CDC’ nin araştırmayı durdurması sağlandı.

1997’ de Bill Clinton Beyaz Saray’ da hayatta kalan sekiz kişiden beşinin katıldığı bir toplantıda resmi olarak özür diledi ve bir daha böylesine açıkça ırkçı uygulamalara izin verilemeyeceği sözü verdi.

**

CDC’ nin bu çalışması sadece Afrika-Amerikalıları ilgilendirmiyor çünkü bu hileli çalışma CDC’ nin aşıların otizm yapmadığı iddiasına kaynak olarak 91 çalışmada kaynak olarak gösterildi.

Tüm bunlar ailelerin, doktorların ve politikacıların CDC’ nin tüm kararlarına şüphe ile yaklaşmalarına yol açıyor.

Thompson şunları söylüyor:

Benden yalan söylememi isteyen bir patronum var.

Otistik çocukları olan bir aileyi gördüğüm zaman problemin bir parçası olduğum için kendimden utanıyorum”.

Gelelim neticeye

CDC’ nin vukuatları burada sıralanan “vahim” örneklerle sınırlı değil, buna benzer sayısız marifetleri var.

Siz şimdi kendi bilim adamı “Sahtekârlık yaptık, insanları aldattık, onbinlerce çocuğun otizme yakalanmasına sebep olduk” diye günah çıkaran CDC’ nin uyarı ve tavsiyelerini dikkate alır mısınız yoksa “Hadi oradan mı?” dersiniz?

Kaynaklar:

1. http://www.greenmedinfo.com/blog/african-american-autism-and-vaccines-rfk-jr

2http://pediatrics.aappublications.org/content/113/2/259.abstract?sid=9207891f-86ca-4212-bf4e-187d3ce23922

Not: Bu yazı 1 numaralı kaynaktan özetlenmiştir.

***

EK 1 (17.8.2025): RFK Jr.: “Otizm aşılardan kaynaklanır. Ve bu arada, CDC’nin kendi verileri, biliyorsunuz, 1989’da Ratner çalışması adı verilen bir çalışma yaptılar. Ve çocuklarda Hepatit B aşısına baktılar ve bunu dünyanın en büyük veri tabanından, aşı güvenliği veri bağlantısından aldılar. İlk otuz günlerinde Hepatit B aşısı olan çocuklarla veya hiç olmayan çocuklarla karşılaştırdılar. Ve aşı olanlarda otizm için %1350 oranında yüksek bir risk vardı.”

“Yanlış anladın. Biyostitüt dediğimiz kişiler tarafından yapılmış yaklaşık 13 çalışma dizisi var. Bunlardan biri önde geleniydi. CDC için para karşılığında bu çalışmaları yapan kişilerdi. Aşıların otizme neden olmadığı yanılsamasını yaratmak için CDC tarafından ödendiler.”

“Baş bilim insanı, CDC’nin yalan söylediği ve çalışmasının bu önerme için en çok atıf yapılan çalışma olduğu Poul Thorsen adında bir adamdı. Ve Poul Thorsen artık bir kaçak. Interpol tarafından aranıyor. CDC’den bu çalışmada kullandığını iddia ettiği milyonlarca doları çaldı, ancak evler inşa ediyor, motosikletler satın alıyor ve lüks bir hayat yaşıyordu.”

“Çalışması tam bir sahtekarlık ve yine de CDC dürüst olmayan bir kuruluş olduğu için geri çekmediler. Literatürde atıfta bulunulmaya devam ediyor. Ve bu arada, John, yüzlerce ve yüzlerce çalışma var. İlginizi çekerse, I’m Aristotle, Let the Science Talk adlı bir kitap yazdım, sanırım 1.400 referansı var ve 400’den fazla çalışmada otizm ve aşılarla ilgili diğer nörolojik yaralanmalar arasında bir bağlantı olduğu belirtiliyor. Bu konuda hiçbir şüphe yok.”

“Eğer literatürü gerçekten okursanız, CDC’nin size söylediği propagandayı dinlerseniz, evet, aşılar otizme neden olmaz çünkü bu bir propagandadır. Bu, ilaç endüstrisi tarafından iç içe geçmiş ve sahiplenilmiş, esir alınmış bir kurumdur.”

Kaynak: https://x.com/newstart_2024/status/1891193431214698794

***

EK 2 (3.2.2025): Ben değil ABD’ nin Sağlık Bakanı konuşuyor.

Bilim kuruluşu diye bildiğimiz DSÖ, CDC, FDA’ nın tüm rezilliklerini bir bir ortaya döküyor. İlaç şirketlerinin adını bile anmıyorum.

Not: İtirazı olan lütfen ona yazsın.

Robert Kennedy Jr:

“CDC 1999′ da “içinde cıva bulunan aşılarının otizme sebep olup olmadığını” bulmak istedi.

Bunun için de Hepatit B aşısına baktılar… ve buldukları şey şuydu:

20 yıl boyunca günde bir paket sigara içmenin akciğer kanserine yakalanma riski %10’du. Bununki ise %11.35’ti.

Panik butonuna bastılar ve gizli bir toplantı yaptılar… Tüm büyük aşı şirketleri, aşıları yöneten düzenleyici kuruluşlar, DSÖ, CDC, FDA, NIH, HHS dahil olmak üzere 52 kişiyle iki günlük bir toplantı yaptılar.

Ve biri o toplantıyı kayda almış… 2005’te tutanakları ele geçirdim ve korkunçtu. Bir kâbus.

Bizi koruması gereken bu düzenleyiciler… bilime bakıyorlar ve diyorlar ki: Kesin sonuç, otizme sebep oluyoruz!”

Kaynak: https://x.com/drahmetrasim/status/1896120067277881783

***

EK 3 (5.4.2025): Hükümet, Thimerosal’ın Otizmle Bağlantısı Konusunda Halkı ‘On Yıllardır’ Yanıltıyor, Aşılardan Kaldırıldığına Dair Yanlış İddialarda Bulunuyor

ABD hükümeti, uzun zamandır halka, cıva bazlı bir aşı koruyucu maddesi olan timerosalın çocuklara zarar vermediğini söylüyor, ancak aşırı tedbir amacıyla bu maddenin en az 2001’den beri çocukluk aşılarında kullanılmadığını belirtiyor. Gazeteci @SharylAttkisson

tarafından yapılan özel araştırmaya göre, her iki iddia da asılsızdır. Attkisson, bunları, timerosal ve onu otizm ve diğer nörogelişimsel bozukluklarla ilişkilendiren bilimsel veriler hakkında “halkı yanlış yönlendirmeye yönelik koordineli bir propaganda kampanyasının” parçası olarak tanımladı.

Attkisson’un araştırması, hükümet kuruluşlarının ve ana akım tıp kuruluşlarının onlarca yıldır bu zehirli kimyasal hakkında nasıl çelişkili bir anlatıyı teşvik ettiğini ortaya koyuyor.

Bir yandan, halkı timerosal’ın bilinen ve olası zararları konusunda yanılttılar ve güvenliğini sorgulayan herkesi itibarsızlaştırmak için aktif olarak çalıştılar.

Öte yandan, halka aşılardan kaldırıldığına dair yanlış güvence de verdiler. Attkisson, “Timerosal içermeyen aşılar da dahil olmak üzere, tiyomersalın bugün hala bazı aşılarda kullanıldığını” söyledi.

Araştırması, aşılardaki timerosal’ı otizm de dahil olmak üzere nörogelişimsel bozukluklarla ilişkilendiren kanıtların onlarca yıldır var olduğunu gösteriyor.

Ayrıca, bu bağlantıyı halktan gizlemek için toksin etrafındaki bilimsel anlatıyı yeniden yazma konusunda kasıtlı bir projeyi de ortaya çıkarıyor.

Kaynak: https://x.com/ChildrensHD/status/1908474950161199411

***

EK 4 (5.4.2025): Dr. Andrew Wakefield: “1995’te anneler beni arayıp çocuğumun kesinlikle normal olduğunu söylemeye başladılar ve sonra üçlü MMR aşısı oldular ve otizme gerilediler. Otizm hakkında hiçbir şey bilmediğimi söyledim. Ben bir gastroenteroloğum. Nasıl yardımcı olabilirim? Çocuğumun korkunç GI sorunları, ishal, zayıflama ve gelişememe olduğunu söylediler.”

“Acı çekiyorlar. Acı çektiklerini biliyorum. Konuşma yeteneklerini kaybettiler. Ama anneleri olarak acı çektiklerini biliyorum. Ve konuştuğum her doktor bunu reddetti ve beni gönderdi. Ve bu yüzden bunu araştırdık. Ve tıpta her zaman olduğu gibi, ebeveynler haklıydı. Çocuklarda bağırsak iltihabı vardı. Bunu tedavi ettiğimizde, sadece bağırsak iltihabını iyileştirmekle kalmadı, otizmi de iyileştirdi.”

“Ve böylece meslektaşlarımın ve tıp fakültesinin ve ilaç şirketlerinin ağır yatırımlarının büyük bir çoğunluğunun tepkisine rağmen aşı konusunu ele aldık ve kesinlikle haklı çıktık. Öyle ki CDC daha sonra bunu araştırdığında, filmde bildirdiğimiz gibi, Vaxxed, MMR aşısını otizmle ilişkilendiren verileri o kadar ikna edici buldular ki, verileri yok etmek ve tamamen farklı bir şey söyleyen bir makale üretmek zorunda kaldılar.”

“14 yıl sonra kıdemli bilim insanlarından biri ortaya çıktı ve korkunç bir şey yaptığımızı söyledi. Yalan söyledik ve milyonlarca çocuğu ciddi kalıcı nörolojik hasar riski altına soktuk ve hiçbir şey olmadı. Ve o zamanlar beni çok kızdıran şey buydu, Alex ve hiçbir hesap verebilirliğin olmadığını düşündüm. Ve o noktadan sonra filmlerim hesap verebilirlikle ilgiliydi.”

Kaynak: https://x.com/newstart_2024/status/1900198915670212701

***

EK 5 (5.4.2025): Dr. Andrew Wakefield: “Şimdi Kaliforniya’daki otizm oranına bakın, ben tıp öğrencisiyken on binde birdi, şimdi yirmi iki çocukta bire yaklaştı. Yirmi iki çocukta bir. Bu on dört erkek çocuğundan biri. Gerçek pandemi bu. Endişelenmemiz gereken şey bu.”

“Kızamık enfeksiyonundan, kızamık hastalığından kaynaklanan ölüm oranı 1920’lerden itibaren hızla azalıyordu. Hiçbir müdahale, hiçbir aşı, hiçbir ikincil bakteriyel enfeksiyon için hiçbir antibiyotik olmadan sıfıra yaklaşıyordu, olan buydu. Sürü bağışıklığıydı bu.”

“Yalnız bıraksaydık ve hiçbir şey yapmasaydık, bu hastalıktan kaynaklanan ölümler fiilen sıfıra inerdi. Gerçek bir sürü bağışıklığı olurdu, ama bunu yapmak istemediler. Neden? Çünkü kar elde edilecekti ve bu, bilirsiniz, bu, çocuk felci aşısının algılanan başarısı onları, ne kadar ciddi olursa olsun her hastalık için bir aşıya sahip olmamız gerektiği ve her çocuğun aşı olması gerektiği yoluna götürdü.”

“Ve bu, antibiyotiklerin mucizesinden antibiyotik sonrası kıyamete yüz yıldan kısa bir sürede geldiğimiz antibiyotik tarihine oldukça benziyor. Bunu halk sağlığı böyle tanımlıyor, ben değil. Antibiyotiklerin aşırı kullanımı nedeniyle ve özellikle çok dirençli, son derece tehlikeli organizmaların antibiyotik sonrası kıyameti.”

“Aşılarla ilgili olarak da benzer bir durum görüyoruz. Ve on yıl içinde bu manzara çok farklı görünecek.”

Kaynak: https://x.com/newstart_2024/status/1906361310301888884

***

EK 6 (5.4.2025): Dr. Andrew Wakefield – MMR Aşısının Otizmle Bağlantısı ve CDC’nin Örtbas Etmesi “Birçok çocukta kızamık, kabakulak, kızamıkçık aşısı ile otizm arasında birkaç nedenden ötürü nedensel bir ilişki olduğuna inanıyorum. Birincisi, ebeveynlerin verdiği klinik öyküye dayanarak. Bu ebeveynler aşı karşıtı değildi. Çocuklarını zamanında aşı olmaya götürdüler ve sonra ciddi bir yan etki bildirdiler. Çocuk uykulu oldu, üç gün boyunca uyudu, tiz çığlıklar attı, nöbet geçirdi ve sonra bir daha asla iyileşmedi.”

“Dolayısıyla klinik geçmiş, beyinde otistik regresyona yol açan bir tür ensefalopatik veya inflamatuar olayın kanıtı açısından ikna edicidir. Bu bir numaradır. Ve sonra çocuklarda gördüğümüz klinik bulgulara dayanarak, immünolojik bozukluk, gastrointestinal rahatsızlık vardır, bunların hepsi tanımlanmıştır ve karakterize edilmiştir ve viral bir enfeksiyonun sonuçlarıyla tutarlıdır.”

“Bu çocukların bağırsaklarında, kanında ve omurilik sıvısında aşı suşuyla tutarlı kızamık virüsüne dair çeşitli çalışmalarda kanıt bulduk. Bu bulgular çeşitli şekillerde yeniden üretildi. Diğerleri bunları bulamadı ve bu nedenle bu, bilimsel sorunun olağanüstü bir parçası olmaya devam ediyor.”

“Ancak genel olarak, son zamanlarda ortaya çıkan en önemli gözlem, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) MMR aşısına erken yaşta maruz kalma ile otizm riski arasında çok güçlü bir pozitif ilişki bulmuş olmaları ve bunu örtbas etmiş olmalarıdır.”

“Ve muhbir William Thompson, ortaya çıktı ve iki grup çocukta, özellikle Afrika kökenli erkeklerde ve bir yaşına kadar zihinsel olarak normal olan tüm ırklardan çocuklarda otizm arasında çok, çok güçlü bir istatistiksel ilişki olduğunu gösterdi. Başka bir deyişle, tamamen normal bir şekilde gelişiyorlardı. Bir şey kaptılar, bir şey onlara çarptı ve sonra otizme gerilediler.”

“Ve Thompson’ın sözleriyle, bu tam olarak bir ilişki bulmayı bekleyeceğiniz gruptur. Dolayısıyla, bu çeşitli kanıt katmanlarına dayanarak, MMR aşısının birçok çocukta otizmle nedensel olarak bağlantılı olduğuna dair çok güçlü bir dava olduğuna inanıyorum.”

Kaynak: https://x.com/newstart_2024/status/1908213545671504105

***

EK 7 (5.4.2025): Dr. Andrew Wakefield: “1986: The Act adlı bir filmi bitiriyordum. İlaç şirketlerine aşılarının neden olduğu ölüm ve hasara karşı sorumluluk koruması sağlandığıyla ilgiliydi. Bu, kamuoyunun bilmesi gerektiği gibi bilmediği bir şeydi. Mükemmel bir iş modeline sahiplerdi ve zorunlu bir pazarları vardı. Çocuklar okula gitmek için aşı olmak zorundaydı. Hiçbir sorumlulukları veya dezavantajları yoktu.”

“Medico legal için hiçbir şey ödemeyeceklerdi ve bu yüzden mükemmel bir iş modeli durumumuz vardı. Yapabildikleri tek şey kar etmekti. Çok büyük bir kar elde ettiler ve gerçekten de bu kar onları o kadar güçlü kıldı ki COVID ile, COVID aşılarıyla yaptıklarını yapmalarına ve insan nüfusuna karşı bu suçu işlemelerine olanak sağladı.”

Kaynak: https://x.com/newstart_2024/status/1903405365154181465

***

EK 8 (5.4.2025): Dr. Andrew Wakefield: “Kabakulak aşısı işe yaramıyor. Yani gördüğümüz şey, kabakulak aşısının iki, üç, dört dozunu almış olan popülasyonlarda dünya çapında kabakulak salgınları. Kabakulak aşısı işe yaramıyor ve neden işe yaramıyor, ele alabileceğimiz bir diğer konu ve Merck’in bunu örtbas etmek için nasıl davrandığı şu anda ilgi çeken bir konu.”

“Ancak şimdilik buna girmemize gerek yok. Kabakulak, tarihsel olarak beş ila yedi yaşlarında, daha sonra ömür boyu bağışıklık kazanan çocuklar tarafından kapılırdı. Çocuklarda kabakulak önemsiz bir hastalıktır. Önemsiz bir hastalık olduğu kabul edilir. Gerçekten de, CDC ve İngiltere’deki Sağlık Bakanlığı, kabakulak aşısına gerek olmadığına karar verdi çünkü çok hafifti ve komplikasyonları ciddi değildi.”

“Yine de, ticari sebeplerden ötürü, kabakulak aşısının topluma dayatıldığına ve birçok kişi için zorunlu hale getirildiğine inanıyorum. Şimdi aşı yeterli sayıda insanda veya yeterince uzun süre işe yaramadığı için, kabakulak hastalığının yaşlı nüfusta, gençlerde ve üniversite öğrencilerinde yeniden ortaya çıktığını görüyoruz.”

“Sorunlar, kabakulak hastalığının örneğin ergenlik sonrası erkeklerde çok daha ciddi bir hastalık olması ve testis iltihabı veya orşit ve kısırlık geliştirebilmeleri nedeniyle ortaya çıkıyor. Bu nedenle işe yaramayan bir kabakulak aşısı sadece işe yaramaz bir aşı değil, aynı zamanda tehlikeli bir aşıdır çünkü doğal sürü bağışıklığını, yani hastalık hafifken bireylerin maruz kalmasını yok eder ve hastalığın şiddetli veya daha şiddetli olduğu bir zamanda hastalığa karşı duyarlılığı değiştirir.”

“Dolayısıyla aşılamayla sadece doğal sürü bağışıklığını iki ay içinde yok etmedik, kabakulak hastalığını tarihsel olarak olduğundan çok daha tehlikeli bir hastalık haline getirdik.”

Kaynak: https://x.com/newstart_2024/status/1899590587122131023

***

EK (6.4.2025): “Çocuklar için resmi olarak önerilen tüm aşılar sorumluluk korumasına sahip [bu yüzden] çocukların peşine düşüyorlar”.

Kaynak: https://x.com/Humanspective/status/1908290849471160679

***

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. esen dedi ki:

    http://ahmetrasimkucukusta.com/2011/02/27/yazilar/tip-yazilari/enfeksiyonlar/kizamik-asisi-hakkinda-bilinmesi-gereken-her-sey/ bu yazınızda ise tam tersi bilgiler var. Ve bu yazıyı okuyan yanlış bilgi sahibi olacağından gereğini yapacağınıza inanıyorum hocam.

  2. tuba bakkal dedi ki:

    Hocam aşı konusunda terddütleri olan ailelerden biriyiz.kızım şu an 2.5 yaşında biz aşı yaptırmadık bir kaç tane(zatüre hepatit b )dışında.anne sütü içerken korkmuyordum ama şu an önemli hastalıklara yakalanmasından ve aşı yapılmayışının eksikliğini görme riskinden çok korkuyorum.yaptırmamız gereken aşılar olduğunu düşünüyorsanız,bildirir misiniz.şimdiden teşekkürler

Siz de yorumunuzu paylaşın: