SAĞLIKLI OLAN KUTU SÜTÜ DEĞİL ÇİĞ SÜTTÜR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Televizyonlara yaptığımız açıklamalar haberleştirilirken tamamı yayınlanamadığı için “çiğ sütle” ilgili düşüncelerimi özetledim:

BİR: Esas sağlıklı ve faydalı olan işlenmiş süt değil “çiğ süt” tür”. Endüstri tarafından fiziksel ve kimyasal işlemlere tabii tutulan ve tabiatta bir benzeri olmayan bir ürüne dönüşen işlenmiş sütte çiğ sütün neredeyse tüm faydalı özellikleri ortadan kalkmış olması yanında zararlı olması da kuvvetle muhtemeldir.

İKİ: Çiğ sütün denetimsiz satılması elbette yanlıştır ve zaten büyük şehirlerde sokak sütü ve sokak sütçüsü kalmamıştır.

Sütün de süt olarak içilmesi değil mayalandıktan sonra yoğurt, ayran, kefir, peynir şeklinde yenip içilmesi daha doğrudur.

ÜÇ: Sokak sütü, endüstri tarafından çiğ sütü karalamak için uydurulmuş bir tabirdir ve akademisyenlrin endüstri ağzıyla konuşması, bu tuzağa düşmüş olması üzüntü vericidir.

Mandıra sahibinin çocuğunun pipetle kakaolu şekerli süt içiyor olması durumun ne kadar vahim olduğunun belgesidir.

DÖRT: Cam şişede günlük organik sütün ve çiğ sütün bugün birçok noktada gerekli kontrollerden geçerek ve soğuk zincir içinde satılabiliyor olması benim gibi birkaç doktorun senelerdir süren mücadelesinin sonucudur.

4 ay dayanan, UHT ve homojenizasyon işlemleri uygulanan, katkı maddeleri eklenen kutu sütlerinden kimseye hayır gelmez.

BEŞ: Evet, sulanan, ekşiyen, bozulan ev yoğurdu da market yoğurdundan daha sağlıklıdır, kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın! 

DİKKAT!

Bu haberden sonra takipçilerimden Adnan Serpen’ den aldığım not ve resim:

Size katılıyorum sayın hocam. Uzun mücadeleden sonra çiğ süt satışları nihayet başladı,sevindirici bir gelişme. Dün İzmir’de bir şarküteri mağazasının vitrininden çektiğim ÇİĞ SÜT satışı ile ilgili bu görüntüyü sizlerle paylaşmak istedim.

Kısmen de olsa seyretmek için: https://www.youtube.com/watch?v=fM3FYCuuP4E

***

EK 1 (28.2.2024): UHT işlemi, protein yapısının bozulması ve kümelenmesine, amino asitlerinin kimyasal modifikasyonlarına sebep olur. UHT’nin sebep olduğu bu protein değişiklikleri sindirilmeyi ve bu proteinlerin genel biyolojik etkisini değiştirebilir, mesela alerjilere yol açabilir.

Kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC8468757/

Makale: Influence of Ultra-Heat Treatment on Properties of Milk Proteins

***

EK 2 (28.2.2024): Test edilen tüm süt işleme biçimlerinin “farelerde mekansal öğrenme ve hafızayı bozan protein oksidasyon ürünlerinin oluşumuna” sebep olduğu tespit edildi. Buna kaynatma, mikrodalga ısıtma, püskürterek kurutma ve dondurarak kurutma dahildir ve ultra pastörizasyon, sütü kaynatmaktan çok daha yüksek ısıya maruz bırakır (212 F’ye kıyasla 284 F).

Kaynak: https://pubs.rsc.org/en/content/articlelanding/2019/ra/c9ra03223a

Makale: Processing milk causes the formation of protein oxidation products which impair spatial learning and memory in rats

***

Yazı için 9 yorum yapılmış:

  1. Ahmet Mithat CAN dedi ki:

    Hocam dediğiniz gibi; UHT ve homojenizasyon işlemleri uygulanan, katkı maddeleri eklenen kutu sütler yerine soğuk zincir aşamasından geçen çiğ süt kullanılması ama sütün de süt olarak içilmesi değil mayalandıktan sonra yoğurt, ayran, kefir, peynir şeklinde yenip içilmesi konusu artık genel kabul görmüş olması çok sevindirici…

    İkinci tespit çok önemli, çünkü sütün içilmesinin YETİŞKİN insanlar için büyüme hormonunu, kanser olma ihtimalini artırdığına ilişkin çalışmalar olduğu görülüyor.

  2. Doç.Dr.Dilek Arsoy dedi ki:

    Konu iki boyutludur.1.Çiğ sütün bileşimi,saklaması,pişirmesi yadadiğer ürünlerin eldesi 2. ise kuru sütlerinde uygulanan pastorizasyon ve sterilizasyon ve kullanılan ambalaj malzemelerin yarattığı sonuçlardır.
    Çiğ sütün bileşimi ise hayvanların beslenme ve bakım koşulları ile doğrudan ve tam olarak ilişkilidir.Ne yazık kı özellikle süt inekçiliğinde verimi artırmak ve daha fazla ürün almak üzere GDO lu yemler (soya, mısır,ayçiçeği) kullanılmakta bunun yanısıra toksin bağlayıcılar,bypass yağlar gibi çok sayıda ürün kullanılmak zorunda kalınmaktadır.Konu bununla ilişkilidir.Yetiştiricilikte mera temelli doğal yetiştiriciliğe mümkün olduğu kadar dönmenin yolları bulunmalıdır ve EKOsüt ve EKOet elde edilmelidir.Organik hayvancılıkta ise sertifikalı GDO taşımayan ürünler kullanılmaktadır ancak sertifikalı organik üretim hem üreticiye hem de tüketiciye farklı malıyetler getirmektedir.Oysa geleneksel otlatma bu sağlık risklerini ve maliyetlerini taşımaz ancak verim entansif yetiştiricilikte ki kadar olamaz bunu da doğal kaliteli kuru otla desteklenmesi ya da yerli yem kaynakları ile desteklenmesi gerekmektedir.Aynı zamanda hayvanlarda otlatma ve doğal beslenmenin ağırlıkta olması stres faktörlerinin oluşmamasını sağlar ve hayvan refahını düzeltir.Bu da doğrudan ürünün kalitesine yansır.Kısaca durumu özetlemek istedim.He rplatformda konuyla ilgili bilgilerimi paylaşmayı toplumsal bir görev sayarım.Bu yüzden basında yapılan konuşmalarda Veteriner Hekimlerin kesinlikle yer alması gerekmektedir.

  3. Doç. Dr. Dilek Arsoy’a teşekkürler.

    Hükumetin küçük üreticiyi ve mera hayvancılığını teşvik etmesi ve koruması gerekir.

    Endüstri, sütü allem edip kallem edip ne idüğü belirsiz bir sıvıya döndürmekle geçirdiği zamanı, çiğ sütü tüketiciye gerekli denetim ve kontrollerden geçirildikten sonra sağlıklı olarak nasıl ulaştırılabileceği üzerinde çalışsa çok daha doğru bir iş yapmış olur.

    Gıda mühendisleri, gıdaya tabiatta eşi benzeri olmayan bir takım fiziki ve kimyasal işlemler uygulamak yerine, bir gıdanın bozulmadan ve değerinden yitirmeden uzun süre nasıl muhafaza edileceğine kafa yormalıdır.

  4. Osman dedi ki:

    Bir gida muhendisi olarak ciğ sut mu uht mi konusuna girmeden Ahmet Mithat beye şunu soyleyebilirim: normal bir kutu sutunde katki maddesi olmaz.. Yasaktir.. Hic bir sey konulmaz..
    Yani uht sutun daha kotu oldugunu soyleyebilirsiniz, bir takim calismalari da referans gosterebilirsiniz bu ayri bir konu ama icine eklenmeyen bir katki maddesi icinde katki maddesi ekleniyor derseniz yanlis beyanat vermis olursunuz

  5. Osman dedi ki:

    Ahmet Rasim Hocam,
    Endustrinin cikarlari ugruna halk sagligini hice sayan gidaci var midir? Muhakkak. Tipki doktorlar da oldugu gibi..ama emin olun cogunun amaci canavar gida yaratmak degildir. Gidanin bozulmadan degerini kaybetmeden muhafaza etmenin derdinlerdir….
    Tabi bu ne olcude mumkun olabiliyor orasi tartisilir ama emin olun kötü bir niyetimiz yok. :))

  6. “Gıdanın bozulmadan, değerini kaybetmeden muhafaza etmenin derdinde..” olan gıdacılara helal olsun.

  7. osman dedi ki:

    Yani en azından benim amacım o 🙂

  8. Erdem ata dedi ki:

    Ahmet hocam Süt tozları hakkında bir çalışmanız varmı? Üretim aşamasında bir takım kimyasallara ısıl işlemden geçtiğini ve beyazlatmak için dünya Sağlık örgütünün içerisine %2 Melamin katılmasına izin verdiğini okuyoruz. Ancak bilgi kirliliğinden neyin doğru neyin yanlış olduğuna emin olamıyoruz.

  9. Çağrı dedi ki:

    Hocam çiğ sütün fabrika sütünden daha faydalı olduğu yaygın ve bilinen bir gerçek lakin çoğu kişinin çiğ yerine fabrika sütü tercih etmesinin sebebi çiğ sütün çok kötü kokması. Çiğ sütün yaygınlaşması için koku sorununun giderilmesi lazım. Tabi katkı maddesi konulmadan

Siz de yorumunuzu paylaşın: