YENİ PARAMETREMİZ: BİYOLOJİK VÜCUT KİTLE ENDEKSİ
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
İndependent Türkçe‘ deki yazım:
Vücut kitle endeksi (VKE) tabirini hemen herkesin bildiğini, en azından da böyle bir kavramdan haberdar olduklarını söylesem yanlış olmaz diye düşünüyorum.
VKE, günümüzden 200 seneden fazla zaman önce ilk defa Belçikalı bir matematikçi tarafından ortaya atılmış bir kavramdır ve bir insanın kilosunun boyunun karesine bölünmesiyle elde edilen bir rakamdır; yani kilogram/metre kare.
Bu değer tıbbi araştırmalarda çok kullanılmaya başlamış ve özellikle de son 50 senede obezitenin en gelişmişinden en geri kalmışına kadar tüm dünyada ciddi derecede artmasıyla çok kullanılan bir kavram haline gelmiştir.
Birçok araştırma VKE esas alınarak yapılmıştır fakat ortada şöyle garip bir durum vardır ki o da VKE ne yazık ki doğru bir kavram değildir.
Çünkü burada bir insanın sağlığı hakkında bir hüküm verirken onun sadece kilosunu ve boyunu hesaba katıyorsunuz.
Bir insanın kilosunda kemiğin, kas dokusunun veya yağın miktarının çok önemi vardır ama bu hesaplamada bunlar hiç dikkate alınmaz.
Keza aynı şekilde VKE, bir insanda yağın göbekte mi, kalça veya bacaklarda mı toplandığını da göstermez.
Oysa artık herkesin bildiği gibi sağlık bakımından esas zararlı olan kalçada veya bacaklarda toplanan yağ değil göbek çevresinde ve iç organlarda, karaciğerde, pankreasta meydana gelen yağlanmadır.
Bu sebeple de VKE’ ne göre bir araştırma yapmak veya insanlara VKE üzerinden sağlık konusunda birtakım tavsiyelerde, tahminlerde bulunmak son derece yanlıştır.
Hatta çok ilginç bir durum olmuştu. Bizim 130 kiloda Avrupa Şampiyonu olan bir güreşçimiz o sene VKE’ ne göre askerliğe uygun değildir yani çürük raporu almıştı.
Oysa bu kişi güreşte şampiyon olmuş, güçlü kuvvetli, beslenmesine dikkat eden, spor yapan, sigara ve alkol kullanmayan bir insan ama VKE’ ne bakıldığı zaman bu insanın son derecede sağlıksız ve askerliğe elverişli olmadığını görüyoruz.
İşte bu sebeple bu hesabın içine göbek çevresinin de katıldığı başka parametreler de ortaya atılmıştır ama bana soracak olursanız bunların hiçbiri yeterli değildir.
Ben insanların kilosu üzerinden onların sağlıklı olup olmadıkları hakkında karar vermeyi çok yanlış buluyorum.
Çünkü kilonun VKE’ nin belirlenmesindeki önemi bir tarafa insanların sağlıklı olup olmadıkları boy ve kilodan ziyade onların nasıl beslendiklerine, hani gıdaları nasıl yediklerine, hareketli olup olmadıklarına, spor yapıp yapmadıklarına, sigara ve alkol kullanıp kullanmadıklarına, uykularının yeterli ve kaliteli olup olmadığına, her şeye kafaya takıp takmadıklarına, sosyal hayatlarına, aile çevrelerine, huzurlu olup olmadıklarına bağlı olduğunu biliyoruz.
Oysa bu parametrelerin hiçbiri bunları dikkate almaz.
İşte bu sebeple yeni bir VKE kavramı geliştirilmeye çalışılıyor ve buna da biyolojik VKE adı veriliyor.
https://twitter.com/TurkishIndy/status/1647595875710152705?s=20
Yeni yapılan ve dünyaca meşhur ve muteber bir tıp dergisi olan Nature’ de yayınlanan araştırmada insanların kanlarında çeşitli proteinlerin ve bunların metabolitlerinin, bazı genetik faktörlerin ve bir de bağırsak mikrobiyotası ile ilgili bazı değerlerin ölçülmesiyle biyolojik VKE geliştirilmeye çalışılıyor.
Bu tabii ki kolay bir iş değil.
Bir insanın sağlığı hakkında kan değerlerine bakarak hele de VKE’ ne bakarak bu insan sağlıklıdır değildir, beklenen hayat süresi şu kardır bu kadardır gibi yorumlar yapmak hiçbir şekilde doğru değildir.
Bu biyolojik VKE de ilk bakışta insana cazip gibi görünmekle beraber bu değerleri tespit etmek hiç de kolay değildir.
Benim sizlere çok daha kolay, pratik tavsiyem olacak.
Ben bir insanın kilosunun sağlık beslenmek, yeteri kadar hareketli olmak, sigara alkol kullanmamak, kaliteli ve yeterli derecede gece uykusu uyumak, güneşlenmek, tabiatla haşır neşir olmak, huzurlu olmak, gibi şartlar altında hiç önemli olmadığını düşünüyorum.
Yani şimdi bana deseniz ki, 50 kilo olan bir insan mı, 60 kilo ya da, 70 kilo ya da 80-100 kilo olan bir insan mı daha sağlıklıdır, daha uzun yaşar derseniz şöyle cevap veririm.
Ben bu rakamlara hiç bakmam, ben bu kişinin beslenmesine, hareketliliğine ve diğer hayat tarzı unsurlarına bakarak karar veririm.
Bir insan ideal kiloda olabilir ama bu insanda pek çok hastalık bulunabilir veya pek çok hastalığa aday olabilir, beklenen hayat süresi kısa da olabilir.
Burada bütün mesele hayat tarzının ve insanların elinde olmayan hava ve çevre kirliliği gibi dış faktörlerin iyi olmasıdır.
Size tavsiyem şudur: Lütfen kilonuzu kafaya takmayın, kafayı takmanız gereken şey elbette var ve o da sağlıklı beslenmek, hareketli olmak, güzel uyumak ve huzurlu olmak ve tabii ki benim tavsiyelerimi dinlemektir.
Kaynak: https://www.nature.com/articles/s41591-023-02248-0
Makale: Multiomic signatures of body mass index identify heterogeneous health phenotypes and responses to a lifestyle intervention
Okuma tavsiyeleri
https://ahmetrasimkucukusta.com/2013/01/05/hakkimda/saglikli-yasa-kiloya-takilma/
https://ahmetrasimkucukusta.com/2013/01/06/yazilar/tip-yazilari/beslenme/terazilerinizi-cope-atin/
https://ahmetrasimkucukusta.com/2015/06/28/genel/herkesin-kendine-gore-ideal-kilosu-vardir/
Kaynak: https://twitter.com/TurkishIndy/status/1647595875710152705?s=20
***
EK 1 (28.4.2023): “BMI is trash. Full stop.” This controversial tweet, which received thousands of likes and retweets, was cited in a recent Medscape perspective by one doctor on when physicians might stop using body mass index (BMI) to diagnose obesity.
Body mass index (BMI) has for years been the consensus default method for assessing whether a person is overweight or has obesity, and is still widely used as the gatekeeper metric for treatment eligibility for certain weight-loss agents and bariatric surgery.
But growing appreciation of the limitations of BMI is causing many clinicians to consider alternative measures of obesity that can better assess both the amount of adiposity as well as its body location, an important determinant of the cardiometabolic consequences of fat.
Kaynak: https://www.medscape.com/viewarticle/991210
***
EK 2 (10.4.2024): Tip 2 diyabetlilerde, fazla kol ve gövde yağı kalp-damar hastalığı ve ölüm riskinin artırırken, fazla bacak yağı bu riski azaltıyor. Yağın fazlası kadar nerede biriktiği de önemlidir.
Kaynak: https://academic.oup.com/jcem/advance-article-abstract/doi/10.1210/clinem/dgae192/7634877
Makale: Associations of Regional Body Fat with Risk of Cardiovascular Disease and Mortality among Individuals with Type 2 Diabetes
***
teşekkürler hocam