ŞEKER DEPRESYON RİSKİNİ DE ARTIRIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

US’ National Health and Nutrition Examination Survey (NHANES) çalışmasından 20 yaş üzerindeki 18.439 yetişkin üzerinde yapılan değerlendirmede diyetle şeker alımında 100 g/günlük bir artışın depresyon prevalansında %28’lik bir artışla ilişkili olduğu tespit edildi.

Bu ilişki yaş, cinsiyet, ırk/etnik köken, yoksulluk-gelir oranı, eğitim, medeni durum, hipertansiyon, diyabet, kalp-damar hastalığı, alkol alımı, sigara içme durumu, fiziksel aktivite ve diyetle enerji alımı gibi bu riski etkileyebilecek değişkenler ayarlandıktan sonra belirlendi.

Depresyon ve beslenme ilişkisini gösteren çok sayıda çalışma var

Depresyonun altında yatan mekanizmalar tam olarak belli olmamakla beraber beslenme ile alâkasını ortaya koyan çok sayıda çalışma vardır.

Önceki çalışmalar kafein, balık ve sebze alımı gibi diyet faktörlerini depresyon riski ile ilişkilendirmişti ama sadece birkaç araştırmada diyetle şeker alımı ve depresif belirtiler arasındaki ilişkiyi incelenmiştir.

Diyet şekerleri, meyve suları ve balda tabii olarak bulunanlar ve suni olarak içeceklere veya yiyeceklere eklenenler de dâhil olmak üzere çok çeşitli kaynaklardan gelir.

Gözlemsel çalışmaların bir meta-analizinde, şekerle tatlandırılmış içecek tüketimi ile depresyon riskinde hafif bir artış arasında bir ilişki bulunmuştur.

İnceleme ayrıca şeker alımının nörotransmitter üretimini ve işlevini etkileyebileceği ve bunun ruh hali ve zihinsel sağlık üzerinde etkileri olabileceği gibi muhtemel biyolojik mekanizmalardan da bahseder.

İleriye dönük bir çalışma, tatlı yiyecek/içeceklerden şeker alımının uzun vadeli ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini doğrulamış ve daha düşük şeker alımının daha iyi ruh sağlığı ile ilişkili olabileceğini öne sürmüştür.

Yetişkinler üzerinde yapılan çok uluslu bir çalışmada, işlenmiş ve şeker bakımından zengin gıdalarla beslenme alışkanlıklarının katılımcı ülkeler arasında daha yüksek depresif semptom riskiyle ilişkili olduğu gösterilmiştir.

Şekerin aşırı alımı obezite, tip 2 diyabet ve hipertansiyon riskinde artış ile ilişkilidir.

Ayrıca nöroendokrin sistemin hayati bir bileşeni olan hipotalamik-hipofiz-adrenal (HHA) ekseninin işlevini engelleyerek oksidatif stres ve enflamasyona sebep olabilen obezite ve diyabet gibi stres ve metabolik bozukluklara yol açar; HHA ekseni anormalliği ve enflamasyon depresyonun altında yatan önemli mekanizmalardır.

Ayrıca, şeker alımı depresyon, anksiyete ve stres cevabı gibi merkezi sinir sistemi faaliyetlerinde rol oynayan bağırsak mikrobiyotasını değiştirebilir.

Depresyon nedir?

Depresyon, sürekli olarak kendini kötü hissetme, günlük aktivitelere ilgiyi kaybetme, uykusuzluk ve ciddi vakalarda intihar eğilimi ile karakterize klinik olarak yaygın ve önemli bir halk sağlığı sorunudur.

Dünya Sağlık Örgütü verileri, depresyonun küresel nüfusun yaklaşık %4,4’ünü etkilediğini ortaya koyuyor.

Depresyon yalnızca hastaların kendileri için sağlık sorunlarına neden olmakla kalmaz, aynı zamanda aile ve toplum üzerinde ağır bir ekonomik yük oluşturur.

Gelelim neticeye

Her türlü şekerin fazlasından uzak durun, hele de mısır şurubu ve suni tatlandırıcıların adını bile ağzınıza almayın. 

Bakliyat, sebze, kuruyemiş gibi birçok gıdada şeker (kompleks karbonhidratlar) vardır ve bunlar sağlıklı olmamız için yeterlidir. 

Şeker, sağlığınızın tadını kaçırabilir.

Kaynak: https://bmcpsychiatry.biomedcentral.com/articles/10.1186/s12888-024-05531-7

Makale: Association between dietary sugar intake and depression in US adults: a cross-sectional study using data from the National Health and Nutrition Examination Survey 2011–2018

https://www.medscape.com/viewarticle/high-sugar-intake-tied-increased-risk-depression-2024a10003lj

foods to avoid with depression

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: