HASTAYIZ…

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Haşmet Babaoğlu‘ nun yazısı:

Bahar gelince…
Birden havamız değişirdi.
Hatırlıyor musunuz?
Yaz güneşi altında insanın içini ısıtan coğrafyaların hayalini kurardık, yaşam sevinci içimizi sarardı.
Nişanlar, düğünler falan…
Ağrılar, sancılar, dolap dolusu ilaçlarla geçen kış unutuluverirdi.
Şimdi nasıl?

***

Gazze gerçeği varken, çoğumuzun içinden güzel şeyler konuşmak gelmiyor, bu bir.
İkincisi…
Durmadan hastalık konuşuyoruz.
Ve bu hani hiç öyle sağlıklı bir şey değil…
Eskiden 50’mizden sonra günlük sohbetleri esir alırdı hastalıklar.
Şimdi 25’inden gün almak yetiyor…
Sanki bir güç hepimizi kesinkes ve kalıcı olarak hasta olduğumuza ve böyle yaşayacağımıza ikna etmiş gibi…

***

Bir zamanlar “sağlıklı insanlar” ve “sağlığını kaybetmiş” olanlar vardı; gündelik hayat dilinde bu apaçıktı.
Şimdi sağlıklı insan yok.
Her şey, her yer hastalık!
Üstelik bunu “tabii” bir şey sanmaya başladık.

***

Sabah uyanılıyor, TV açılıyor.
Ekrandaki konu ne?
Hastalıklar ve tedavileri…
Uzmanlar, uzmanlığı kendinden menkul olanlar; ana akım tıbba bağlı olanlar, alternatif tedaviciler…
Yağmur gibiler.
Çeşit çeşit…
Tedavi mi?
Bir tıp kurumuna köle olmak anlamına geliyor; çünkü herkes ikna olmuş durumda; kalıcı tedavi diye bir şey yok.
Kalıcı bağ var…
Hekimle, ilaçlarla, hatta duruma göre “şifacı”larla bağ…
Baksanıza, astrologlar bile kendilerini yeni duruma uydurdular; burca göre şifa anlatıyorlar…

***

Keskin bir viraja yaklaşıyoruz gibi geliyor bana…
Baştan ve düzgün bir sağlık kavrayışı için bu yoldan dönmemiz gerekmiyor mu?
Şimdi diyeceksiniz ki…
Buna ne ilaç, ne tıp sektörü izin verir, ne de medya…
Doğru ama bakın, yine unuttunuz; dünyanın en hızlı büyüyen sektörü sigortacılık var bir de; hani ömrümüzü ipotek ettiğimiz sektör.

***

Fakat yine de keskin viraja doğru yaklaşıyoruz.
Pandemi derin bir sarsıntı oldu.
Geriye kalbi, akciğerleri, metabolizması hasta insanlar kaldı.
Bizim Lacivert dergisi de Nisan sayısını “Sağlık hastalığı”na ayırmış, meraklısı okusun.
Lakin bütün bunlar aynı zamanda siyasetin de konusu değil mi?
Siyaset bu meseleyi derinden ele almaya daha ne kadar uzak durabilir?

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/babaoglu/2025/04/17/hastayiz

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: