American Journal of Clinical Nutrition’ da yayınlanan 4.400 kişinin 8 sene süreyle takip edildiği araştırmada haftada 2 defa veya daha sık patates kızartması yiyenlerin erken ölüm risklerinin 2 misli arttığı ortaya çıktı. Araştırmaya göre, patatesin kızartma dışındaki pişirilme şekilleri ve seyrek tüketilmesi ölüm riskini etkilemiyor.

Kuersetinden zengin kırmızı soğanın anti-kanser etkileri olduğu bildirildi. Kırmızı soğan da bundan üretilecek hap da ne kanseri önler ne de tedavi eder. Bu araştırmanın esas amacı soğandaki flavonoidlerin ilaç haline getirilerek D vitaminine, balık yağı hapına abone edilen “vitamin meftunlarına” hap olarak satmaktır.

Çin’ de 500 binden fazla kişinin 7 sene takipleriyle gerçekleştirilen araştırmada (China Kadoorie Biobank Study) taze meyve tüketiminin birçok damarsal ve damar dışı ana hastalıktan ölümleri anlamlı derecede azalttığı ortaya çıktı. Araştırma, taze meyve tüketiminin diyabet riskini ve diyabet komplikasyonlarını azalttığını da gösteriyor.

Sosyete diyetisyenleri ve metabolizma uzmanlarının hararetle tavsiye ettiği “az yağlı veya yağsız süt ürünlerinin” Parkinson riskini %34 artırabileceği bildirildi. Sadece az yağlı süt dikkate alındığında Parkinson riski %39’ a kadar çıkıyorken tam yağlı süt ürünlerinin böyle bir riski yok. Layt süt ürünü meftunları bir kere daha hüsrana uğramış oluyor.

Sağlıklı diyet ve düzenli egzersizle beraber Brezilya fındığı, kaşu, pekan, ceviz ve Antep fıstığı gibi ağaçta yetişen kuruyemiş yiyen kolon kanseri hastalarının daha uzun yaşadıkları bildirildi.  Sağlıklı beslenme kanserin tekrarlamasını önlemede ve hastaların hayatlarını uzatmada etkili olduğu gibi asıl mühim olanı bunun kanseri önleyebilmesidir.