Başta obezite ve diyabet tüm kronik hastalıkların altında yatan sebeplerden biri de diyetimizde 1:1 olması gereken omega 6/omega3 oranının 50:1’ e kadar çıkmasıdır. Ayçiçek, mısırözü, soya gibi tohum yağlar giderek daha fazla, omega3 (balık, otla beslenen hayvan yağları, kuruyemiş) daha az tüketiliyor. Omega6/omega3 oranını düzeltmeden sağlıklı olmak imkânsızdır.

Bazı sebzelerde bulunan NMN’ nin (nicotinamide mononucleotide) yaşlanmayı belirgin derecede geciktirdiği bildirildi. İlaç şirketleri şimdi NMN bulunan hap üretme peşine düşeceklerdir. Nasıl yoğurt, sirke, turşu yemek varken probiyotik hapı, balık varken omega 3 hapı içmek manasızsa mis gibi sebzeler varken bunların hapını içmek de o kadar manasızdır. Bu sebzeler hangileri acaba dersiniz?

Bilimsel araştırmaların sonuçlarına “balıklama atlamadan önce” bunun akıl ve mantığa, bilimin ve tıbbıntemel ilkelerine uygun olup olmadığına bakılmalıdır. Modern tıbbın beslenme tavsiyelerinin birçoğu yanlıştır. Günde 3 ana ve 3 ara öğün, günde 5 porsiyon meyve, yumurta kalp hastası yapar, hayvansal gıdalar zararlıdır gibi nasihatler akıl ve mantık dışıdır. Bunlar doğru olsaydı obezite, diyabet, kalp hastalıkları, […]

Migren ataklarının ortaya çıkmasında da bağırsak bakterilerinin rolü olduğu belirlendi. Araştırma, migrenli kişilerin ağız ve bağırsaklarında nitratları nitritlere dönüştüren bakterilerin daha fazla olduğunu gösteriyor. Nitritler kanda nitrik okside dönüşüyor ve damar genişletici özelliği olan nitrik oksit de baş ağrısına yol açıyor. Bağırsaklara “gözümüz gibi” bakmamız gerekiyor.

Coca-Cola ve Pepsi’ nin meşrubata ek vergi konmasını ve obezite ile savaşmak için çeşitli tedbirler alınmasını teklif eden kanun tasarılarını önlemek için tıp dernekleri ve hükümet kurumlarına milyonlarca dolar ödedikleri ortaya çıktı. Diyabet Derneğinin beslenme tavsiyelerine, Amerikan Kalp Derneğinin kolesterol hapı dayatmalarına, CDC’ nin grip aşısı yaptırın uyarılarına inanır mısınız?