Amerikalı doktor “siyah çayın virüsün çoğalmasını engellediğini belirterek koronavirüsten korunmak için çay içilmesini” tavsiye etmiş. Bunu bir Türk doktor söyleseydi anında “bilim karşıtı” ve “şarlatan” ilân edilir, uğramadığı hakaret kalmazdı. Amerikalı doktor söyleyince iş değişiyor. Ben de onu dinliyor, Rize çayımı içiyor, keyfime bakıyorum.

İngiltere’ de KOVİD ölümlerinin tahminlerden daha hızlı düştüğü açıklandı. Mart ortasına kadar ölümlerin günde 200’ün altına düşmeyeceği beklenirken 28 Şubat’ta 144 ölüm kaydedildi. Ölümler bu ülkede son bir haftada %37 oranında azaldı. Hem yayılma hem ölüm riski daha yüksek virüsün yol açtığı ölümlerdeki bu azalma, tüm dünya için çok umut verici bir gelişmedir.

KOVİD’ le ilgili tüm veriler salgının hafiflemekte olduğunu gösteriyor. Binlerce mutasyona ve bunların tüm dünyaya yayılmış olmasına karşılık ağır vaka, vefat sayısı, hastane ve yoğun bakım doluluk oranlarının giderek düşmesi virüsün ağır hastalık yapıcı hususiyetinin zayıflamakta olduğunu yani virüsün belinin kırıldığını göstermektedir.

Bir senedir maskeler hakkında ağzı olan herkes konuştu. WHO, CDC gibi “kurumlar” ve “bilim insanları” zemine ve zamana göre “tak-takma” ve “faydası var-faydası yok” diye birbirinin zıddı açıklamalar yaptılar. Maskelerin sağlığa etkilerinin incelenmiş olduğu araştırmadan tesadüfen haberim oldu. Buna göre maskeler oksijeni azaltıyor, nabzı hızlandırıyor!

Açık havada maske takmanın çok özel durumlar dışında pratik olarak faydasının olmadığını hatta zararlı bile olabileceğini salgının ta başından beri yazıyorum. Almanya’ da aerosol fiziğin Babası olarak bilinen Dr. Gerhard Scheuch benim gibi kibarlık falan taslamadan doğrudan haykırıyor: “Açık havada maske takmak saçmalıktır”!