Koronavirüs salgını fırsata çevirmek için elinden geleni yapan endüstri şimdi de koronavirüsleri öldüren kumaş yaratma peşinde. Amaçları bunları maskeden iç çamaşırına kadar her kıyafette kullanmak ama virüslerin yalanmadıktan sonra kıyafetler vasıtasıyla bulaşması çok zor. Bunlar ancak “her boyayı boyadık bir tek fıstıki kaldı” diyenlere tavsiye edilebilir.

Bilim dünyası, ilacı ve aşısı henüz bulunamayan KOVİD’ de beslenmenin ne kadar önemli olduğunu giderek daha iyi anlıyor. Tıbbın ille de ilaç yazma sanatı olmadığını, birçok hastalığın sağlıklı gıdalarla adam gibi beslenme ile önlenebileceğini ve hatta bazı durumlarda tedavi bile edilebileceğini her hekimin bilmesi gerekiyor.

İngiltere televizyonlarda abur cubur reklâmlarının yasaklanması dâhil bir dizi önlem açıklayacakmış; yüksek şeker ve tuz oranına sahip yiyecek ve içeceklerdeki etiketler daha görünür hâle getirilecekmiş. Bence bunların fazla bir faydası olmaz. Esas yapılması gereken bunların külliyen ortadan kaldırılmasıdır.

Bir kısım doktorlar tarafından koronavirüslere karşı çok etkili olduğu bildirilen sıtma ilacının (hidroksiklorokin) dosyası tamamen kapandı. Nature’ de yayınlanan araştırmada hidroksiklorokinin tek başına verildiğinde de azitromisinle verildiğinde de antiviral ve klinik etkisinin olmadığı ortaya çıktı. Bu sonuçlar, hidroksiklorokinin insanlarda KOVİD tedavisinde yeri olmadığını gösteriyor.

Sağlıksız Amerikan diyetinin ekonomiye büyük yük getirmesi, üretkenlik kaybı, kronik hastalık riski ve sağlık maliyet artışı ve yoksulluğa yol açması yanında milli güvenliği de tehdit ettiği bildirildi. Benden söylemesi: Amerikalıların tespitleri doğru ama çareyi yanlış yerde arıyorlar.