Artık D vitaminine de balık yağına da kolesterol hapına da sıkı diyetlere de egzersize de gerek yok. Sürekli dırdır eden, hiçbir şeyden hoşlanmayan, suratsız bir karınız varsa, günde üç ana üç ara öğün beslenip, tıka basa baklava, börek, ekmek, bal, reçel yeseniz de yerinizden kımıldamasanız da diyabete yakalanmanız imkânsız.

Modern tıp, sağ kulağını sol elini apış arasından geçirip boynun sol tarafından dolandırarak gösteriyor. Modern tıp=ticari tıptır. Tip 2 diyabet bir hastalık değildir, sağlıksız beslenme ve hareketsizlikten kaynaklanan önlenebilir bir rahatsızlıktır.

Her 11 kişiden biri diyabet hastasıymış, güldüm. Bu daha iyi günlerimiz. Dünya modern tıbbın beslenme tavsiyelerinin peşinden gitmeye devam edecek olursa tablo her geçen gün daha da vahim bir hâl alacak. Yapılması gerekenler: BİR: Toplum ve hekimler bilinçlendirilmelidir. İKİ: Paketli hazır gıda ve içeceklerden olabildiğince uzak durulmalı daha doğrusu tamamen vazgeçilmelidir. ÜÇ: Yiyecek-içecek reklâmları yasaklanmalıdır.

Ülkemizde diyabetli sayısındaki patlamanın müsebbipleri kimler olabilir? Halkı sağlıklı beslenme, hareketli olma konularında yeteri kadar uyarmayan Sağlık Bakanlığı mı? Obezite ve diyabete yol açan hazır gıdaları “sağlıklı yiyecekler” olarak başarıyla pazarlayan gıda endüstrisi mi? Önleyici tıbbı, koruyucu hekimliği bilen ve uygulayan hekim yetiştiremeyen tıp fakülteleri mi?

Birkaç gün önce gazetelerde yer alan ve tip 2 şeker hastalığı tedavisinde ülkemizde de kullanılan pioglitazon ihtiva eden ilaçların Fransa ve Almanya’da yasaklandığını bildiren haber, hastalar arasında panik ve endişeye yol açtı.