Klinik araştırma şeffaflığında son on yılda ilerleme kaydedilmiş olmasına ve Kovid-19 aşıları için bazı ilerlemeler olmasına rağmen, hâlâ iyileştirilecek çok şey var. Bu küresel halk sağlığı müdahalelerinin tüm deney verilerine erişimin hastalara, araştırmacılara ve diğer kilit paydaşlara acilen verilmesi bilimsel, ahlâki ve etik bir zorunluluktur.

Pfizer ve Moderna kamudan 8,3 milyar $ aşı desteği aldılar. Aşının doz maliyeti 1,2 $ iken, DSÖ’ye 5, zengin ülkelere 24 kat fiyatla sattılar. Böylece tahmini üretim maliyetinden 41 milyar $ daha fazla para kazandılar. Biontech’ in, bu sene Almanya’nın ekonomik büyümesine %0.5 katkı sağlayacağı bildirildi. Daha önce hiçbir şirket tek başına Alman ekonomisine bu boyutta bir katkı sağlamamış.

Bir seneden beri yüz yüze eğitime devam edilmesini savunuyorum. Sosyal hayatı, ekonomiyi, toplum psikolojisini ciddi şekilde bozan sokağa çıkma yasağı; okul, ev ve işyerlerinin kapanması gibi olağanüstü tedbirlere gerek olmadığı gibi aksine bunların zararı çok daha fazladır.

Haberin başlığına bakıp da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), üçüncü doz aşılara gerek olmadığını veya zararlı olduğunu söylüyor gibi bir düşünceye kapılmayın. “Üçüncü dozu erteleyin” çağırısının sebebi dünyanın aşıya ulaşamamış ülkelerinin de aşılardan faydalanmasını sağlamak. Meseleyi daha iyi anlamanız için “Aşıların ve bağışıklığın güzelliği” başlıklı makaleyi okumanızı tavsiye ederim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben aşıya zorlamadan yana değilim. Bilim Kurulu, bununla ilgili bir çalışma yapacaktır. Burada gönüllülük esasına dayalı olarak bu süreci işletmek en isabetli olanıdır. Gönüllülük esasına göre bu işi yaparsak neticesi de hayır olacaktır” ifadesinde bulundu.