Tüm dünyayı ilgilendiren bir pandemide, salgınla ilgili tüm kararların siyaset ve ticaretten uzak, bağımsız bir Dünya Sağlık Teşkilatı (DST) tarafından alınması gerekir. Aşı çalışmalarının denetim, onay, üretim ve dağıtımını DST yapmalıdır. Zorunlu olmayan aşılara zorunlu yaptırım akıl, mantık ve hukukla bağdaşmaz.

Pandemi sürecinde bilimin “değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” birçok kaidesi delindi. Bunlar, bilim adamları tarafından üzerinde çok tartışılarak belirlenmiş ve bugüne kadar da “kenarından dolanılmasına” bile müsaade edilmemiş kaidelerdi. “Anayasayı bir defa delmekle bir şey olmaz” diyen politikacılara adeta rahmet okutuldu. “Kanun hükmündeki” birçok kaide delik deşik edildi.

Kas içine zerk edilen aşılar, antikor ve hücresel bağışıklık sağlayarak ağır hastalık ve ölümleri %95’ e varan oranlarda önlemekle beraber enfeksiyonu ve dolayısıyla da bulaşmayı önleyemiyor. Pandeminin tam olarak önlenebilmesi için burun yoluyla uygulanan etkili aşılar gerekiyor. Umut var!

12 Kasım 2020′ de aşının salgını bitireceğinden emin olduğunu, 27 Şubat 2021′ de Haziran başında vaka ve can kaybı sayısının kalıcı ölçüde düşeceğini ve normal yaşama dönülebileceğini söyleyen Prof. Dr. Uğur Şahin, 31 Mart 2021′ de: Yaz ayında daha sert bir kapanma olabilir. Bugün: 3. doz mRNA aşıları olmadan koronavirüs salgını kontrol altına alınamaz.

Grip aşısı yaptıranlarda ağır KOVİD ve hastaneye yatış riskinin daha az olduğu gösterildi. Randomize kontrollü olmayan araştırmalardan sadece bir birliktelik münasebeti ortaya çıkar; bir illiyet bağından bahsedilemez. Gribe karşı koruyuculuğu bile her sene farklı olan ve bazı sezonlarda oldukça düşük kalan grip aşılarının ağır KOVİD riskini azaltması bana hiç de mantıklı gelmedi.