65 yaşından sonra emekli olanların 65 yaşında emekli olanlara göre yüzde 11 uzun yaşadıkları belirlendi. Emekli olmak yan gelip yatmak değildir, emeklilik sadece çalışma şeklinin değişmesidir. Herkes ölene kadar çalışmalı, üretmelidir ki bunları yapmayan zaten yaşamıyor demektir veya “yaşayan bir ölü” dür. Emekliliği düşünenlere duyurulur!

Günde en az yarım saat kitap okuyanların hiç kitap okumayanlara göre ortalama olarak iki seneden uzun yaşadıkları bildirildi. Ben de bu araştırmadan destek alarak kitaplarımı okumanızı tavsiye ediyorum ve bu araştırmada bildirilen de daha uzun yaşayacağınızı garanti ediyorum. İnanmayan okusun ve görsün.

Aşağıda okuyacağınız “100 yaşınızı devirmek ister misiniz?” başlıklı yazıda da her zaman olduğu gibi itiraz etmek istediğim hususlar var: BİR: 100 seneden fazla yaşamanın birinci şartı “genetiktir“, kişisel ve çevresel faktörler bundan sonra gelir. İKİ: Her gün yeteri kadar hareket etmek gerekiyor, deli gibi spor yapmak aksine zararlı! Hareket günlük hayatın içine sindirilmiş olmalı, bir […]

Asırlık olmayı kimi çok az uyumaya, kimi çok uyumaya, kimi her gün içki içmeye, kimi ağzına alkolün zerresini değdirmemeye, kimi her gün yumurtalı domuz pastırması yemeye, kimi her gün balık yemeye, kimi her gün çalışmaya kimi yan gelip yatmaya bağlar. Yeni bir teknikle yapılan araştırma çok uzun yaşamada hayat tarzından ziyade genlerin daha önemli olduğunu ortaya koydu.

USA’ nın en yaşlı kişisi Conrad Johnson’ un 110 sene süren hayatı geçtiğimiz günlerde sona erdi. Bu sene geçirdiği felçten sonra sağlığı bozulan Johnson uzun yaşamasını her gün egzersiz yapmasına, kahvaltıda yulaf ezmesi yemesine, dua etmesine ve erken yatmasına bağlamıştı. Johnson’a “toprağı bol olsun” diyerek 100 sene üzerinde yaşayanların sırlarına bir göz atalım.