BÜYÜKLERE KOLESTEROL MASALLARI (2) KOLESTEROLÜN ZARARLI OLMADIĞI NASIL İSPATLANDI?
Senelerden beri birkaç kişi kolesterolün “görüldüğü yerde vurulması gereken bir terörist” olmadığını, sağlıklı bir hayat için elzem bir madde olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
Karşımızdaki hayli kalabalık ve de zengin “kolesterol mafyası” ise tam aksini iddia ediyor, kolesterolü yerden yere vuruyorlar. Tam yağlı inek sütünü, tereyağını, yoğurdu, kırmızı eti karalamadıkları bir gün geçmiyor.
Amaçlarını biliyorsunuz: Toplumda “kolesterol fobisi” yaratarak bir taraftan kolesterol ilaçlarının diğer taraftan da yağı alınarak beş para etmez hale getirilmiş, kutulara doldurulmuş hazır gıdaların satışını artırmak!
Bunların tüm dünyayı senelerce ‘iyi kolesterol-kötü kolesterol’ diye kandırdıklarını, bu teori çuvallayınca tüm suçu ‘küçük-kötü kolesterol’ e attıklarını, bu da olmayınca bu sefer ‘ultra küçük kötü kolesterol’ ü keşfettiklerini anlatmıştım.
Warwick Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada özellikle şeker hastaları ve yaşlılarda kalp krizi riskini artıran en önemli etkenin, yapışkan özelliği çok fazla olan bu ‘ultra küçük LDL-kolesterol’ olduğu iddia ediliyor(1).
Araştırmaya göre, bu ultra küçük-LDL’ ler normal LDL’ ye şeker gruplarının eklenmesiyle (bu olaya glikozillenme deniyor) ortaya çıkıyor. Bu şeker gruplarının LDL yüzeyinde yeni bölgeler yarattıkları ve bunların da damar cidarına yapışmayı kolaylaştırdıkları ileri sürülüyor.
Metformin isimli diyabet ilacının kalp damar hastalıkları riskini azaltması da kan şekerini düşürerek normal LDL’ nin ultra küçük-LDL’ ye dönüşmesinin engellenmesi suretiyle olduğu düşünülüyor.
Kolesterol ve Akıl Oyunları
‘Kolesterol ve Akıl Oyunları’ kitabının yazarı Mevlüt Durmuş bu araştırmayı bakın nasıl anlatıyor:
“Özellikle tip 2 diyabet hastalarında öylesine bir zararlı bir kolesterol bulunmuş, bu öylesine zararlıymış ki buna sadece kötü kolesterol demek yetmemiş, bu nedenle ultra kötü kolesterol demişler dikkatimiz artsın diye!
Ultra kötü kolesterol dedikleri LDL partiküllerini ise şöyle tanımlamışlar: Kanda mevcut kötü LDL partiküllerinden çok daha küçük oluyorlarmış ve yoğunlukları da çok daha fazlaymış bu ultra kötü kolesterolün.
Dikkat kötü olan partikül değilmiş gibi aktarılıyor, yani kötü olan onlara göre kolesterol molekülü. Yani yine çaktırmadan, şuuraltımıza kolesterolü işliyorlar, söz konusu haberlerde ve araştırmada suçlu olan çok çok küçülen, bizim kötü dediğimiz LDL partikülünü değil, bu partikül üzerinde bulunan kolesterol molekülü gibi gösteriliyor
Küçülmüş LDL partikülü masum, küçülmüş partikül üzerindeki kolesterol suçlu, tabii yerseniz!
Hatırlayın; hani küçük LDL partikülleri vardı (small LDL) ya, onlardan çok daha küçük ve yoğun partiküllere ultra kötü LDL demişler anlayacağınız. Yani küçük LDL partiküllerini (small LDL partiküllerini) de kendi aralarında küçüklük sırasına koyup süper, mega, mega star, ajdastar, tarkanstar ve ultra gibi ön eklerle kendilerine göre bilim yapıyorlar anlayacağınız.”
Biyolog Mevlüt Durmuş bu mega-aptallıkları şöyle sıralıyor:
BİR: Sözü edilen araştırmada kolesterol molekülü değil, kötü olarak LDL partikülleridir yani kolesterol molekülünün olayla doğrudan ilgisi yoktur. Kolesterol söz konusu partiküllerde zorunlu olarak bulunması gereken yapısal bir moleküldür. (Hayır, LDL partikülündeki kolesterolün de olayda ilgisi var diyenlerin mantıkla ciddi sorunları vardır ve partikül ile molekül, molekül ağırlığı ve partikül küçülmeleri arasındaki farkı henüz anlayamamaktadır!)
İKİ: Küçük LDL (small LDL) partiküllerin daha da küçük olması elbette daha zararlıdır. Çünkü söz konusu çok çok küçülmüş olan LDL partikülleri (MGmin-LDL) , hücre alıcıları tarafından tanınmadığı için (LDL reseptörlerince tanınmadığı için) karaciğere geri dönemeyecek, kanda mecburen ve zorunlu olarak birikmeye başlayacaktır. Bu LDL partiküllerinin kanda zorunlu olarak birikmesi demek aynı zamanda kanda göreceli olarak (üretim kaynaklı olmayan yükselme) kolesterolün de yüksek olabileceğini gösterir.
ÜÇ: Kandaki partikül birikimi nedeniyle kolesterolün göreceli olarak yükseldiğini anlayamamak, kanda kolesterol yüksekliğinin üretimle ilişkili olmadığını görememek mega aptallıktır.
DÖRT: Yani küçük LDL partiküllerinin (small LDL), daha küçük olanlarının (MGmin-LDL) daha zararlı olması hiç te abartılacak bir şey değildir. Çünkü reseptörlerce (LDL reseptörleri) tanınmayan ve kanda biriken, çoğalan yoğunluğu artan her partikül savunma hücreleri tarafından yani makrofajlar tarafından yok edilmeye çalışılacak, bu sırada da damarlarda kalsifikasyonlar yani damar sertliği artacaktır. (Küçük partiküller, small LDL- makrofajlar ve damardaki kalsifikasyonları görmemek mega körlüktür.)
BEŞ: Söz konusu yayına, özellikle çok çok kötü kolesterol adını vererek, kolesterolden bizi korkutacağını sananlar ise mega aptalca yanılgıya kapılan, kendini araştırmacı sanan bilim adamı kılıklı bir takım insanlardır.
ALTI: Araştırmada asıl olan kolesterol molekülleri değil, LDL partiküllerinin çok ama çok küçülmüş yani kendi deyimleriyle ultra küçük LDL partikülleri olmasıdır, ultra küçük kolesterol molekülü olmaz ve bu nokta gözden kaçırılmakta kolesterol karalanmaktadır ki, bizce asıl ultra aptallık burada ortaya çıkar.
Gelelim neticeye
Bugünkü yazımdan bilim dünyasının ve kolesterol mafyasının alması gereken birçok ders var:
BİR: Damar sertliğine yol açan zararlı madde kolesterol değildir. Bu sebeple de kalp hastalıklarını önlemek için kolesterol yapımını azaltan ilaç kullanmanın hiçbir mantığı da faydası da yoktur.
İKİ: Damar sertliğinin oluşumunda esas rolü olan çok küçülmüş-LDL-kolesterol tanecikleridir.
ÜÇ: Damar sertliği kolesterol düşürücü ilaçlarla değil (çünkü artmış kolesterol yapımı yok!) LDL-kolesterol taneciklerinin çok küçülmesine yol açan faktörlerin ve tanecikte azalan moleküllerin neler olduğunun bilinmesi ile mümkün olur.
DÖRT: Damar sertliği, bu ultra küçük LDL’ nin oluşumunu engelleyen veya bu maddenin kandan temizlenmesini sağlayan ilaçlarla mümkün olabilir.
KAYNAK
- Naila Rabbani et al (2011). Glycation of LDL by Methylglyoxal Increases Arterial Atherogenicity A Possible Contributor to Increased Risk of Cardiovascular Disease in Diabetes. Published online before print May 26, 2011, doi: 10.2337/db11-0085 Diabetes May 26, 2011 (http://diabetes.diabetesjournals.org/content/early/2011/05/18/db11-0085.abstract)
- http://kolesterolmasallar.blogspot.com/2011/06/ultra-kotu-kolesterol-masal-ve.html
İlgili Diğer Yazılar:
Warning: mysqli_query(): (HY000/1021): Disk full (/tmp/#sql_38bf6d_11.MAI); waiting for someone to free some space... (errno: 28 "No space left on device") in /var/www/vhosts/ahmetrasimkucukusta.com/httpdocs/wp-includes/wp-db.php on line 2056
Warning: mysqli_num_fields() expects parameter 1 to be mysqli_result, bool given in /var/www/vhosts/ahmetrasimkucukusta.com/httpdocs/wp-includes/wp-db.php on line 3402
Konunun (kolesterol yüksekliğinin göreceli olduğunu, hücresel üretimle ilişkili olmadığını) önemimi anlayabilirse Türk insanı: Size, Ahmet Aydın’a ve Mevlüt Durmuş’a Türkiye teşekkür borçludur. Ve üçünüzü bir arada bir programda görmekte oldukça iyi olurdu…
MADEM BU İLAÇLAR ZARARLI, YETKİLİLER NEDEN DUYARSIZ
Madem bu ilaçlar yararsız ve hatta zararlı, o zaman bu ilaçlar yasaklansın. Türkiye dünyaya model ülke olsun. Milyarlarca dolar tasarruf olur, SGK kurtulur, eczacılar kurtulur, doktorlar kurtulur, hastalar kurtulur, dünyadaki ekonomik kriz bu yolla belki sona erer. Biz de bu kadar uzun yazıları okumak ve cevap yazmaktan kurtuluruz. HADİ Bİ GAYRET. ky / 20 Ekim 2011
SAĞLIK BAKANLIĞI, ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI, MALİYE BAKANLIĞI, YÖK’ÜN BU VE BENZERİ KONULARA BİRLİKTE EL ATMALARI GEREKMEZ Mİ? NİYE BEKLENİR? ANLAŞILIR GİBİ DEĞİL?
Abdullah Sert – 25.10.2011 13:33
Ahmet Rasim hocanın ve Mevlüt Durmuş’un bu yazısı tarihi önemi büyük bir yazıdır (tabii sadece anlayanlara). Lütfen dostlarınıza bu haberi bir şekilde ulaştırın ve okunmasını sağlayın…
sayın hocam ben sürekli kolesterolhapı kullanmak zurundaymışığım.tabiki kroner baypastan amaliyatından sonra söylediler ve uyguluyorumda.ben ilk okul mezunuyum 44 yaşındayım tıp dilini anlamam ama sizin yazdıklarınızı biraz anlargibi oldum.verdikleri ilaçları kullanmazsam damarlar tekrer tıkanırmış ben şimdi ne yapıyım siz söyleyin.saygılarımla