CÜNEYT ÇAKIR’ IN HASTALIĞI: PNÖMOTORAKS

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Bizde özellikle seyrek rastlanan ve adı da çok tıbbi olan hastalıklar genellikle bu hastalıktan mustarip olan “meşhurların” adıyla bilinir.

Mesela “ankilozan spondilit” rahmetli Ahmet Mete Işıkara veya Suna Pekuysal’ ın adıyla, “amiyotrofik lateral skleroz” Suna Kıraç veya futbolcu Sedat Balkanlı’ nın adıyla daha iyi tanınır.

Pnömotoraks” da bundan sonra Cüneyt Çakır’ ın adıyla beraber anılacaktır.

Pnömotoraks, akciğerleri ve göğüs duvarının iç yüzeyini çevreleyen zarların (plevra) arasına hava dolmasıdır.

Bu olay göğüs travması veya altta yatan bir akciğer hastalığı olmadan meydana geliyorsa buna “primer spontan pnömotoraks” denir.

Bu kişilerde akciğerlerde plevra zarı altında “bleb” adı verilen küçük hava kesecikleri vardır.

Pnömotoraks riski erkeklerde, uzun boylu zayıf kişilerde, sigara içenlerde daha fazladır; 20-40 yaş arası daha çok görülür.

Hava birikmesi bir darbeye veya bir akciğer hastalığına bağlı olarak gelişmişse buna “sekonder pnömotoraks” adı verilir.

Pnömotoraksa yol açan akciğer hastalıkları içinde KOAH (özellikle amfizem), ağır astım krizi, kistik fibrozis, interstisyel akciğer hastalıkları ve tüberküloz ilk sıralarda gelir.

Genetik olarak “alfa-1- antitripsin eksikliği” olanlarda hava kistleri (bül) vardır ve bunlarda da pnömotoraks riski yüksektir.

Hasara uğrayan dokularda tek taraflı bir valf mekanizmasıyla zarlar arasında aşırı miktarda hava birikmesine “tansiyon pnömotoraks” denir.

Tansiyon pnömotoraks acilen müdahale edilmesi gereken bir durumdur.

Pnömotoraks nasıl meydana gelir?

Bu bazen bir fiziki travma sonucu, mesela göğüs duvarına bıçak veya sivri bir cismin batmasıyla ya da göğse gelen şiddetli darbelerle (kaburga kırılması) oluşur.

Tıbbi veya cerrahi girişimlerin (biyopsi, mekanik vantilasyon gibi) bir komplikasyonu olarak veya şiddetli patlamaların tesiri ile de pnömotoraks meydana gelebilir.

Altta yatan ve akciğerlerde hava kistlerinin oluşumun ayol açan hastalıklarda ağır bir efor veya şiddetli öksürük pnömotoraksa yol açabilir; bu kişilerde kendiliğinden de pnömotoraks meydana gelebilir.

Nefes alırken bıçak batar gibi ağrı

Pnömotoraksın tipik belirtileri göğüs ağrısı ve nefes darlığıdır.

Ağrı, tipik olarak nefes alırken batma şeklindedir ve hastanın derin nefes almasını güçleştirir.

Bazı hastalar künt bir ağrı da tarif edebilirler, bazılarının hiç ağrısı da olmayabilir.

Pnömotoraksa bağlı nefes darlığı zarlar arasında toplanan havanın miktarı ile ilgilidir.

Altta yatan bir akciğer hastalığı yoksa ve biriken hava fazla değilse belirgin bir nefes darlığı hissedilmez ama hem akciğer hastalığını ağırlığına ve hem de biriken havanın fazlalığına bağlı olarak nefes darlığı gelişir.

Bunun sebebi zarlara arasında toplanan havanın akciğerleri sıkıştırarak akciğerlerin havalanmasını bozmasıdır.

Bazı hastalarda hem plevra tahrişi hem akciğerlerin sıkışması kuru bir öksürüğe sebep olabilir.

Az miktarda pnömotoraksı olan hastaların hiçbir şikayeti olmaması da mümkündür.

Nasıl teşhis edilir?

Ani başlayan göğüs ağrısı ve nefes darlığı tarif eden hastalarda pnömotoraks mutlaka düşünülmelidir.

Pnömotoraksta hava miktarı az ise hastanın muayenesinde herhangi bir anormallik bulunmaz ama fazla ise teşhis kolaydır.

Pnömotoraks olan tarafta solunum sesleri o taraf göğsün solunuma iştiraki azalmıştır, hasta sık sık nefes alır.

Kesin teşhis akciğer grafisi veya skopi (halk arasında bilinen adıyla ayna) ile mümkündür.

Pnömotoraks şüphesi olan durumlarda küçük hava birikimlerinin daha iyi görülebilmesi için hasta nefes almış durumda iken değil nefesini tamamen boşalttıktan sonra veya hasta sağlam taraf alta gelecek şekilde yan yatarak röntgen çekilmesi daha doğrudur.

Çok küçük pnömotorakslar ancak tomografi ile gösterilebilir.

Tedavisi nasıldır?

Astım, KOAH, firozis gibi bir altta yatan bir akciğer hastalığı yoksa ve hava miktarı fazla değilse herhangi bir tedaviye gerek yoktur.

Hastanın istirahat etmesiyle zarlar arasında biriken hava emilir ama hava fazla ise ve hastanın solunum fonksiyonlarını bozan bir akciğer hastalığı mevcutsa (mesela hastanın nefes darlığının fazla olması) yapılacak en basit işlem plevra boşluğundaki havanın bir enjektörle çekilmesidir.

Bu işlem başarılı olmuyorsa yapılacak şey göğüs duvarına bir tüp yerleştirilerek havanın buradan drene edilmesidir (kapalı su altı drenajı).

Kapalı su altı drenajına rağmen hava azalmıyorsa “cerrahi müdahale” gerekebilir.

Sık tekrarlayan pnömotoraksı olanlarda “plöredezis” yani akciğer zarlarının yapıştırılması veya  “plörektomi” yani akciğer zarlarının çıkarılması icap eder.

Nelere dikkat edilmelidir?

Pnömotoraks geçirenlerde, özellikle de altta yatan akciğer hastalığı olanlarda, olayın tekrar etme riski vardır.

Bu kişilerin ağır efor ve spordan kaçınmaları (özellikle dalgıçlık) gerekir, sigara içilmemelidir.

Gelelim neticeye

Değerli hakemimiz Cüneyt Çakır’ ın pnömotoraksı göğsüne bir darbe almadıysa “primer spontan pnömotoraks” olmalıdır.

Akciğerlerinde bleb, bül gibi hava kistleri yoksa plevra zarları arasında toplanan hava uygulanan tedavi ile emilir ve akciğerler normal fonksiyonlarını yapmaya devam eder.

Cüneyt Çakır’ ın belirli bir süre ağır eforlardan kaçınması doğru olur.

Futbolcu tabiri ile Cüneyt Çakır’ ın “ilk devreyi kapattığı” söylenebilir; inşallah ikinci devre düdük çalmaya devam edecektir.

Siz de yorumunuzu paylaşın: