ERKEN DOĞUMU ÖNLERSENİZ PREMATÜRİTEYE BAĞLI HASTALIKLARI VE ÖLÜMLERİ DE ÖNLERSİNİZ!
Prof. Dr. Alişan Yıldıran‘ ın yazısı:
Medimagazin’de bugün çıkan erken doğum ile ilgili kısa bir habere göre; “Her 10 bebekden biri, 37. hafta ve öncesinde, yani prematüre doğuyor.
Bazı bilim insanlarına göre erken doğum, dünya genelinde görülen bir salgın. Peki, erken doğumun önüne geçmek mümkün olabilir mi? Amerikalı araştırmacılara göre sorunun yanıtı ‘evet’.
Stanford Üniversitesi, tek bir molekülü devre dışı bırakarak erken doğumun geciktirilebileceğini ve hatta önlenebileceğini keşfetti.
Bu molekül, rahim duvarındaki kalsiyum seviyesinden sorumlu. Kalsiyumun da kasılmayı tetiklediği biliniyor” (1).
Erken doğum (prematürite) bebeğin 37. Haftadan önce dünyaya gelmesi olup, bütün dünyada bebek ölümlerinin en önemli sebebi olması dolayısı ile büyük ehemmiyet arz etmekdedir.
Modern tıbbın erken doğumun sebebini bulamamış olması ise büyük bir nâkısadır (eksiklik) (2). Acaba hakikaten bulamamış mıdır dersiniz?
Erken doğmuş bebeği olanlar ve yakınları iyi bilirler, bu bebekler vaktinde doğan bebeklerden çok daha fazla ihtimâma muhtaçdır. Uzun süre küvözde kalmaları, solunum desteğine ihtiyaç duymaları gibi…
Ülkemizde yenidoğan yoğunbakım ünitelerinin ve yenidoğan uzmanlarının sayısı gittikçe artmasına rağmen ihtiyacın çok altındadır (3, 4). Sadece bu durum bile konunun ne kadar mühim olduğuna işaret etmekdedir, iktisâdî yani para cephesi ise apayrı bir konudur.
Gebelik mahsulü yani döllenmiş yumurta; yarı yarıya babanın antijenlerini taşıdığı için anne immün sistemi için yabancı bir organizma olduğu halde, annenin koruyucu (immünolojik, inhibitör) mekanizmaları sayesinde anne rahminde (kelime anlamı merhametli, esirgeyici) hayâtiyetini devam ettirebilmekdedir (5).
Ne tesadüf (bkz SSPE, 6), erken doğumun da yine 1990’larda beri hızla görülme sıklığı artmakdadır, ben bunun gebelik immünolojisi üzerine etkisinin olup olmadığı çok az araştırılmış (pubmedde alâkalı sadece 49 yazı var) olan gebelikde yapılan aşılar ile ilgisi olabileceği kanaâtindeyim.
Hattâ preeklampsi ile de alâkalı olabilir, tabii teyîde muhtaç bir düşüncedir bu…Kadın Doğumcu arkadaşlarıma bir çalışma önerdim tabii, çalışma ellerinden öper…
Yukarda ki haberde çalışmayı kimin yapdığı, molekülün hangisi olduğu belirtilmemiş, kısa bir araştırma ile bu bilgilere erişilebilir (7).
Ling ve ark. hücre zarında yer alan TRPV4 (transient receptor potential vanilloid 4) molekülünün rahmin kasılmasını sağladığını fareler üzerinde göstermişler.
Çalışmanın yapıldığı Stanford Üniversitesi’nde (bendenize göre dünya üzerindeki en önemli üniversite (8)) büyük bir prematürite araştırmaları merkezi olması, bu merkezin meşhur ABD başkanı Franklin D. Roosevelt (FDR) tarafından kurulan March of Dimes vakfı tarafından desteklenmesi, bir kaç ay önce erken doğum ve mikrobiomun bağlantısı hakkında çok önemli bir başka çalışmanın aynı üniversitede meşhur aşı üreticisi Baxter’in laborautarında yapılmış olması bana çok ilginç geldi doğrusu (9, 10, 11).
FDR hakkında wikide çok etraflı mâlumat var, ama 39 yaşında belden aşağısının felç olması ve bunun polio sekeli (?) olarak takdim edilmesi ve yukarda bahsettiğim vakfı kurması vs. başka bir yazıyı gerekdirir (12).
Gelelim, erken doğum hakkında bendenizin beş senelik emeğimiz ile bir kaç hafta önce yayınlanan araştırmamıza (13); erken doğumun ve önlenmesinin önemini vurguladığımız bu çalışmada, ceninin anne rahminde atılmasını önleyen mekanizmalarda birisi olan CD94 uterine NK hücrelerin gebeliğin devamını ve doğumun zamanlamasını sağlamakda önemli olduğunu gösterdik, ilgililere duyurulur!
Kaynaklar:
2. https://en.wikipedia.org/wiki/Preterm_birth
7. http://stm.sciencemag.org/content/7/319/319ra204
8. http://colleges.usnews.rankingsandreviews.com/best-colleges/stanford-1305
9. http://prematurity.stanford.edu/about/march-of-dimes.html
10. http://microimmuno.stanford.edu
11. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26283357