KÜÇÜKUSTA’DAN KÜÇÜK ÖNERİLER…

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Yalova’ da yayınlanan Haberci gazetesinde Ahmet Tuna‘ nın yazısı:

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın internet sitesinden (ahmetrasimkucukusta.com) daha önce de bahsetmiştim. Bu siteyi düzenli aralıklarla takip etmenizi öneriyorum. Daha sağlıklı ve daha uzun yaşayabilmek için… Hocanın deyimiyle söyleyecek olursak, ”adam gibi” yaşayabilmek için… Bu kötü dünyada uzun yaşayıp da ne yapacağız diyenlere (ki çevremde bu tür sözleri zaman zaman duyuyorum), hocanın tanımı daha anlamlı gelecektir… 

Tabii ki kimse kusursuz değil, dörtdörtlük değil. Belki Küçükusta da kendi ön yargılarının kurbanıdır ve bizi istemeden de olsa yanıltıyordur, kimbilir. Hocanın pek çok konuda yanılıyor olma ihtimaline rağmen, çok farklı pencereler açıyor olmasını ve sağlık problemlerine çok farklı bakışlar getiriyor olmasını önemli buluyorum. Çünkü bunu yapan/yapabilen insan sayısı ülkemizde bir elin parmak sayısına dahi ulaşmıyor. Tüm ünvan sahibi insanlar, hakim rüzgar karşısında ona uygun tavır ve söylem içinde davranıyorlar. 

Mesela hoca Alzheimer konusunda şunları söylüyor:  

”Yüzlerce araştırmayı inceleyen National Academies of Sciences, Engineering and Medicine’in bir komisyonu Alzheimer hastalığını önlemede üç unsurun önemli olduğunu bildirdi. 

BİR: Düzenli egzersiz 

İKİ: Kan basıncı kontrolü 

ÜÇ: Zihin egzersizleri 

Komisyon, Alzheimer için etkinliği ispatlanmış bir diyet bulunmamakla beraber DASH, Akdeniz ve MIND diyetlerinin faydalı olabileceğini bildiriyor. 

Raporda, tedavide kullanılan ilaçların hastalık belirtilerini hafifletebileceği ancak hastalığın ilerlemesini durdurmadığı, ginko biloba ve E vitamininin de işe yaramadığı vurgulanıyor. 

Gelelim neticeye: Aklın yolu birdir. Sağlıklı yaşamak için ilaca, tıbba gerek yok, bütün mesele adam gibi yaşamakta!” 

* * * * * 

Prof. Küçükusta’nın sitesinde yer alan pek çok yazı kesin hükümler içermiyor. Kitap Okuyan Uzun Yaşıyor isimli yazı da, yazının başlığına dair bazı şüpheci cümleler içeriyor:  

”Social Science and Medicine’da yayınlanan araştırmaya göre, günde en az yarım saat kitap okuyanlar hiç kitap okumayanlara göre ortalama olarak iki sene uzun yaşıyor.Yale Üniversitesi uzmanları araştırmayı 50 yaşın üzerindeki 3635 kişiyi; kitap okumayanlar, her gün en az yarım saat kitap okuyanlar ve her gün yarım saatten uzun süre okuyanlar olmak üzere üç gruba ayırarak gerçekleştirdi. Kitap okuyanların çoğunun kadın, üniversite eğitimli ve yüksek sosyo-ekonomik gruptan oldukları görüldüğü için sonuçlar bu faktörler ve ayrıca yaş, ırk, depresyon, evlilik durumu ve işlerine göre ayarlandı. 12 sene sonunda kitap okumayanların yüzde 33’ü ölürken, kitap okuyanlarda ölüm oranı yüzde 27 olarak bulundu. Kitap okuyan ve okumayanların yüzde 80 mortalitesi (grubun yüzde 20’sinin ölmesi için geçen zaman) kıyaslandığında okumayanların 85 ay, okuyanların 108 ay yaşadıkları hesaplandı. Bu, kitap kurtlarının 23 ay yani 2 sene daha uzun yaşadıkları anlamına geliyor. Araştırmaya göre, gazete ve dergi okuyanlar da uzun yaşıyor ancak ilişki o kadar kuvvetli değil. Bu ilginç araştırma, bir ilişkiyi ortaya koyuyor ama kitap okuyanların neden uzun yaşadıklarına bir açıklama getirmiyor. Kitap okumak neden hayatı uzatıyor? Bu soruya kesin ve net bir cevap vermek mümkün değil. Bana göre daha çok kitap okumak daha sağlıklı bir hayat tarzı ile ilişkili olabilir; mesela çok kitap okuyanlar daha iyi besleniyor olabilirler. Gerçi, kitap oturarak okunduğuna göre kitap okuyanların daha uzun süre hareketsiz kaldıkları düşünülebilir ve bunun hiç de sağlıklı bir şey olmadığı ortadadır ama bu, elbette okumaya meraklı olanların yeteri kadar hareketli olmadıkları manasına da gelmez. Gelelim neticeye: Okumak hayatı uzatmasa da fark etmez, okumak insanı mutlu eder, bilgi sahibi olmak, insanın hayâl dünyasının genişlemesi, uzun yaşamaktan da evlâdır. Ben de bu araştırmadan destek alarak kitaplarımı okumanızı tavsiye ediyorum ve bu araştırmada bildirilenden daha uzun yaşayacağınızı garanti ediyorum. İnanmayan okusun ve görsün.”  

* * * * *  

Ahmet Rasim Küçükusta, bir yazısında da Dünya Sağlık Teşkilatının, ”günde 30 gramdan fazla şeker tüketmeyin” uyarısından bahsediyor. 1 litre kolada yaklaşık 120 gram şeker olduğunu okumuştum. Malum önümüz bayram, şekerli yiyecek ve içeceklere karşı biraz kendimizi frenlemeye çalışmakta yarar var. Herkese mutlu bayramlar diliyorum …

Siz de yorumunuzu paylaşın: