MODERN TIP DAHA OBEZİTENİN TARİFİNİ BİLE BİLMİYOR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Kardiyoloji âleminin henüz tansiyonun kaç olması gerektiğini belirleyememiş olması gibi metabolizma dünyasının da obezitenin sınırlarını yeniden çizmeye kalkmasına doğrusu hiç şaşırmadım.
Prof. Dr. Temel Yılmaz “obezitenin sınırları yeniden çiziliyor“ başlıklı yazısında vücut kitle endeksinde (VKE) bir sorun olduğunu, bunun yeniden tanımlanması gerektiğini bildiriyor (1).
Güldüm.
BİR: Bunu söyleyen sıradan bir doktor değil, hem endüstriye hem Sağlık Bakanlığı’ na akıl veren, Göksel Gümüşdağ gibi bir iş adamının bile aklını çelen, memleketin önde gelen metabolizma uzmanlarından biri.
“Mademki yazıyı isminin başında profesör yazan bir hoca yayınlamış, hemen önerilerini dikkate almak gerekir”, öyle değil mi?
İKİ: Üstelik de VKE’ nin yanlış bir ölçü olduğunun farkında bile olmadığını, yazısından bu yanlışı Ulusal Beslenme Platformu’ nun bir raporundan öğrendiğini anlıyoruz.
ÜÇ: VKE, obezite ve diyabetle ilgili araştırmaların neredeyse tamamında kullanılan bir ölçü olduğuna göre, bugüne kadar VKE’ nin ölçü alındığı binlerce, belki de on binlerce araştırmanın çöpe gitmesi gerektiği ortaya çıkıyor.
Yanlış bir parametre ile yapılan değerlendirmelerin hiçbir kıymeti harbiyesi olamayacağını söylemeye gerek var mı bilmem.
Modern tıp adına utanç verici bir durum!
Yazısında modern tıp bilimi adına utanç verici bir husus da VKE’ in yanlışlığının metabolizma uzmanları tarafından değil bir matematik profesörü tarafından gündeme getirilmiş olması.
Profesörün bu düşüncesini bir tıp dergisi yerine Economist isimli dergiye yazmasını ise çok mȃnidar buldum, aferin adama.
Modern tıbbın artık sadece tıp olmadığına, tıp olmaktan çok “ticaret” olduğuna bundan iyi bir delil olamaz!
Bir başka delil de yazarın insanların dertlerine çare bulmak için başvurdukları mekânını ofis olarak adlandırması.
Demek ki o biz hekimlerin muayenehanemizde “hasta” olarak gördüğümüz kişileri modern tıbbın doktorları gibi ofisinde “tüketici” olarak görüyor.
Olabilir, görüş meselesidir.
Metabolizma dünyasının büyük ayıbı
Matematikçi, “İnsan organizmasının çok kompleks bir yapı olduğunu, bu organizmanın tek bir figürle değerlendirilmesinin doğru olmayacağını” söylüyor ve ekliyor:
“Yeni formüle ek olarak kişinin ağırlığının ne kadarının yağ, ne kadarının adale olduğunun belirlenmesi çok daha doğru olacaktır, kişilerin fiziksel aktivite durumlarının, cinsiyetlerinin ve yaşlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekir.”
Bir matematik profesörünün söylediği ama aslında bırakın bir doktoru normal akıl ve zekâya sahip herhangi bir insanın hatta bir çocuğun bile dile getirebileceği bu ifadelerden metabolizma âleminin bihaber olması, bir metabolizma hocasının bunu marifet gibi yeni öğrendiğini dile getirmesi karşısında dilim tutuldu.
Metabolizma hocası bilmiyor ama çocuk biliyor
VKE’ nin günde iki kere doğru zamanı gösteren durmuş bir saatten farksız, akıl mantık ve bilim dışı bir ölçü olduğunu, buna dayanarak yapılan araştırmaların çöpe atılması gerektiğini senelerdir yazıyor ve anlatıyorum (2, 3, 4).
Hadi ben az çok tıptan anlayan biriyim ama VKE’ nin yanlış bir değer olduğunun ortaokul talebesi çocuk dahî farkında.
14 yaşında bir kızın, VKE endeksi nedir diye soran ve kendi VKE’ ni hesaplamasını isteyen öğretmene verdiği cevabı tüm metabolizma bilim dallarının kapısına çerçeveletip asmak gerekir (5, 6):
“VKE, bir insanın sağlığını değerlendirmek için geçerliliği olmayan bir yoldur ve bunun ölçülmesi yanlıştır. Şimdi laptopumu açıp da VKE’ mi hesaplayacak değilim”.
2 kilo fazlayı dert edinmenin mesulü de metabolizma uzmanlarıdır
Normal kilo, fazla kilo, obezite tanımlarını bilimsel kriterlerin altına çekmeye çalışıyor diyerek moda dergilerinden estetisyen ve bir bölüm bariatrik cerrahlara kadar her kesimi tenkit eden yazar asıl suçlunun “kendisi” yani insanları senelerdir yanlış bir ölçü ile aldatan metabolizma bilim dalı olduğunun farkında olmadığını da cümle âleme ilan ermiş oluyor.
Toplumda 2 kilo fazlalığın dert edinilmesinin bana göre baş müsebbibi, VKE’ nin yanlış bir değer olduğunu daha yeni anlayan, obezite sınırlarını yeniden çizmeye uğraşan metabolizma bilimidir.
Şimdiden bu yeni uğraşlarının da beyhude olacağını bildireyim.
Gelelim neticeye
BİR: Metabolizma biliminin, ortaokul talebesinin bile bildiği bir yanlışın farkında olmaması veya bilip de bunu saklaması utanılacak bir durumdur.
İKİ: Obezite tusunamsinin baş suçlusu 100 senedir kullandığı ölçünün hatalı olduğunu bir ekonomi dergisindeki yazı vasıtasıyla daha yeni öğrenen, beslenme tavsiyeleri de büyük ölçüde yanlış olan metabolizma bilimidir.
ÜÇ: Boğaz köprüsünü ışıklandırmak, diyabetli kadınları maça götürmek gibi boş işlerle uğraşanların şapkalarını önlerine koyup yanlışlarını görmelerini ve akıllarını başlarına almalarını diliyorum (7, 8).
DÖRT: Tip 2 diyabeti hayat boyu süren ve radikal bir tedavisi olmayan bir hastalık olarak tarif eden modern tıp zihniyetinden ne bekliyordun diyenlere verecek cevabım da yok doğrusu.
***
Not: Beni magazin tıbbı mensubu ve medyatik doktor olmakla tenkit eden ve aklınca “ders vermeye” yeltenen Temel Yılmaz verdiğim cevaplar karşısında bugüne kadar tek kelime etmedi veya edemedi.
İnsanları suçlayıp sonra da minderden kaçmanın en kibar tabirle ayıp olduğunu, böyle kişilere “müfteri” dendiğini hatırlatırım (9, 10, 11).
Kaynaklar:
***
EK 1 (28.4.2023): “BMI is trash. Full stop.” This controversial tweet, which received thousands of likes and retweets, was cited in a recent Medscape perspective by one doctor on when physicians might stop using body mass index (BMI) to diagnose obesity.
Body mass index (BMI) has for years been the consensus default method for assessing whether a person is overweight or has obesity, and is still widely used as the gatekeeper metric for treatment eligibility for certain weight-loss agents and bariatric surgery.
But growing appreciation of the limitations of BMI is causing many clinicians to consider alternative measures of obesity that can better assess both the amount of adiposity as well as its body location, an important determinant of the cardiometabolic consequences of fat.
Kaynak: https://www.medscape.com/viewarticle/991210
***
Doktorlar katakulliye girerse millet de diyetisyen kızlardan medet umar. Utansınlar.
Ahmet Hocam, bu yazıyı size yakıştıramadım. Arkadaşınız diye mi bilmem pek kibar yazmışsınız, bir başkası olsa adam yerden yere vururdunuz.
Bu yazılanlar doğruysa gerçekten çok ama çok ayıp etmişler. Bir kız çocuğunun bile bildiği bir şeyi anlı şanlı uzmanların bilmemesi hakikaten çok ama çok enteresan. Yahu siz nasıl uzmansınız, bir çocuk kadar aklınız yok mu?
Her zaman söylemekten bıkmadım yineleyeceğim.
Yıl 2011
Bu tarih Türk tıbbında bir milattır. Bir dönemeçtir. Güzel insanlarımızın makus talihinin yenilmesi için atılmış tarihi bir adımdır. 4 cesur doktor Türk tıp tarihinde ilk kez MODERN TIBBA itirazlarını yüksek sesle dile getirmiş, bir toplantı düzenleyip masaya yumruklarını vurmuşlardır. Bu bir başlangıçtır, bundan sonra bayrağı devralacak hekimler halkımızın umutlarını yarınlara taşıyacaklardır.
Ben buradan Prof.Dr.Yılmaz Büyükerşen’den rica ediyorum ki bu 4 uzman doktorun (Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Prof. Dr. Ahmet Aydın ve Uzman Biyolog Mevlüt Durmuş) balmumu heykellerini yaparak Balmumu Heykeller Müzesinde sergilemesi, böylece gurur duyduğumuz bu kişilerin gelecek nesillere aktarılmasının sağlanması.
Ben modern tıpda şunu anlamakta zorluk çekiyorum. Örneğin diyabet ömür boyu sürecek diye ilaç verilecek, ilacın yanında hastaya günde 8 dilim ekmek yenmesi önerilecek. Yani hastanın iyileşme umudu tamamen bitirilecek, ömür boyu ceza alan mahkuma benzetilecek, buna vicdan nasıl elveriyor? Sağlıklı beslenme hayat tarzı ile diyabetten ve ilaçlardan kurtulunabileceğini söyleyen hekimler işte bu 2011 dönüm noktasından sonra kuzu kuzu ilaçlarını kullanan güzel insanlarımıza ışık olmaya başladılar.
Prof. Dr. Temel Yılmaz’ın yazısını okudum. Yazıda bahsedilen BKİ değerleri değişse de değişmese de önem verilecek değerde değerlendirilmiyor genellikle 2011 nesli doktorları tarafından.
2011 nesli doktorları için kilolardan ziyade önemli olan sağlıklı kalabilmek. Kilo vermeye endeksli, fit görünüm odaklı Fotojenik diyetlerden uzak durulmalı. Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Prof. Dr. Ahmet Aydın hocaların ayrı ayrı açıkladıkları ülkemizin yerel ürünlerinden oluşan sağlıklı yaşam tarzı, sağlıklı beslenme kurallarına uyulmalı.
Prof. Dr. Temel Yılmaz hocanın yazısının ara bölümü geçip ana fikrine baktığımızda katıldığım bir sonuç var : obezlerin gereksiz yere metabolik cerrahi ameliyatı olup sağlığını riske atmaları. Ama ekliyor obezlik kriterleri değişirse ameliyat olabilir kanısı uyandırıyor. 2011 nesli doktorları metabolik cerrahi ameliyatlarına çok uç örnekler hariç kesinlikle karşılar.
Hocam, asıl sizin bu yazınızın metabolizma kliniklerinin girişine asılması gerekiyor.
Ahmet Hocamızın yazılarının çok daha geniş kesimlere ulaştırılması şart. Bu siteyi ziyaret edenlerden ricam şudur ki bu siteyi arkadaşlarınıza, dostlarınıza, akrabalarınıza, çevrenize duyurun. 2 kilo fazlası için Temel beyde çare arayan genç kız bu yazıları okusaydın beyefendinin ofisinin önünden bile geçmezdi.
Hazır gıdalara karşı seslerini çıkarmayanlara, tereyağı ve zeytinyağı gibi mis gibi yağları yasaklayıp ayçiçek-kanola-mısırözü yağlarını öne çıkaranlara, günde 3 defa ana yemek 3-4 defa ara yiyecek önerenlere, her öğünde ekmek yedirenlere… yazıklar olsun.
Ahmet hocam gerçekten sen mi büyüksün rakiplerin mi dandik anlayamadım karar veremedim. Ya bunlar nasıl uzman nasıl profesör ki kendi alanlarındaki eleştirilere bile cevap veremiyorlar. Bir göğüs hastalıkları uzmanının bir beslenme uzmanını suspus etmesi Türk Tıbbı adına hakikaten çok ama çok üzücü.