İŞLENMİŞ YİYECEK VE İÇECEKLER KALDIRILMADAN OBEZİTE DE DİYABET DE ÖNLENEMEZ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Bu makalem Prof. Dr. Temel Yılmaz’ ın “Magazin tıbbı ve medyatik doktorlar” başlıklı yazısına cevabımın üçüncü ve son kısmı.

Birinci yazım: Adam gibi beslenme tüm kronik hastalıkların çaresidir

http://ahmetrasimkucukusta.com/2017/12/19/yazilar/tip-yazilari/beslenme/adam-gibi-beslenme-tum-kronik-hastaliklarin-caresidir/

İkinci yazım: Ben magazin tıbbı mensubu medyatik bir doktorum, var mı itirazı olan

http://ahmetrasimkucukusta.com/2017/12/22/yazilar/tip-yazilari/medya/ben-magazin-tibbi-mensubu-medyatik-bir-doktorum-var-mi-itirazi-olan/

**

Bu da üçüncüsü: İşlenmiş yiyecek ve içecekler ortadan kaldırılmadan obezite de diyabet de önlenemez

Temel Yılmaz, beni tezimi ispata davet ediyor ama ne yazık ki tezimin bugüne kadar milyarlarca insan üzerinde yapılmış dünyanın “en geniş kapsamlı” ve yüzlerce sene sürmüş “en uzun vadeli” beslenme araştırması ile ispatlanmış olduğunun farkında değil.

Adam gibi beslenme benim icadım değildir, yeni bir yöntem de değildir.

Adam gibi beslenme, bugün adeta salgın hȃline gelen kronik enflamatuar hastalıkların neredeyse hiç görülmediği yüzyıllarda atalarımızın geleneksel beslenme modelidir.

Başta obezite, diyabet, kalp-damar hastalıkları, kanserler olmak üzere tüm kronik hastalıklar gıdaların endüstri tarafından işlenmeye başlamasından sonra ortaya çıkmıştır.

Mutat ve akıl dışı bir beslenme tavsiyem olsa ispatla bunu demekte haklı diyeceğim ama icat falan çıkardığım yok, sadece “köyümüze geri dönelim”, “atalarımız gibi yiyelim içelim” diyorum, hepsi bu!

processed food child ile ilgili görsel sonucu

Tıp pozitif bilim değildir

Yazar, ne yazık ki tüm diğer modern tıp mensupları gibi tıbbın sadece pozitif bir bilim olduğu yanılgısına düşüyor ve bir araştırma yaparak bir tezin kolayca ispat edilebileceğini veya reddedilebileceğini sanıyor.

Zaten modern tıbbın en büyük hatası da insanların binlerce yıllık bilgi birikimlerini, tecrübelerini bir tarafa bırakıp yazarın sözünü ettiği “randomize kontrollü araştırmalara” bel bağlamasıdır.

Bunlar şüphesiz çok değerli çalışmalar olmakla beraber ve ne kadar titiz, doğru ve iyi niyetle yapılmış olsalar bile “tabiatları icabı” hatalara açıktır; hele de beslenme araştırmaları!

Bu, ayrıca uzun uzun tartışılması gereken bir mevzu olduğu için “birbirine eşit iki grup yaratmanın hiçbir şekilde mümkün olmadığına” dikkatinizi çekip bu araştırmaların sonuçlarının güvenilmez olduğunu söylemekle yetineceğim.

O benden tezimi ispat eden araştırma beklerken ben de ondan diyabet festivali, diyabet köyü, diyabet parlamentosu, diyabet resepsiyonu, diyabetli kadınlara maça götürme gibi ilaç firmalarına has zıpır eylemlerin diyabetin önlenmesi ve tedavisine etkilerinin bilimsel kaynağını yani hangi randomize çalışma ile ispatlandığını bildirmesini bekliyorum.

processed food child ile ilgili görsel sonucu

Neden beslenmeye ilgi duyuyorum?

Yazar diyor ki: “Özellikle, fitoterapisti, kardiyoloğu, akciğer uzmanı herkes kendi alanını bırakıp diyabet ve obezite alanına geçti.”

Diğerleri kim ona sormak gerekir ama akciğer uzmanı dediği kişi benim.

BİR: Kendimi alanımı bırakmış değilim, akciğerler ve solunum sisteminin tüm alanlarındaki gelişmeleri ve araştırmaları yakından takip ediyorum.

İKİ: Obezite ve diyabete ilgi duyduğum doğrudur ama eksiktir, ben halkın sağlığını ilgilendiren her şeyle (rahim ağzı kanserinden prostat-meme taramalarına, diş sağlığından reflü ve bunamaya…) alȃkadarım.

Zaten onun gibi her şeye sadece kendi pencerelerinden bakanların gerçekleri görmesi asla mümkün olmadığı gibi obezite de diyabet de kimsenin tekelinde değildir.

Burada esas mesele, obezite ve diyabetle ilgili yanlışların yüzlerine vurulmasıdır.

ÜÇ: Beslenmeye daha çok ehemmiyet vermemin sebebi ise modern tıbbın insanları en çok yanılttığı alan olması dolayısıyladır.

Başta obezite ve diyabet tüm kronik hastalıkların salgın haline gelmesinde baş suçlularının ilaç ve gıda endüstrisi ve onlara teslim olmuş modern tıp zihniyeti olduğuna inanıyorum.

Kusura bakmasınlar, ninelerimin neyi nasıl, ne kadar, ne sıklıkta yiyip içtikleri; yemeklerini nasıl hazırladıkları, yiyeceklerini nasıl muhafaza ettikleri, benim için sizin modern tıbbın kitaplarından da randomize çalışmalarınızın sonuçlarından da daha değerlidir.

processed food child ile ilgili görsel sonucu

Sansasyonel açıklamalara kurban olurum

Yazar diyor ki: “…özenle seçilmiş tıbbi açıklamaların yerini daha çok ilgi çekmek için sansasyonel, bazen de öğretilerin tam tersini savunan medyatik açıklamalar almaya başladı”.

Bazı açıklamaların modern tıp öğretilerinin tam tersini savunmasından daha tabii bir şey olamaz çünkü modern tıp halk sağlığını değil patronların menfaatini korumakla meşguldür.

Halk nasıl aldatıldığını işte yazarın “sansasyonel” diye küçümsediği o açıklamalar sayesinde öğrenmeye başlamıştır.

Tereyağı ve zeytinyağı gibi asırlardır yenen iki muhteşem yağ kötülenip margarin ve omega 6 deposu bitkisel yağlar göklere çıkarılmadı mı?

Sakın yumurta yemeyin kalp hastası olursunuz denmedi mi?

Yağlı süt, yoğurt, peynir yerine layt ürünlere, suni tatlandırıcılara methiyeler düzülmedi mi?

Üç ana üç ara öğün yiyin denerek insanlar yemek masasından kalkamaz olmadılar mı?

Ben o sansasyonel açıklamalara kurban olurum!

supermarket processed food child ile ilgili görsel sonucu

Kendi kendini tekzip ediyor

Benim “tip 2 diyabetin önlenebilir ve ilaçsız da tedavi edilebilir” sözüme karşı diyabeti “yaşam boyu süren bir hastalık, radikal bir tedavisi yok” diye tarif eden yazar aslında kendi satırlarında beni tasdik ediyor, farkında bile değil (1)!

BİR: Bu konudaki ilk ciddi çalışma “Finlandiya Diyabetten Korunma Programı” çalışmasıdır. Bu çalışmada kilosunun % 5’ini veren ve günde düzenli yarım saat yürüyen hastalarda diyabetin % 56 oranında önlenebildiği gösterilmiştir (2).

İKİ: Bu çalışma, metabolik cerrahi ameliyatlarıyla diyabetin iyileştirilme iddialarına en büyük cevap. Vücutta insülin rezervi yeterli ise insanları kesmeden biçmeden etkili beslenme programıyla yaşam şeklini düzelterek ideal kilosuna getirdiğiniz zaman diyabet geriliyor, hatta düzeliyor (3).

Hani diyabet yaşam boyu devam eden radikal bir hastalıktı, ne oldu?

Aklınca beni tenkit eden yazar “etkili beslenme programıyla yaşam şeklini düzelterek” diyerek benim senelerdir “tıptan uzak sağlık hayat“ sloganı ile savunduğum ADAM GİBİ BESLENME ve ADAM gibi YAŞAMA tavsiyelerimi aynen kabul etmiş görünüyor.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu beyefendi?

supermarket processed food child ile ilgili görsel sonucu

Tip 1 diyabet bile adam gibi beslenme ile önlenebiliyor

Ayrıca bu vesile ile şunu da hatırlatmakta fayda var ki, tip 2 diyabetten tamamen farklı bir hastalık olan tip 1 diyabetin bile adam gibi beslenme ile önlenebileceğini gösteren araştırmalar var (4, 5).

Benim tavsiyelerimin sakıncalarını bildirsin de görelim

Yazar benim beslenme tavsiyelerimin bazı maddelerini sıraladıktan sonra diyor ki: “Mademki yazıyı isminin başında profesör yazan bir hoca yayınlamış, hemen önerilerini uygulamaya çalışayım” olur.

Keşke herkes uygulasa keşke, memlekette ne obez kalır ne diyabetli!

Ben de ona diyorum ki sen de bu tavsiyelerimin hangilerinin, neden yanlış olduğunu ve ne gibi sakıncaları bulunduğunu söyle de görelim bakalım.

Yazılarımda onlarca defa tekrarladığım, “adam gibi yaşama” tavsiyelerimin ana maddelerinin yeteri kadar hareket (ama asla deli gibi spor yapmak değil!), sigara alkol kullanmamak, gece 7-8 saat uyumak, öğle vakti 15-20 dakika güneş banyosu, stresten uzak durmak, inançlı ve iyimser olmak” olduğunu bu vesile ile bir daha hatırlatıyorum.

supermarket processed food child ile ilgili görsel sonucu

Canan Hoca’ ya çağrı var, cerrahları kongrelere almıyorlar

Temel Yılmaz, yazısına cevap bile vermeyeceğini bildiğine emin olduğum Canan Karatay’ ı kongreye davet ederek güya kahramanlık gösterisi yapıyor, “hodri meydan” demeye getiriyor (6).

Kendi çok akıllı ya “Canan Hoca’ yı bizi bilgilendirmesi, aydınlatması için davet ettik ama o gelmedi, kaçtı” diyecek ve haklı çıkacak!

Oysa diyabetteki artış ve tedavisindeki başarısızlığı tıpkı benim gibi ilaç ve gıda endüstrisiyle modern tıbba yükleyen metabolizma cerrahlarını kongrelerine almadıkları anlaşılıyor (7).

Bu videoyu herkesin dikkatle seyretmesinde yarar var!!!

Gelelim neticeye

BİR: Yazarın “Magazin tıbbı ve medyatik doktorlar” başlıklı yazısı tam da şairin “bir gören bin şiir yazar” dediği cinsten, yani yazacak daha pek çok şey var ama burada kesiyorum.

Cevap sırası Temel Yılmaz’ da. İnsanları suçlayıp kaçıp gitmek yok!

İKİ: Diyabet ve obezitenin ve diğer kronik hastalıkların her geçen gün katlanarak artması ve tedavisindeki başarısızlığın başlıca müsebbipleri ilaç ve gıda endüstrisi ile onların kankası modern tıptır (8, 9).

ÜÇ: İşlenmiş yiyecek ve içecekler ortadan kaldırılmadan obezite de diyabet de önlenemez.

DÖRT: Diyabeti “yaşam boyu süren bir hastalık, radikal bir tedavisi yok” diye tarif edenler, hazır gıdalara hayır demekten korkanlar ve Boğaziçi köprüsünü mavi ışıklandırma ile zaman geçirenler diyabeti ne önleyebilirler ne de tedavi edebilirler.

Bunu böyle bilin!

Kaynaklar:

1. http://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-temel-yilmaz/1718745-diyabet-parlamentosunun-kahramanlari

2. http://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-temel-yilmaz/1757094-magazin-tibbi-ve-medyatik-doktorlar

3. http://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-temel-yilmaz/1766724-elizabethin-hikayesi-ve-diyabette-aclik-diyeti-tedavisi

4. http://ahmetrasimkucukusta.com/2017/04/28/yazilar/tip-yazilari/beslenme/tip-1-diyabet-de-adam-gibi-beslenme-ile-onlenebilir/

5. http://www.nature.com/ni/journal/v18/n5/full/ni.3713.html

6. http://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-temel-yilmaz/1738254-gebelik-diyabetiyle-ilgili-canan-hocaya-mektup

7. https://www.youtube.com/watch?v=d9nCDNQvDe0

8. http://ahmetrasimkucukusta.com/2016/03/14/yazilar/elestirel-yazilar/ilaclar/omur-boyu-ilac-almaya-mahkum-olmanin-neresi-tedavi-olabilir-ki/

9. http://www.aksam.com.tr/saglik/diyabette-basarisizligin-sifreleri/haber-497851

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Necati dedi ki:

    Hocam fena döktürmüşsün, topu tam doksandan sokmuşsun

  2. Ahmet Mithat CAN dedi ki:

    2011 yılı Türk tıp tarihinde bir dönüm noktasıdır.

    Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Prof. Dr. Ahmet Aydın ve Uzman Biyolog Mevlüt Durmuş bir toplantı düzenlediler. Bu tarihe kadar tıp dünyasında olmayan bişey oldu. İlk defa bağımsız doktorlar modern tıbba itiraz ettiler.

    Dört uzman, “ilaç endüstrisinin finanse ettiği kimi araştırmalara şüpheyle yaklaştıkları için aforoz edilmekle tehdit edilen bağımsız doktorlar” olduklarını ve bu toplantıyı insanları doğru bilgilendirmek için düzenlediklerini söylediler. Bu tarihten sonra bu ilkeleri benimseyen yeni hekimler bu kervana katıldılar. Ama hala büyük çoğunluk modern tıp ilkelerinden taviz vermiyorlar. İnsan sağlığının en büyük unsuru beslenmenin Tıp Fakültesi eğitiminde bulunmaması ne büyük eksiklik…

    Dünyada ve ülkemizde diyabetin artış hızı dehşet verici. Hali hazırda diyabet olduğundan haberi olmayan ya da prediyabetli büyük bir nüfus var ne yazık ki… Bu yeni tür beslenme şekli ile beslenme sürer ve artış bu hızla devam ederse, milenyumun ilk yüzyılının yarısına geldiğimizde maalesef nüfusun % 90’ının diyabet olması bekleniyor. Canan hoca, Ahmet Rasim hoca hiç bir beklenti olmadan durmadan, bıkıp usanmadan bu yüzdenin düşmesi için çırpınıp duruyor. Buradan bütün hekimlere seslenmek istiyorum, lütfen sizin de bu çorbada tuzunuz olsun, güzel yurdumuzun güzel insanlarını sağlıklı beslenmeye yönlendirerek ilaçlarından kurtulmalarını sağlayarak mutlu sağlıklı olmalarına katkı sağlayınız.

    Sağlıklı beslenme konusunda önayak olan başta Canan hoca, Ahmet Rasim hoca olmak üzere destekleyen tüm Türk doktorlarının halk sağlığı için yaptığı sıradışı çalışmalar ülkemizin sağlıklı yarınları için umutlu olmamızı sağlıyor. Başarıları daim olsun.

Siz de yorumunuzu paylaşın: