SAĞLIKLI OLMAK İÇİN DİYETİN TÜRÜ DEĞİL GIDALARIN KALİTESİ ÖNEMLİDİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Harvard Tıp Fakültesi tarafından yapılan araştırma benim “hangi gıdaların ne kadar yendiği değil, gıdaların kalitesi önemlidir” tezimin doğruluğunu destekleyen sonuçlar verdi.

Yüksek tansiyonu olan 164 kişiye rastgele biri karbonhidrat, biri protein ve biri de doymamış yağlardan zengin diyet 6 hafta süreyle uygulandı. Bir arınma döneminden sonra diyetler değiştirildi.

Karbonhidratlı diyette (DASH Diyeti gibi) kalorinin yarısından fazlası şeker, tahıl ve nişastadan; protein diyetinde kalorinin yüzde 10’ u karbonhidratlardan kalanı proteinden; doymamış yağ diyetinde ise kalorinin yüzde 10’ u karbonhidrattan kalanı avokado, balık ve kuruyemiş gibi yağlı yiyeceklerden geliyordu.

Katılımcılardan kendi diyetlerini uygularken ve araştırmadaki her bir diyetten sonra açlık serumları alındı ve bunlarda yüksek duyarlıklı troponin I (hs-cTnl) ve yüksek duyarlıklı CRP (hs-CRP) isimli biyo-belirteçler bakıldı.

Bu biyo-belirteçlerin doğrudan kalp sağlığını gösterdiği kabul ediliyor.

Analizlerde bu diyetlerinin üçünün de kalp hasarının hassas bir göstergesi olan troponin ve enflamasyonun bir göstergesi olan CRP seviyelerinde azalmaya yol açtığı tesit edildi.

Bu azalmaların tansiyon ve kan yağlarının düzelmesiyle doğrudan bir alâkası bulunmadı.

HEALTHY NUTRİTİON ile ilgili görsel sonucu

Neyi ne kadar yediğiniz değil, yiyeceklerin bozulmamış olması önemlidir!

“Neyi ne kadar yediğiniz değil, yiyeceklerin bozulmamış olması önemlidir” başlıklı yazımda tam da bunu anlatmıştım (2):

Benim nazariyelerimden biri de yenilen gıdaların cinsleri ve miktarlarının önemli olmadığı, esas meselenin “gıdalara endüstrinin elinin değmemesi” gerektiğidir.

Hazır gıdaların yaygınlaşmasından önce Eskimolar bambaşka yiyecek ve içecekleri tüketiyordu, Afrikalılar bambaşka… Asyalılar bambaşka… Avustralya’ lı yerliler bambaşka… ama bugünkü kronik hastalıklar dünyanın her yerinde çok enderdi.

Çünkü insanlar yaşadıkları yerlerde bulunan, endüstrinin elinin değmediği hangi “tabii besinler” varsa onları tüketiyordu ve hiçbir hastalıkları yoktu.

Çeşitli gıdaları insanların önüne koyun ve bunlardan istediklerini, istedikleri kadar yemelerini söyleyin.

Daha sonra masalarına baktığınızda herkesin farklı yiyecekleri daha çok yiyip içtiklerini, herkesin masasında farklı yiyeceklerin kaldığını görürsünüz ama sunduğunuz gıdalar “adam gibi” ise yani işlenmemiş, yani şiddete uğramamış, yani bozulmamış iseler kimin neyi ne kadar yediğinin hiçbir önemi yoktur.

HEALTHY NUTRİTİON FİSH AND RED MEAT ile ilgili görsel sonucu

Gelelim neticeye

Sağlıklı olmak ve hastalıklardan korunmak için en önemli faktörün yiyip içtiğimiz gıdaların işlenmemiş gıdalar olması gerektiğini savunuyorum ve bu araştırma da bu tezimi destekliyor: “Herkes için geçerli tek bir doğru diyet yoktur, önemli olan yenilen içilen besinlerin tabiiliğinin bozulmamış” olmasıdır.

Tüm dünyayı saran bu kronik hastalık salgının en önemli sebebi hazır gıdaların kutuplardan steplere, çöllerden ovalara, metropollerden köylere dünyanın her yerine yayılmasıdır.

Endüstrinin yönlendirdiği modern tıbbın beslenme kılavuzları, beslenme piramitleri, diyetleri de bunun üzerine tüy dikmiştir.

Gıdalarımız birçoğumuzu öldürüyor. Amerikalılar düşünülenden çok daha fazla hasta.
Sağlık hizmetlerine en büyük etki Amerikan beslenmesinin düzeltilmesidir.

Kaynaklar:

1.https://www.internationaljournalofcardiology.com/article/S0167-5273(19)30030-0/fulltext

2.http://ahmetrasimkucukusta.com/2018/12/21/yazilar/tip-yazilari/beslenme/neyi-ne-kadar-yediginiz-degil-yiyeceklerin-bozulmamis-olmasi-onemlidir/

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Osman dedi ki:

    Çok doğru bir tez efendim. Harvard kadar önemli biri değilim ama ben de onaylıyorum.

  2. Ayça Yılmaz dedi ki:

    En son resim ibretlik. Amerikayı ders alanlar iyi baksınlar.

  3. Ali Fuat dedi ki:

    Bizi kurtardın sıra Amerika’ya mı geldi sayın hocam? İşin zor vesselam.

Siz de yorumunuzu paylaşın: