HER DOKTOR AÇIKLAMA YAPMASIN

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Medimagazin‘ in haberi:

İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi ve Koronavirus Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz’un, sosyal medya hesabı Twitter’dan yaptığı paylaşım sağlık camiasından ve vatandaşlardan tepki topladı.

Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Yavuz'un sosyal medya paylaşımı meslektaşlarından tepki çekti

İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi ve Koronavirus Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz’un, sosyal medya hesabı Twitter’dan yaptığı paylaşım tepki topladı. Prof. Dr. Yavuz, yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: 

“Çok sevgili hekim arkadaşlarım, öğrencilik döneminizden sonra bulaşıcı hastalıklar, mikroorganizmalar, salgın hastalıkların kontrolü konusunda bir eğitiminiz yoksa, lütfen bu konularda televizyon veya sosyal medya platformlarından açıklama yapmayın.

Kardiyologsanız COVID’in kardiyak tutulumlarını, hematologsanız COVID’in trombojenik etkilerini, nörologsanız COVID’in MSS’ye etkilerini anlatsanız hepimiz için daha iyi olur. Cerrahlar için bir şey bulamadım:))”

Prof. Dr. Yavuz’un bu paylaşımı üzerine gelen tepkiler çığ gibi büyüdü. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan Dr. Veysi Çeri, “Size cevap olarak bu konuda bir enfeksiyon profesörünün bir çocuk psikiyatrına verdiği cevabı bırakıyorum.” dediği paylaşımla şu görüntüleri kaydetti.

Dr. Sarper Yılmaz isimli Twitter kullanıcısı da söz konusu paylaşıma tepki verenler  arasındaydı. Yılmaz, yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: 

“Bu tavır çok itici değil mi sizce? Cerrahi ekibinin %80’e yakını ameliyatı bıraktı Covid-19 bakıyor, Diş hekimi, aile hekimi, biyokimya ekibi filiyasyon ile her gün 100 lerce hasta bakılıp, klavuz,yayın taranıyor. Hayır ben konuşucam!! Konuşun hocam dinliyoruz.”

Dr. Erdal Çöl, söz konusu paylaşıma, şöyle tepki verdi:

“Bu hastaları yatırarak tedavi ederken her branştan hekimin tedavi etmesine nasıl bakıyorsunuz? Branşı olmadığı halde tedavi etmesine izin varsa, konuşmasına neden izin yok? Rafine edeceksek konuşacak siz bile olamayabilirsiniz..”

Dr. Metin Okucu, Twitter’dan tepkisini şöyle dile getirdi: 

 “Sadece bu konularda eğitimi olanların her zaman tek güvenilir ve tek doğru kaynak olduğu kabulu ile; Hem ülkemizde hem de dış dünyadaki paylaşımları da okumadan önce size soralım ve onay alalım mı?”

Bülent Sarıoğlu isimli vatandaş ise şu paylaşımı yaptı: 

“İyi de hocam bir uzman hekim olarak neredeyse bir yıldır mücadele ettiğimiz covid ile ilgili bir çift beyanınıza rastlamadık,malesef! siz konuşmayacaksanız elbette halk saglıgını önemseyen birileri görüşlerini,düşüncelerini,tecrübelerini aktarması kadar doğal bisi olamaz elbette.”

İşte paylaşıma gelen tepkilerden bazıları: 

Kaynak: https://medimagazin.com.tr/hekim/koronavirus-bilim-kurulu-uyesi-prof-dr-yavuzun-sosyal-medya-paylasimi-meslektaslarindan-tepki-cekti-93023

***

Dr. Bülent Polat‘ ın tvitleri:

Bir hekim, hangi branşta olursa olsun, insan vücudu, sağlığı ve hastalıkları ya da hastalıkların önlenmesi gibi her konuda bilgi sahibi olabilir, fikir üretebilir, konuşabilir. Bu, onun sadece hakkı değil aynı zamanda görevidir de. Tek şart: Söylenenlerin doğru olması.

Yanlış veya yalan söylenildiğinde uyarılması ve düzeltilmesi olağandır, gereklidir. “Kimse kendi uzmanlık alanı dışında konuşmasın” klişesini bayrak gibi sallayanlar aslında dünyanın en büyük safsatasını yapıyorlar. Ezberci sözde akademisyenlerin sıklıkla başvurduğu bir safsata.

Kaynaklar:

https://twitter.com/drbulentpolat/status/1341392697681129477?s=20

https://twitter.com/drbulentpolat/status/1341392700579393536?s=20

***

EK 1 (6.7.2022): ESRA GÜNEŞ KAYA’ nın tivit dizisi:

SERAP ŞİMŞEK YAVUZ Bilim Kurulu üyesi Serap, senin günahın çok büyük. Bugünden sonra yakınları ölenlerin yüzüne nasıl bakacaksın bakalım. Ben çok büyük bilim adamıyım havalarındasın ya; bugün nasıl içi boş bir balon olduğunu da herkes görecek. Kendin iğnenin deliği olsa da girip

saklansam diyeceksin. Kıymetli dostlarım, bilim kurulu üyesi Serap’a farklı bir parça çekme işlemi uygulayacağım. Böylece siz sıkılmayacaksınız, bunlar da zekâya yenilecek. Başlayalım.. Serap Şimşek Yavuz ve ark.’nin Ekim 2020’de bir araştırması yayınlanıyor.

Adı: Covid-19’lu Hemodiyaliz Hastalarında Hidroksiklorokin (HCQ) İlişkili Hipoglisemi Size araştırmayı kısaca anlatayım. Linkini floodun sonuna ekleyeceğim. Diyalize giren hastalara HCQ verip denek yapıyorlar. 3 tane denekleri var. Hepsi diyaliz hastası. Şeker hastalıkları yok

Resim

Denek 1: Ateş şikayetiyle ayakta başvurmuş. Covid diye yatırmışlar. HCQ + Azitromisin birkaç ilaç daha başlıyorlar. Hastada hipoglisemi yâni yüksek şeker başlıyor. Ne yapıyorlarsa düşmüyor. En son 5. gününde HCQ’i kesiyorlar. Düzeliyor. 10. gün taburcu.

Denek 2: Öksürük şikayetiyle ayakta başvurmuş. Covid diye yatırmışlar. HCQ + Azitromisin aynı ilaçları  başlıyorlar. Hastada hipoglisemi yâni yüksek şeker başlıyor. 4. gününden sonra yoğun bakıma düşüyor. Hipoglisemi atakları durmuyor.

Tekrar hatırlıyorum denekler şeker hastası değil. Çeşitli yöntemlerle durdurmaya çalışıyorlar işe yaramıyor. HCQ’yu kesiyorlar ve hipoglisemi duruyor ama adamcağız denek 1 gibi dönüş yapamıyor. Entube ediyorlar. 9. gününde ölüyor. Sars cov 2 enfeksiyonu sonucu öldü yazıyorlar.

Denek 3: Öksürük şikayetiyle başvuruyor. Covid diye yatırıp aynı şekilde HCQ + Azitromisin vs başlıyorlar. Hipoglisemi başlıyor. Ayrıca durumu ciddileşiyor. HCQ kesiliyor. Düzeliyor. 16. gününde taburcu. Sonra başlıyorlar yazmaya.

Düzeltme: “hipoglisemi: şeker düşmesi” Sayfalar dolusu işte hipoglisemi oldu ama niye oldu emin değiliz. Ondan da olabilir şundan bundan her şey olabilir olmaya da bilir. Böyle sayfalar dolusu top çeviriyorlar.

Sonuç: Hemodiyaliz hastalarında hipoglisemi yan etkisini azaltmak için HCQ dozu azaltılabilir, düşünülebilir yazıyorlar. Bir de bunlar diyaliz hastası!! Bağışıklığı zayıf insanlar. Bunlara bile hala doz azaltılabilir, düşünülebilir diyor.

Resim
 
Şimdi Serap’in bu yanlış araştırmasının Türk halkına ağır bedeline geçelim. Yatacak yerin yok. 25 Mayıs 2020’de DSO, HCQ’nun covid tedavisinde işe yaramadığını üstüne ölüm riskini artırdığını açıkladı ve tüm dünyada klinik deneylerde kullanımını durdurdu.
 
Resim
 
Lancet’te 8 Mayıs 2020 dünya geneli 96 bin hastayla yapılan araştırma sonucu yayınlandı. HCQ’nun işe yaramadığı gibi ölüm riskini %45 artırdığı ortaya çıktı.
Resim
 
 
BURAYA DIKKAT: HCQ+ Azitromisin kombinasyonunun ise daha da yüksek ölüm riski olduğunu açıkladılar. Serap’in deneklerine verdiği HCQ + Azitromisin kombinasyonu! Tarihlere bakalım. Serap’in araştırması 2020 Ekim’de yayınlanıyor. Öncesi bir kaç ay düzenlenmesi vs.
 
 
Resim

Serap, bu ölümcül deneyini umarım DSO’nun 25 Mayıs’ta “HCQ deneylerini durdurun” açıklamasından ve Lancet’in 8 Mayıs 2020 yayınından bir kaç gün önce yapmışsındır.!! O ölen bahtsız denek2 de, hayatının hatasını senin olduğun hastaneye kendi ayağıyla gelerek yapmış olsun.

Serap, ben iyi bilimadamiyim havalarından geçilmiyordu, soru soran halka twitterda hakaretler ediyor, dalga geçiyor; Neva Çiftçioğlu gibi gururumuz bir bilim insanıyla aşık atmaya kalkıyordun. Sen gördüğüm en berbat araştırmacısın.

Çalışmanı doğru yapsan; “HCQ kullanımı işe yaramıyor aksine ölümcül etkileri var” sonucunu bulman ve bildirmen gerekiyordu. Üstelik deneklerin bağışıklığı zayıf insanlar. Olumsuz etkinin daha kolay görülebileceği insanlar!

Ama sen yanlış yaptığın araştırmanla, “bir şey yok diyaliz hastalarında doz azaltıp devam” yazdın. Sonra ne mi oldu dostlarım; DSO’nun HCQ kullanmayın çağrısının ertesi günü ülkeler HCQ kullanımını bıraktı. Sadece 3 ülke kullanmaya devam etti.

Hindistan (HCQ’nin %70’ini dünyaya Hindistan tedarik ediyor), Cezayir, Türkiye. Türkiye tam 1 yıl daha kullanmaya devam etti. 15 Nisan 2021’de Nature’de tekrar kapsamlı bir araştırma yayınlandı. “Covid sebebiyle ölüm sayılarının artması HCQ kullanımıyla ilgili.

Resim

İlaç kalp ritmini bozarak ölüm oranlarını artırıyor dediler.” 8 Mayıs 2021’de sonunda Türkiye kullanımını tedaviden çıkardı. Serap, sen bilim kurulu üyesisin. Yaptığın yanlış araştırman da roman olsun diye yazılmıyor. Uygulamalara yön veriyor.

Sen doğru sonuç bildirseydin 1 yıl daha bu ölümcül ilacı kullanmayacaktık. Kaç kişi bu kapasitesizliginin bedelini ödedi Serap? Kaç insanımız dünyanın bıraktığı  ölümcül ilaç yüzünden öldü?

DSO bildirisinin öncesi için, “banane tüm dünya kullanıyordu” deyip içinden çıkacaksın. Doğru her buluş yabancılardan geliyor siz de hazıra konuyorsunuz. Dünyada akademide sonlardayız.

Yanlış araştırmanin katkısyla 1 yıl daha ölümcül tedaviye devam ettk bilim kurulu üyesi Serap Şimşek Yavuz. Dünya sıralamasnda da bir basamak daha düştük. Serap, senin bu bedeli çok ağır olan yanlış araştrmandan sonra tek bir araştırmanı bile okumadm okumayacağm da.Gözüme yazık

Bu arada uyanıklığın da gözümden kaçmadı. Tüm dünyada HCQ’nin covid tedavisinde ölümcül olduğu netleşince; orda burda 2 büyük yalanını gördüm . “Biz uzun süredir kullanmıyorduk.” demişsin. Bunu dediğin tarih, zavallı diyaliz hastasi deneklerine HCQ+Azitromisin’i basmandan

sadece bir kaç ay sonrası. Diğer yalanın ise “HCQ’in işe yaramadığı ortaya çıktı ama ölümü artırmıyor” demişsin. Yani işe yaramıyor ama öldürücü değil diye yalan söylüyorsun. Öldürücü olduğu defalarca açıklandı. Verdiğim ilaçlar kimseyi öldürmedi diye sıyırmaya mi çalışıyorsun.

Ama bu yazı okunduktan sonra SIYIRAMAYACAKSIN.. Kiymetli dostlarım, asıl bu kapasitesizlerin yanlış tedavilerinin insanları öldürdüğünü gördünüz. Şimdi de deneyi bile yapılmamış yeni sıvılarla çocuklarımızi denek yapacaklar. Sizden rica ediyorum hatta yalvarıyorum HERKESE OKUTUN.

Yarim doktor candan eder atasozumuzun tam karşılığı çapsız Serap’in araştırma linki

Makale adı: Hydroxychloroquine-Associated Hypoglycemia in Hemodialysis Patients With COVID-19

K: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7354765/#!po=8.33333

Kaynak: https://twitter.com/UzmEsraGunes/status/1544419745709031424?s=20&t=SONsRUdfM912Gb6WQTdHzQ

***

Yazı için 6 yorum yapılmış:

  1. Bade dedi ki:

    Sadece FİLİM KURULU konuşsun. Haklısın.

  2. Fuzuli dedi ki:

    Bilim kurulunun artık iyice yorulduğu görülüyor.

    Yeni bir kurul teşekkül edilmeli…

  3. Canan Karatay dedi ki:

    Virologların konuşması şarttır.

    Çocuk hekimleri bizler için(yetişkinler yani)neden konuşur anlamama imkan yok. Sn. profesör Hanım, Türkiyede rüşvet dağıttığı için ceza alan ve adı değişen ünlü İsviçre firmasından ödül almış olan çocuk profesörüne neden söz edemiyor acaba?

    Kimin nasıl konuşacağını Sn Prof. Hanım karar verecek öylemi?

    Herkesin fikrini söyleme hakkı yok mudur?

  4. CANAN KARATAY dedi ki:

    Sayın Sağlık Bakanı Koca şimdi açıkladı.

    Ev içi bulaşma %85 oranında artmış, diye.

    BİZ hala AŞI diyelim öyle mi?

    Gelmeyen, elimizde olmayan AŞI’dan bahsedip duralım öyle mi?

    AŞI KÖRÜME ÇIRA MI TUTACAK?

    Ev içi bulaşmayı önleyen, engelleyen el ve ağız hijyenidir.

    Dezanfektanla değil tabii..

    Dezenfektanlar dost bakterileri de öldürüyor, virüsün yayılmasını daha da kolaylaşıyor maalesef.

    Evde her birey tuzlu ve bikarbonatlı su ile sık sık, gargara yapacak, buruna çekecek, ellerini yıkanacak.

    Öksürenler de bu karışım ile sabah akşam BUĞU yapmalılar!

  5. aziz kerim dedi ki:

    hiçbir doktor açıklama yapmasın

    birinin hayrı yok

  6. Şahin Kartal dedi ki:

    Bu kadın resmen sanssür istiyor. yalanları ortaya çıkmasın istiyor.

Siz de yorumunuzu paylaşın: