İÇİMİZDEKİ İRLANDALILAR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Okuyucularımdan Ahmet Mithat Can‘ ın yazısı:

Prof. Karatay, bıkıp usanmadan D vitamini konusunu gündemde tutuyor. Çünkü sağlığımız için çok önemli. Ana rahminden yaşam sonuna kadar görülen birçok sağlık sorununun temelinde D vitamini eksikliği olduğunu araştırmaların ortaya çıkardığını söyledi.

D Vitamininin, toksik olduğunun henüz hiç bir çalışmada gösterilmediğini defalarca ifade etti.

Karşı tez olarak; D vitamini düşüklüğünün hastalıklardaki enflamasyonun sonucu olabileceği, bir hastalığın sebebi değil, sonucu olduğunu ileri süren hekimler de oldu.

D vitamini için ilgili ilgisiz herkes görüş bildirdi, ama bir tek Canan hoca konuşunca ya tepki gördü ya da görmezlikten gelindi. Uluslararası D vitamini konseyi üyesi olarak bütün dünyada D vitamini eksikliği, azlığı ve yetersizliğinin son derece yaygın olduğunu belirten sözleri hep şarlatanlık olarak görüldü.

Peki neden söyledikleri bir türlü karşılık bulmuyor?

Bu sorunun cevabı maalesef: Meslektaş duyarsızlığı!

Öyle olmasaydı bu kadar net gerçeklere karşı bu denli ilgisiz kalınır mıydı…

Kelle paça, Gargara, D vitamini, C vitamini konularında ayrı ayrı kaynak gösterimli, ayrıntılı yazılar, bilimsel açıklamalar yapsa da hiçbiri dikkate alınmadı. Deyim yerindeyse ağzıyla kuş tutsa yaranamadı.

Meslektaşlarının “Prof. Karatay’ın ‘kaynak, yayın’ diye aktardıkları; bilimsellikten uzak, akademik olmayan bireysel kitaplardır.” şeklinde ithamlarına maruz kaldı.

Sadece koronavirüs değil tüm virüsler ve kronik hastalıklar için de çare olabilecek bu önerilere hep kulak tıkandı.

Bir Karatay antipatisi oluşmuş durumda tıp camiasında ve kimi kesimlerde.

Edilmedik hakaret, alay, küçümseme kalmadı. Dışlandı, itibarsızlaştırıldı.

Bilim karşıtı dendi, şöhret peşinde dendi, söyledikleri spekülasyon dendi.

Bir üfürükçü, şifacı yaşlı teyze muamelesi yapılmadığı kaldı.

Oysa tüm suçu; tamamen çıkarsız, karşılıksız olarak halk sağlığı için çabalamaktı.

Bu gerçekleri açıklayan kişi, elin Nobel almış bir tıp insanı olsaydı yere göğe sığdırılmazdı.

Türkiye ile İrlanda arasında “2000 Avrupa Şampiyonası” maçı öncesinde, ülkemizde bir kısım çevrelerce teknik direktör Mustafa Denizli’ye ve milli takıma yönelik sert eleştirilerde bulunulmuştu. Ama maçı Türkiye kazanmıştı.

Maç sonrası Mustafa Denizli, şu tarihi sözleri sarfetmişti: ‘‘Sadece İrlanda milli takımını değil, içimizdeki İrlandalılar’ı da yendik.’’

İşte Denizli’nin ağzından çıkan “İçimizdeki İrlandalılar” sözü, hayatın her alanında bireylerin ya da toplulukların “karşıtlıklarını ve eleştirilerini” tanımlamak için kullanılan bir söz haline gelmiştir.

Prof. Karatay’ın ömrünü adadığı halk sağlığı ideali, içimizdeki İrlandalılar’a rağmen başarıya ulaşacaktır.

Önce seni görmezden gelirler,
Sonra alay ederler,
Sonra seninle savaşırlar,
Sonra sen kazanırsın. (Gandhi)

Siz de yorumunuzu paylaşın: