Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Obeziteye bağlı hava yolu hastalığı, obeziteye bağlı astım gibi adlarla anılan klinik tabloyu bir klinisyen olarak gayet iyi biliyor ve her geçen gün de daha sık rastlıyoruz.

Yeni bir araştırmada, klâsik astım fenotiplerinden farklı olan bu klinik tabloda, yağ dokusundan kaynaklanan FABP4 hormonunun aracılık ettiği yeni bir adipo-pulmoner eksene dikkat çekilerek, bu hormonu hedefleyen ilaçlarla hastalığın tedavi edilebileceği ileri sürülüyor (1).

Gıda ve ilaç endüstrisi tarafından desteklenen araştırmacıların, bu hastalığın beslenme hatalarından bilhassa da fazla miktarda işlenmiş un ve şeker, mısır şurubu, trans yağlar, suni tatlandırıcılar ve bin bir türlü katkı maddesi ihtiva eden paketlenmiş yoz gıdalar ve fast food olarak bilinen yiyeceklerden kaynaklanabileceğinin akıllarının ucundan bile geçmemesi şaşırtıcı değil.

En ufak bir hazır paketlenmiş gıda vurgusunun, fonlarının köküne kibrit suyu dökmek mânâsına geleceğini gayet iyi biliyorlar.

Astım obezite münasebeti çoktandır zaten biliniyor

Obezitenin astımdaki rolünün sadece akciğerlerde, özellikle küçük hava yolları etrafında biriken yağ dokusu artışından ve restriktif tipte bir ventilasyon bozukluğundan ibaret olmadığı aşikardır, çünkü öyle olsaydı her obezde astım tablosu gelişmesi beklenirdi. 

Obeziteye bağlı astımda, obeziteyle beraber olan kronik enflamasyonun (metenflamasyon) rolünün de çok mühim olduğu gün gibi ortadadır (2, 3, 4).

İnsülin direnci (İD) ve glukoz metabolizması bozukluğu da dâhil olmak üzere metabolik düzensizlik, tutarlı bir şekilde çocukluk ve yetişkin astımı ile ilişkilendirilir.

İD, obezite ile ilişkili astımla bağlantılı olan, iyi tanımlanmış, obezitenin aracılık ettiği bir metabolik komplikasyondur.

Obezitenin aracılık ettiği inflamasyon ile İD arasında bir korelasyon olduğunu ve bunun obez çocuklarda astıma katkıda bulunduğu gayet iyi bilinir.

Astımlı çocuklarda, astımı olmayan hastalara kıyasla daha yüksek İD prevalansına sahip olma eğilimi vardır.

İD ile akciğer fonksiyonları arasında ters bir ilişkinin olduğuna dair deliller de mevcuttur. Daha yüksek İD seviyeleri, daha düşük FEV1/FVC oranıyla ilişkilidir.

Gelelim neticeye

Ahırda kaybolan anahtarı bahçede aramak abesle iştigâldir.

Karaciğer yağlanmasının da pankreas yağlanmasının da akciğer yağlanmasının da sebebi, modern bilim tarafından dayatılan başta endüstri ürünü gıdalar olmak üzere beslenme hatalarıdır.

Organ ve vücut yağlanmalarının sebebi kabak gibi ortadadır ve bunların hem önlenmesi hem tedavisinin yolu ilaçlardan değil adam gibi beslenmeden geçer.

FABP4 hormonuna karşı geliştirilecek ilaçlar endüstrinin kasasını doldurmaktan başka bir işe yaramaz.

Kaynaklar:

1. https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2024.07.15.603433v1.full

Makale: An Adipo-Pulmonary Axis Mediated by FABP4 Hormone Defines a Therapeutic Target Against Obesity-Induced Airway Disease

https://x.com/ghotamis/status/1817397456193081483

2. https://www.mdpi.com/2218-1989/13/2/212#B13-metabolites-13-00212

Makale: Metabolic Contributions to Pathobiology of Asthma

3. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4360500/

Makale: Asthma and metabolic syndrome: Current knowledge and future perspectives

4. https://www.nature.com/articles/s41598-018-26621-z

Makale: The relationship between metabolic syndrome and asthma in the elderly

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: