MAMOGRAFİ TARAMALARININ POTANSİYEL RİSK VE FAYDALARI HER KADIN İÇİN FARKLIDIR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

İndependent Türkçe’ deki yazım:

Mamografi ile meme kanseri taramaları tüm dünyada olduğu gibi bizde de uygulanıyor. Bunun için hazırlanmış çeşitli kılavuzlar arasında taramaya başlama yaşı, hangi aralıklarla yapılacağı hakkında farklı tavsiyeler yer alıyor.

Mamografilerin kanser teşhisini artırdığı ama kansere bağlı ölümlerde beklenen azalmanın gerçekleşmediğini gösteren çalışmalar var. Aşırı teşhis, yanlış pozitif ve yanlış negatif sonuçların gereksiz ameliyat, radyoterapi ve kemoterapilere yol açtığı vurgulanıyor ve tarama sadece riski yüksek kadınlara tavsiye ediliyor (1).

İsviçre Tıp Kurulu, beklenen faydayı sağlamadığı gerekçesiyle ülkede yeni mamografi programının başlatılmaması ve devam etmekte olanların da sınırlandırılması tavsiyesinde bulunmuştu (2).

Kısa adı ACP olan American College of Physician’da birkaç ay önce yeni bir meme kanseri tarama kılavuzu yayınladı (3).

Bu yeni kılavuzda mamogram taramalarının meme kanseri riski yüksek olmayan kadınlarda 50 yaşından itibaren iki senede bir yapılması tavsiye ediliyor; 40-49 yaş arası kadınların çoğunda mamografinin muhtemel zararlarının faydalarından daha fazla olduğu vurgulanarak taramalara 40 yaşında başlanmasının risk ve faydalarının doktorlarla konuşulması gerektiği bildiriliyor.

Kılavuz, ortalama riske sahip 75 yaşından büyük veya beklenen hayat süresi 10 seneden az olan kadınlarda mamografi taramalarının sonlandırılmasını tavsiye ederken, ortalama riske sahip her yaştaki kadında meme kanseri taraması için meme muayenesinin kullanılmaması tavsiye ediliyor.

İç hastalıkları uzmanlarından oluşan ACP’nin yeni tavsiyeleri hükümete taramalar konusunda tavsiyeler yapan ve bağımsız uzmanlardan oluşan US-PSTF’nin tavsiyeleri ile uyumlu iken diğer kılavuzlardan bir takım farklılıklar gösteriyor.

Taramaya başlama yaşı ve sıklığı kılavuzlara göre değişiyor

Amerikan Kanser Derneği, taramaların orta derecede riske sahip kadınlarda 45 yaşında başlamasını, 54 yaşından sonra iki senede bir yapılmasını tavsiye ediyor.

Amerikan Radyoloji Koleji (American College of Radiology) ve Meme Görüntüleme Derneği (Society of Breast Imaging) ise taramaların 40 yaşından itibaren her sene yapılmasını, 30 yaşında bir risk değerlendirilmesi yapılarak taramalara daha erken de başlanabileceğini savunuyor.

Meme kanseri taramasına kadın karar vermelidir

Yeni Kılavuzu değerlendiren Cleveland Klinik’ten radyolog Nidhi Sharma, “Herkese uyacak tek bir tavsiye bulunmadığını, kadınların taramalara ne zaman başlanacağına dair kişisel ve ortak bir karar vermeleri için mevcut tüm kılavuzlar hakkında doktorlarıyla konuşmalarının” önemini vurguluyor (4):

Bilgiye dayalı bir karar vermek hastanın kendisi için yapabileceği çok önemli şeylerden biridir; böylece uygun şekilde taranırlar ve kanserleri zamanında yakalanır.

Mamografinin faydaları

Erken ve düzenli yapılan taramalarla meme kanseri erken bir evrede teşhis edilebilir ve geniş kapsamlı cerrahi ve diğer ilave tedavi rejimlerini önleyebilir. Ayrıca kadınlar için endişeyi azaltabilir ve tedavi gerektiren yüksek riskli meme lezyonlarını saptayabilir.

Bununla beraber, aşırı teşhise yol açma ihtimali hakkında çok fazla tartışma vardır.

ACP Kılavuzu, daha az mamogram yapılmasının yanlış pozitif sonuçları, aşırı teşhis, aşırı tedavi radyasyon maruziyetini azaltacağını belirtmektedir.

Bu kılavuzların daha önce anormal tarama sonuçları olan veya kişisel hikâyesi veya genetik faktörlere bağlı olarakmeme kanseri riski yüksek olan kadınlar için geçerli değildir.

Her kadın için risk ve fayda düzeyleri farklıdır

Her kadın için risk düzeyi ile fayda düzeyi farklı olduğundan kadın kendisine uygun olan planı geliştirmek için doktoruyla konuşmalıdır.

Kadınlar kendi kendine meme muayenesine dikkat etmeli, senelik muayenelerini yaptırmalı ve sonra kendileri için neyin uygun olduğuna doktorlarıyla beraber karar vermelidir.

Bu karar, bilimsel hesaplamalar ve sayılar yerine değer yargısına dayanmalıdır.

En doğru kararın verilmesi için risklerin ve faydaların değerlendirilmesi kadın tarafından yapılmalıdır, kadın için bir başkası tarafından değil! (4)

Gelelim neticeye

BİR: Bizim kadınlarımıza mamografilerin faydası kadar risklerinin de olabileceği söylenmemesi bir tarafa bu riskleri dile getirenler “kadınları mamografiden soğutmakla, onları kanserin kucağına atmakla” suçlanır ve susturulmaya çalışılır.

İKİ: Hiçbir aklı başında insana hiçbir tıbbi tetkik ve tedavi dayatılamayacağı, bunları yaptırmaya zorlanamayacağı gibi bu aynı zamanda da suç teşkil edeceği unutulmamalıdır (aydınlatılmış onay). 

ÜÇ: Daha önce defalarca dile getirdiğim gibi doktorlar insanlar ve hastaları “tam ve doğru bilgilendirmekle” yükümlüdürler, bu kanuni bir mecburiyettir.

Mamografi taramalarının da artı ve eksileri her kadına anlayabilecekleri bir dille anlatıldıktan sonra “taramaya katılıp katılmama kararı daima kadına bırakılmalıdır”.

DÖRT: Kadınlar için “bu gerçekleri anlamaz, kendileri karar veremez” ve “biz bunu onların iyiliği için yapıyoruz” düşüncesi onları aptal yerine koymak demektir.

Kimse kusura bakmasın, hiçbir kadın aptal değildir!

BEŞ: Sağlık Bakanlığı da kamu spotlarında ve diğer yayınlarında meme kanseri taramalarını dayatmamalı, taramaların faydası yanında muhtemel risklerini de tam ve doğru olarak anlatmalıdır.

Nihai karar kadının olmalıdır.

Kaynaklar:

1.https://jamanetwork.com/journals/jamainternalmedicine/fullarticle/2363025

2.http://www.medical-board.ch/fileadmin/docs/public/mb/medienmitteilungen/2014-02-02_Medienmitteilung_Bericht_Mammographie-Screening_def.pdf

3.https://annals.org/aim/fullarticle/2730520/screening-breast-cancer-average-risk-women-guidance-statement-from-american

4.https://health.clevelandclinic.org/when-should-you-start-getting-mammograms-your-doctor-can-help-you-decide/

Kaynak: https://www.independentturkish.com/node/55466/t%C3%BCrkiyeden-sesler/mamografi-taramalar%C4%B1n%C4%B1n-potansiyel-risk-ve-faydalar%C4%B1-her-kad%C4%B1n-i%C3%A7in

***

EK 1 (21.8.2022): Screening for breast cancer with mammography

If we assume that screening reduces breast cancer mortality by 15% and that overdiagnosis and overtreatment is at 30%, it means that for every 2000 women invited for screening throughout 10 years, one will avoid dying of breast cancer and 10 healthy women, who would not have been diagnosed if there had not been screening, will be treated unnecessarily. Furthermore, more than 200 women will experience important psychological distress including anxiety and uncertainty for years because of false positive findings. To help ensure that the women are fully informed before they decide whether or not to attend screening, we have written an evidence-based leaflet for lay people that is available in several languages on www.cochrane.dk. Because of substantial advances in treatment and greater breast cancer awareness since the trials were carried out, it is likely that the absolute effect of screening today is smaller than in the trials. Recent observational studies show more overdiagnosis than in the trials and very little or no reduction in the incidence of advanced cancers with screening.

Meme kanseri taramasının tüm sebeplere bağlı ölümleri iyileştirdiğine dair bir delil yoktur. twitter.com/mgtmccartney/s Taramaya davet edilen kadınlar, hem yararları hem de zararları konusunda tam olarak bilgilendirilmelidir. cochrane.org/CD001877/BREAS

Kaynak: https://www.cochrane.org/CD001877/BREASTCA_screening-for-breast-cancer-with-mammography

***

EK 4 (26.10.2025): Maryanne Demasi’nin blog yazısı, mamografi tarama programlarının kamu sağlığı politikalarındaki sorunlu yaklaşımları nasıl ifşa ettiğini eleştiren bir inceleme sunuyor.

Makale, “erken teşhis hayat kurtarır” gibi basit sloganların, karmaşık bilimsel kanıtları göz ardı ederek kadınları yanıltabileceğini ve milyarlarca dolarlık harcamaların sonuçsuz kaldığını savunuyor.

Yazar, mamografi taramalarının tüm kadınlar için evrensel bir fayda sağladığı iddiasını sorguluyor. Kamu sağlığı yetkililerinin, kanıtlara dayalı olmayan abartılı mesajlarla halkı yönlendirdiğini belirtiyor. Tarama, erken kanser tespiti olarak pazarlansa da, faydalarının abartıldığı ve zararlarının yeterince raporlanmadığına işaret ediyor.

BMJ dergisindeki bir başmakale, 400.000’den fazla kadını kapsayan İsveç kohort çalışmasına atıf yapıyor. Bu çalışma, ilk mamografiyi atlayan kadınların sonraki taramalara da katılma olasılığının düşük olduğunu, ileri evre tümörlerle başvurduklarını ve meme kanserinden ölme riskinin arttığını iddia ediyor. Ancak yazar, bu kanıtın “dikkatli incelendiğinde dayanaksız” olduğunu vurguluyor.

Makale, taramaların hayat kurtarma potansiyelinin kesin olmadığını, “erken bul ve tedavi et” varsayımının konuyu basitleştirdiğini ifade ediyor. Kamu sağlığının, tarihsel olarak mutlak kesinlikte talimatlar verdiğini ve mamografinin bunun en çarpıcı örneği olduğunu belirtiyor.

Yazı doğrudan aşırı teşhis ve aşırı tedaviye odaklanmasa da, şüpheci tonuyla aşırı teşhis ve gereksiz tedavilerin (overdiagnosis ve overtreatment) ima edilen risklerini vurguluyor; taramaların yarattığı sahte pozitifler ve invaziv müdahalelerin göz ardı edildiğini ima ediyor.

BMJ editörü Zhen-qiang Ma, erken mamografiye katılmanın “meme sağlığı ve hayatta kalma için uzun vadeli bir yatırım” olduğunu savunuyor. Makale, buna karşı uzman görüşü sunmasa da, bu tür iddiaların sorgulanması gerektiğini öne sürüyor.

Kamu sağlığı, basitlikte güç bulsa da, mamografi gibi müdahalelerin gerçekten ömrü uzatıp uzatmadığının test edilmesi çağrısı yapıyor. 

 ◾ “Erken teşhis hayat kurtarır” sloganı aşırı basitleştirilmiş. Meme kanseri taraması bazı kadınların hayatını uzatır, ama tüm kadınlar için mutlak fayda yoktur. Bu mesaj halka yanlış aktarılıyor.

◾ Aşırı teşhis (overdiagnosis) gerçek ve büyük bir sorun. Tarama, hiç ilerlemeyecek kanserleri buluyor → gereksiz cerrahi, radyoterapi, kemoterapi. BMJ 2023 İsveç kohort çalışması bile overdiagnosis oranını %15-20 olarak tahmin ediyor.

◾ Kamu sağlığı mesajları şeffaf değil. “Katılmayanlar 2 kat daha fazla ölüyor” gibi başlıklar katılım önyargısını (healthy user bias) gizliyorİlk taramayı atlayanlar genelde sosyoekonomik olarak dezavantajlı → zaten daha yüksek risk grubu.

◾ Mortalite azalması abartılıyor. Randomize çalışmalar (Cochrane 2013, Kanada 25 yıllık takip) gösteriyor:

▪ 1000 kadında 1 ölüm önleniyor

▪ 10 kadında gereksiz tedavi

▪ Zarar/fayda oranı tartışmalı.

Benim görüşüm:

◾ Mamografi taraması faydalıdır — ama herkese değil, herkese aynı şekilde değil.

◾ Bilgilendirilmiş karar (informed decision) şart.

◾ Kadınlara sadece “hayat kurtarır” demek yetmez, şu da söylenmeli:

    ▪“1000 kadından 1’i kurtulur10’u gereksiz tedavi görür200’ü sahte alarm yaşar.”

   

EK 4 (26.10.2025): Maryanne Demasi’nin blog yazısı, mamografi tarama programlarının kamu sağlığı politikalarındaki sorunlu yaklaşımları nasıl ifşa ettiğini eleştiren bir inceleme sunuyor.

Makale, “erken teşhis hayat kurtarır” gibi basit sloganların, karmaşık bilimsel kanıtları göz ardı ederek kadınları yanıltabileceğini ve milyarlarca dolarlık harcamaların sonuçsuz kaldığını savunuyor.

Yazar, mamografi taramalarının tüm kadınlar için evrensel bir fayda sağladığı iddiasını sorguluyor. Kamu sağlığı yetkililerinin, kanıtlara dayalı olmayan abartılı mesajlarla halkı yönlendirdiğini belirtiyor. Tarama, erken kanser tespiti olarak pazarlansa da, faydalarının abartıldığı ve zararlarının yeterince raporlanmadığına işaret ediyor.

BMJ dergisindeki bir başmakale, 400.000’den fazla kadını kapsayan İsveç kohort çalışmasına atıf yapıyor. Bu çalışma, ilk mamografiyi atlayan kadınların sonraki taramalara da katılma olasılığının düşük olduğunu, ileri evre tümörlerle başvurduklarını ve meme kanserinden ölme riskinin arttığını iddia ediyor. Ancak yazar, bu kanıtın “dikkatli incelendiğinde dayanaksız” olduğunu vurguluyor.

Makale, taramaların hayat kurtarma potansiyelinin kesin olmadığını, “erken bul ve tedavi et” varsayımının konuyu basitleştirdiğini ifade ediyor. Kamu sağlığının, tarihsel olarak mutlak kesinlikte talimatlar verdiğini ve mamografinin bunun en çarpıcı örneği olduğunu belirtiyor.

Yazı doğrudan aşırı teşhis ve aşırı tedaviye odaklanmasa da, şüpheci tonuyla aşırı teşhis ve gereksiz tedavilerin (overdiagnosis ve overtreatment) ima edilen risklerini vurguluyor; taramaların yarattığı sahte pozitifler ve invaziv müdahalelerin göz ardı edildiğini ima ediyor.

BMJ editörü Zhen-qiang Ma, erken mamografiye katılmanın “meme sağlığı ve hayatta kalma için uzun vadeli bir yatırım” olduğunu savunuyor. Makale, buna karşı uzman görüşü sunmasa da, bu tür iddiaların sorgulanması gerektiğini öne sürüyor.

Kamu sağlığı, basitlikte güç bulsa da, mamografi gibi müdahalelerin gerçekten ömrü uzatıp uzatmadığının test edilmesi çağrısı yapıyor. 

 ◾ “Erken teşhis hayat kurtarır” sloganı aşırı basitleştirilmiş. Meme kanseri taraması bazı kadınların hayatını uzatır, ama tüm kadınlar için mutlak fayda yoktur. Bu mesaj halka yanlış aktarılıyor.

◾ Aşırı teşhis (overdiagnosis) gerçek ve büyük bir sorun. Tarama, hiç ilerlemeyecek kanserleri buluyor → gereksiz cerrahi, radyoterapi, kemoterapi. BMJ 2023 İsveç kohort çalışması bile overdiagnosis oranını %15-20 olarak tahmin ediyor.

◾ Kamu sağlığı mesajları şeffaf değil. “Katılmayanlar 2 kat daha fazla ölüyor” gibi başlıklar katılım önyargısını (healthy user bias) gizliyorİlk taramayı atlayanlar genelde sosyoekonomik olarak dezavantajlı → zaten daha yüksek risk grubu.

◾ Mortalite azalması abartılıyor. Randomize çalışmalar (Cochrane 2013, Kanada 25 yıllık takip) gösteriyor:

▪ 1000 kadında 1 ölüm önleniyor

▪ 10 kadında gereksiz tedavi

▪ Zarar/fayda oranı tartışmalı.

Benim görüşüm:

◾ Mamografi taraması faydalıdır — ama herkese değil, herkese aynı şekilde değil.

◾ Bilgilendirilmiş karar (informed decision) şart.

◾ Kadınlara sadece “hayat kurtarır” demek yetmez, şu da söylenmeli:

    ▪“1000 kadından 1’i kurtulur10’u gereksiz tedavi görür200’ü sahte alarm yaşar.”

   

EK 4 (26.10.2025): Maryanne Demasi’nin blog yazısı, mamografi tarama programlarının kamu sağlığı politikalarındaki sorunlu yaklaşımları nasıl ifşa ettiğini eleştiren bir inceleme sunuyor.

Makale, “erken teşhis hayat kurtarır” gibi basit sloganların, karmaşık bilimsel kanıtları göz ardı ederek kadınları yanıltabileceğini ve milyarlarca dolarlık harcamaların sonuçsuz kaldığını savunuyor.

Yazar, mamografi taramalarının tüm kadınlar için evrensel bir fayda sağladığı iddiasını sorguluyor. Kamu sağlığı yetkililerinin, kanıtlara dayalı olmayan abartılı mesajlarla halkı yönlendirdiğini belirtiyor. Tarama, erken kanser tespiti olarak pazarlansa da, faydalarının abartıldığı ve zararlarının yeterince raporlanmadığına işaret ediyor.

BMJ dergisindeki bir başmakale, 400.000’den fazla kadını kapsayan İsveç kohort çalışmasına atıf yapıyor. Bu çalışma, ilk mamografiyi atlayan kadınların sonraki taramalara da katılma olasılığının düşük olduğunu, ileri evre tümörlerle başvurduklarını ve meme kanserinden ölme riskinin arttığını iddia ediyor. Ancak yazar, bu kanıtın “dikkatli incelendiğinde dayanaksız” olduğunu vurguluyor.

Makale, taramaların hayat kurtarma potansiyelinin kesin olmadığını, “erken bul ve tedavi et” varsayımının konuyu basitleştirdiğini ifade ediyor. Kamu sağlığının, tarihsel olarak mutlak kesinlikte talimatlar verdiğini ve mamografinin bunun en çarpıcı örneği olduğunu belirtiyor.

Yazı doğrudan aşırı teşhis ve aşırı tedaviye odaklanmasa da, şüpheci tonuyla aşırı teşhis ve gereksiz tedavilerin (overdiagnosis ve overtreatment) ima edilen risklerini vurguluyor; taramaların yarattığı sahte pozitifler ve invaziv müdahalelerin göz ardı edildiğini ima ediyor.

BMJ editörü Zhen-qiang Ma, erken mamografiye katılmanın “meme sağlığı ve hayatta kalma için uzun vadeli bir yatırım” olduğunu savunuyor. Makale, buna karşı uzman görüşü sunmasa da, bu tür iddiaların sorgulanması gerektiğini öne sürüyor.

Kamu sağlığı, basitlikte güç bulsa da, mamografi gibi müdahalelerin gerçekten ömrü uzatıp uzatmadığının test edilmesi çağrısı yapıyor. 

 ◾ “Erken teşhis hayat kurtarır” sloganı aşırı basitleştirilmiş. Meme kanseri taraması bazı kadınların hayatını uzatır, ama tüm kadınlar için mutlak fayda yoktur. Bu mesaj halka yanlış aktarılıyor.

◾ Aşırı teşhis (overdiagnosis) gerçek ve büyük bir sorun. Tarama, hiç ilerlemeyecek kanserleri buluyor → gereksiz cerrahi, radyoterapi, kemoterapi. BMJ 2023 İsveç kohort çalışması bile overdiagnosis oranını %15-20 olarak tahmin ediyor.

◾ Kamu sağlığı mesajları şeffaf değil. “Katılmayanlar 2 kat daha fazla ölüyor” gibi başlıklar katılım önyargısını (healthy user bias) gizliyorİlk taramayı atlayanlar genelde sosyoekonomik olarak dezavantajlı → zaten daha yüksek risk grubu.

◾ Mortalite azalması abartılıyor. Randomize çalışmalar (Cochrane 2013, Kanada 25 yıllık takip) gösteriyor:

▪ 1000 kadında 1 ölüm önleniyor

▪ 10 kadında gereksiz tedavi

▪ Zarar/fayda oranı tartışmalı.

Benim görüşüm:

◾ Mamografi taraması faydalıdır — ama herkese değil, herkese aynı şekilde değil.

◾ Bilgilendirilmiş karar (informed decision) şart.

◾ Kadınlara sadece “hayat kurtarır” demek yetmez, şu da söylenmeli:

    ▪“1000 kadından 1’i kurtulur10’u gereksiz tedavi görür200’ü sahte alarm yaşar.”

   ▪40-49 yaş arası daha az fayda, 70+ yaş daha az kanıt.

   ▪Aile öyküsü, yoğun meme dokusu olanlar daha çok fayda görür.

Kaynakhttps://blog.maryannedemasi.com/p/how-mammography-screening-exposes

Makale: How mammography screening exposes public health blind spots

***

 40-49 yaş arası daha az fayda, 70+ yaş daha az kanıt.

  ▪Aile öyküsü, yoğun meme dokusu olanlar daha çok fayda görür.

Kaynakhttps://blog.maryannedemasi.com/p/how-mammography-screening-exposes

Makale: How mammography screening exposes public health blind spots

***

40-49 yaş arası daha az fayda, 70+ yaş daha az kanıt.

  ▪Aile öyküsü, yoğun meme dokusu olanlar daha çok fayda görür.

Kaynakhttps://blog.maryannedemasi.com/p/how-mammography-screening-exposes

Makale: How mammography screening exposes public health blind spots

***

Yazı için 4 yorum yapılmış:

  1. Yasemin dedi ki:

    Bizde doktorlarımız bununla ilgili soru sorunca hemen azarlıyorlar. Sen bilirsin madem kanser olmak istiyorsun o zaman yaptırma gibi şeyler söylüyorlar. Bir net açıklama yapmıyorlar. Devamlı korkutma dayatma politikası uygulanıyor. Tamam belki bu taramalardan fayda görecek de olanlar çıkabilir fakat bunu herkese dayatmak tehlikelerinden bahsetmemek gerçekten de doğru bir yaklaşım değil.

  2. Suzan dedi ki:

    Mamografilerin kanser riskinin de olduğu söyleniyor. Bunu dikkate alan var mı acaba?

  3. Gurbet dedi ki:

    Sağlık bakanlığı sizi dinlemez, onların dinletecekleri başka kişilerdir.

  4. Kübra dedi ki:

    Doktorlara böyle sorular sormamız imkansız. hemen azarı basıyorlar ama biz de doğru bilgi sahibi olmak istiyoruz. İnternetten okuyunca da kafamız karışıyor haliyle, o kadar birbirine ters bilgi var. Neysi ki siz varsınız Ahmet Bey, size güveniyorum, başka çarem yok

Siz de yorumunuzu paylaşın: