COVID-19 VE İNSÜLİN

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Okuyucularımdan Ahmet Mithat Can‘ ın yazısı:

Tarihte insanoğlu kendini korumak için kaleler inşa etmiş, savaşlarda üzerine zırhlı elbiseler giymiş. Bütün bunları hep KORUYUCU BİR KALKAN olarak kullanmış.

İnsan vücudunun biyolojik olarak EN ÖNEMLİ KORUYUCU KALKANI ise GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİDİR.

Canan Efendigil Karatay hocanın yıllardır dile getirdiği bir tezi var :

Master hormon insülin yüksekliğinin vücutta sebep olduğu inflamasyon ve bunun sonucu ortaya çıkan kronik hastalıklar.

Covid-19’a enfekte ağır hastaların bir veya birden çok kronik hastalığa sahip oldukları açıklandığına göre, kronik hastalığa sebep olan YÜKSEK İNSÜLİNİN önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

Birbirini tetikleme sırasıyla,

YÜKSEK ŞEKER > YÜKSEK İNSÜLİN > İNFLAMASYON > KRONİK HASTALIK > ZAYIFLAMIŞ BAĞIŞIKLIK

sarmalına düşmememiz gerekiyor.

Bu sarmalda en kilit aşama olan İNSÜLİN YÜKSEKLİĞİ sağlığımız için en büyük risk faktörü.

Inflammation and insulin resistance - ScienceDirect

Bu riski değerlendirecek testler vardır.

Genelde açlık insülin testi teşhislerde değerlendirmeye dahil edilmemektedir.

Canan KARATAY hoca yıllardır ısrarla herkesten açlık insülin seviyelerine baktırmalarını istiyor.

Diyor ki “İnsülin seviyesi en önemli göstergedir. Herkes 12 saatlik açlıktan sonra kan insülinine baktırsın. Kan insülini 5 olacak, 6-7 dahi olsa moleküler yani hücresel düzeyde hastalık başlamış demektir.”

Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA hocanın da dediği gibi adam gibi beslenmeden, sağlıklı doğal beslenmeden uzaklaşılması sonucu bağışıklık sistemi zayıflamaya başlamakta ve obeziteden diyabete, kanserlerden kalp krizi ve felçlere, Alzheimer’den astım ve alerjilere tüm kronik hastalıklara davetiye çıkarılmaktadır.

Prof.Karatay’a göre “Virüs, hücre içerisine girer, hücrenin içindeki matereleri kullanır büyür hücreyi parçalar. Hücrenin içine girebilmesi için hücrenin kapılarının açılması lazım. Zayıf bir hücrede kapılar açılır. Sağlıklı bir hücrede ise kapılar kale kapısı gibi sağlamdır, açılmaz ve hastalanmayız.”

Acaba covid-19 teşhisi konan, HASTALIĞI HAFİF YA DA AĞIR GEÇİREN KİŞİLERİN KANLARINDA İNSÜLİN SEVİYELERİNE BAKILIYOR MU / BAKILDI MI?

DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE BU YÖNDE BİR ARAŞTIRMA YAPILIYOR MU / YAPILDI MI?

Çünkü gösterildi ki, dünya üzerinde her ırktan, her milletten 100 yaşını geçen insanların ortak özelliği insülin seviyelerinin 5’in altında olması. Bu onların güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olduklarını, vücutlarının dirençli, güçlü olduğunu gösteriyor.

Bu bize Prof.Karatay’ın (bazı meslektaşlarınca garipsenen) kelle paça olayının yani doğal beslenmenin küçümsenmemesi gerektiğini gösteriyor.

Prof.Karatay’ın dediği gibi uzayın derinlikleri nasıl bir muamma ise insan vücudunun da hala keşfedilecek pek çok yönü var.

Organizmamız için;
– stres yükümüz,
– kaygı durumumuz,
– bağırsak mikrobiyatımızın durumu,
– sigara, alkol alışkanlığımız,
– D vitamini, B12 vitamini seviyemiz,
– Temiz hava, temiz suya erişimimiz,
– Pestisit kalıntısı içermeyen yiyeceklere erişimimiz,
gibi birçok etken birbiriyle ilintilidir ve bunlar da insülin seviyesi gibi bağışıklık sistemi için etkendir.

Sonuç olarak Canan hocanın her zaman üzerinde durduğu insülin konusuna dönersek; covid-19 teşhisi konan, hastalığı hafif ya da ağır geçiren kişilerin insülin seviyeleri istatistiği merak uyandırıyor?

ACABA İNSÜLİN SEVİYELERİ 5’İN ÜZERİNDE OLANLAR COVİD-19 VİRÜSÜNE KARŞI DAHA MI SAVUNMASIZLAR?

İnsülin seviyeleri 5’in altında olanlar virüse daha mı dirençliler, ya da çok hafif belirtilerle virüsü yeniyorlar mı?

Eğer insülinin etkisi bu araştırma sonuçlarına göre doğrulanırsa; İnsanlar; güçlü bağışıklık sistemi için, kronik hastalıklardan korunma için diğer etkenlerin yanında öncelikle insülinlerini zıplatmamayı öğrenecek, 5’in altında tutmaya çalışacaklardır.

Bu bilgiler gelecek nesillere Prof.Karatay’dan bir referans olacaktır.

 

Siz de yorumunuzu paylaşın: