DİYABET

kasa fişi

5:2 ARALIKLI AÇLIK TİP 2 DİYABETİ İLAÇLARDAN DAHA İYİ TEDAVİ EDİYOR

Tip 2 diyabet, ömür boyu devam eden ve ölene kadar ilaç kullanılmayı gerektiren bir hastalık değildir. 5:2 aralıklı açlık diyeti uygulayan (beş gün normal yemek yiyen ve iki gün kalori azaltan) katılımcıların kan şekeri seviyeleri standart diyabet ilaçları kullananlara göre daha iyi bulundu ve daha fazla kilo kaybı gösterdiler.

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

KELLE PAÇA ÇORBASI DİYABETE KALKANDIR

İnsanların binlerce senedir afiyetle yediği kırmızı etin diyabet riskini artırması akıl ve mantık dışıdır. Sembolü kelle paça olan adam gibi beslenme tam aksine diyabete karşı kalkandır. Endüstri ve bilim tarafından her gün yeni bir karalama kampanyası yapılan, çamur atılan bu gıdalara gözünüz gibi bakın, namusunuz gibi koruyun.

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

DİYABETLİLERDE KOLON KANSERİ RİSKİ YÜKSEK

Diyabetlilerde kolorektal kansere yakalanma riski %47 yüksek bulundu. Araştırmacılar, diyabetiklerde kolonoskopi taramalarının kolorektal kanseri erken teşhis edebileceğini savunuyorlar. Tip 2 diyabet önlenebilir bir hastalık olduğuna göre asıl ehemmiyeti kolonoskopilerle erken teşhise vermek yerine diyabetin önlenmesine çalışmak daha doğru olmaz mı, ne dersiniz.

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

YOGA, DİYABETTE İLAÇLAR KADAR ETKİLİ OLUYOR

Birçok hastalığın ilaçlara veya diğer tıbbi müdahalelere gerek kalmadan sadece sağlıklı yaşamanın icaplarını tam olarak yerine getirmek suretiyle de önlenebileceğini hatta tedavi bile edilebileceğini biliyoruz. Yeni bir araştırmaya göre başta yoga olmak üzere beden ve zihin uygulamaları kan şekerini diyabet ilacı metformin kadar düzeltebiliyor.

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

GEÇ YATMAK DİYABETE YOL AÇIYOR

İnsanların kimi erken yatar, kimisi geç yatmayı tercih eder. Ve bu durum dilimizde, nedendir bilinmez kuşlarla ifade edilir. Yani erken yatanlara “tavuk gibi erken yatıyor” denir. Geç yatanlar için de “gece kuşu” tabiri kullanılır. Neyse bunu bir tarafa bırakalım, işin tıbbi bilimsel yönüne gelelim.

» Yazının devamını okumak için tıklayın