SİNÜZİTTE ANTİBİYOTİĞE GEREK YOK

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
Kola

En çok antibiyotik yazılan hastalıkların başında halk arasında kısaca “sinüzit“ (bazıları buna “sinozit” de der) adıyla bilinen “akut rinosinüzit” gelir.

Bu hastalık, burun ve burun etrafında kafatasında yer alan ve sinüs ismi verilen boşlukların iç yüzeyini döşeyen mukozanın akut enflamasyonudur.

Tipik belirtiler, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, yüz ağrısı veya basınç hissi ile erişkinlerde koku alamama ve çocuklarda öksürüktür.

Uzun zamandır bu hastalığın kendi kendine iyileştiği ve antibiyotik kullanmaya gerek olmadığı bilinmesine rağmen, USA’ da ve Avrupa’ da hastaların yüzde 80’ den fazlasına hâlâ antibiyotik yazılıyor.

Bizde de durumun bundan zerre kadar farklı olmadığına inanıyorum.

Fazla miktarda ve üstelik de gereksiz yere antibiyotik kullanılması hem bakterilerin bu ilaçlara direnç kazanmalarına hem yan etkilere ve hem de ciddi ekonomik kayıplara yol açıyor.

CDC’ ye göre USA’ da senede 2 milyon insanda antibiyotiklere dirençli bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlar görülüyor ve 23 bin kişi de bu yüzden hayatını kaybediyor.

Kendi kendine iyileşir

Akut rinosinüzit, bir viral enfeksiyonu takiben ortaya çıkan bir enflamasyon tablosudur.

Hastaların sadece yüzde 2’ sinden daha azında renkli akıntı, tek taraflı lokal ağrı, 8dereceden fazla ateş, CRP ve sedimantasyon gibi enflamasyon işaretlerinin yükselmesi ile karakterize bakteriyel bir rinosinüzit gelişir.

Bu mikrobiyolojik bir teşhis olmaktan ziyade klinik bir teşhistir ve tipik olarak hafif bir hastalığın atlatılmasından sonra bir “kötüleşme” (buna “çift hastalık” adı verilir) olarak ortaya çıkar.

Uygulamada bunlara dikkat!

BMJ’ de yayınlanan “Avoid prescribing antibiotics in acute rhinosinusitis” (Akut rinosinüzitte antibiyotik yazmaktan kaçının) başlıklı makalede şu tavsiyeler yer alıyor:

BİR: Akut rinosinüzitte antibiyotiklerin potansiyel faydasına karşı bu ilaçların yan etki görülme oranlarının yüksekliği de hesaba katılmalıdır.

İKİ: Antibiyotik direnci ve ciddi komplikasyonların ensidansının çok düşük olması dolayısıyla klinik olarak teşhis edilen bu tabloda antibiyotiklerin yeri yoktur.

ÜÇ: Akut rinosinüzitte antibiyotik sadece iltihaplı akıntı, yüksek ateş, şiddetli tek taraflı yüz ağrısı, 7 günü geçen hastalık süresi ve/veya çift hastalık’ tan en az üçü varsa verilmelidir.

DÖRT: Akut rinosinüzitte antibiyotikler ciddi komplikasyonları önlemez.

BEŞ: Bu tavsiyeler, bağışıklığı baskılanmış hastalar ile altta yatan ağır bir hastalığı olanlar için geçerli değildir.

Solunum yolları enfeksiyonlarında antibiyotiklerin yeri yok

Üst solunum yolları enfeksiyonlarının büyük çoğunluğunun sebebi 300’ den fazla türleri olan “solunum virüsleri” dir.

Antibiyotiklerin virüslere etkisi olmamasına rağmen bu enfeksiyonları takiben ortaya çıkan orta kulak iltihabı, sinüzit ve bronşit gibi hastalıkların bakteriler sebebiyle geliştiği kabul edildiğinden bu durumlarda mutlaka antibiyotik verilir.

Son senelerde pek çok araştırmada bu tür komplikasyonlarda bile “antibiyotiklerin şart olmadığı” ortaya çıkmaya başladı.

Bu hastaların üç gün süreyle takip edilmeleri ve bu süre içinde ateşi düşmeyen ve diğer şikâyetleri gerilemeyenlere antibiyotik verilmesi tavsiye ediliyor.

Araştırmalar, antibiyotik tedaviye ilk gün yerine üç gün sonra başlanmasının herhangi bir soruna yol açmadığını, tedavi başarısını etkilemediğini de gösteriyor.

Akut bronşitte öksürükle beraber sarı-yeşil balgam olması olaya bakterilerin karışmış olduğunun göstergesi değildir; sebebi lökositlerden salgılanan “peroksidaz” enzimidir.

Akut bronşit bir viral enfeksiyondur

Akut bronşit esas olarak “viral” enfeksiyondur ve bunların gelişmesinde bakterilerin rolü tartışmalıdır.

Birçok araştırmada, bronşlardan yapılan biyopsilerde bakterilerin istilası gösterilemediği için akut bronşitin solunum yollarının viral enfeksiyona enflamatuar bir cevabı olduğu kabul ediliyor.

Akut bronşiti olan hastalara öksürük ve balgam için verilen çok farklı gruptan ilaçların (öksürük merkezini baskılayan narkotik ilaçlar, balgam sulandıran ekspektoranlar, antihistaminikler, dekonjestanlar, nefes açıcılar, bitkisel ilaçlar) faydalı olduğunu ispatlayan bilimsel deliller yoktur.

Buna karşılık, KOAH alevlenmelerinde sebep çoğu zaman bakterilerdir ve bu durumlarda mutlaka antibiyotik verilmesi icap eder.

Gelelim neticeye

Gelişigüzel antibiyotik kullanımıyla mücadelede halkın ve hekimlerin eğitimi büyük önem taşıyor.

Öksürük ve balgam şikâyetiyle bir sağlık kuruluşuna başvuran hastalar doktorlarıyla “Neden bana antibiyotik yazmadınız?” diye değil, “Neden bana hemen antibiyotik yazdınız?” diye tartışmaya başladığı zaman bu mesele çözüme kavuşmuş demektir.

Kaynaklar:

http://www.bmj.com/content/349/bmj.g5703?etoc=

http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/14651858.CD006089.pub4/abstract

Yazı için 6 yorum yapılmış:

  1. Yeşil alan gece 11 dedi ki:

    “Halk doktora şöyle şöyle değil de böyle böyle tartışırsa sorun çözülür” cümlesi hiç güzel olmamış.
    Yani illa tartışmak zorunda mıyız?
    Kusura bakmasın ama hariçten gazel okuyor hoca. Hangi algılayış seviyesine güveniyorsun da onu hakem kabul ediyorsun. Hastalar tartışma kelimesini de zaten discussion olarak algılıyor ya..

  2. Haris Çıkrıkcıoğlu dedi ki:

    Antibiyotik kullanmadan ancak basit sinüzit iyileşir. Ben 2 yıldır tedavi oluyorum insanları yanıltmayın…

  3. Haris Çıkrıkcıoğlu dedi ki:

    Antibiyotik kullanmadan kronik sinüzit asla iyileşmiyor insanları yanıltmayın yazdığınız doğru değil

  4. Özlem dedi ki:

    Benim kronik sinüzitim var ve asla antibiyotiksiz geçmedi.Denedim.

  5. burak dedi ki:

    Sinüzit iyi tedavi edilmediğinde zatüreye kadar sebebiyet verebilir.Zatüre hastalarının 5 de 1 de ölür.Dolayısıyla hastanıza iyileşecek diye antibiyotik vermediniz hastanız kötüleşti zatüre oldu ve öldü.Ne olacak hasta yakınına ne açıklıyacaksınız eşine çocuguna

  6. Notucug dedi ki:

    Kaşlarımın birleştiği nokta ve burnumda öyle bir ağırlık var ki sanki iç kısmı sümük dolu ve sümkürünce birşey çıkmıyor.Hadi antibiyotiksiz geçecek birşey yazın kullanayım

Siz de yorumunuzu paylaşın: