ÇOCUKLUK ÇAĞINDA D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ KALP HASTALIĞI RİSKİNİ ARTIRIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Çocukluk çağında kanlarında D vitamini seviyesi düşük olanların orta yaşlara geldiklerinde kalp hastalığı riskinin daha yüksek olduğu bildirildi.

1980 senesinde başlayan ve 2007’ de sonlanan araştırma “Genç Finlilerde Kardiyo-vasküler Risk Araştırması” (Cardiovascular Risk in Young Finns Study)kapsamındaki çalışma The Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism isimli dergide yayınlandı (1).

3-18 yaş arasında olan 2148 çocuk ve genç, 30-45 yaşlarına kadar fizik muayene, kan basıncı, lipit ve D vitamini seviyeleri, diyet, fiziki aktivite ve sigara içip içmedikleri bakımından takip edildi.

Kalp-damar hastalıkları riskini gösteren karotis (boyun) atardamarları ultrason ile değerlendirildi, intima-medya kalınlığı (intima-media thickness=IMT) ölçüldü.

Başlangıçtaki ve takipteki D vitamini seviyelerinin hem erkeklerde hem kadınlarda anlamlı bir korelasyon gösterdiği,  genel olarak erkeklerin yüzde 39’ u ve kadınların yüzde 31’ inin erişkin çağına kadar en düşük dörtte birlik grupta kaldıkları tespit edildi.

Katılımcıların yüzde 2.5’ inde karotiste plâk, ortalama IMT değeri erkeklerde 0.644 mm, kadınlarda 0.613 mm bulundu.

Yaş, cinsiyet, çocukluk çağı risk faktörlerine göre düzenlemeler yapıldığında kadınlarda çocukluk çağı IMT değeri ve D vitamini seviyesi arasında ters bir ilişki tespit edildi.

D vitamini seviyeleri çocukluk çağında en düşük dörtte birlik grupta yer alanlarda IMT değerinin erişkin çağda en düşük dörtte birlik grup dışında kalanlara nazaran daha yüksek olduğu ortaya çıktı.

Yaş, cinsiyet ve diğer kardiyo-vasküler hastalık risk faktörleri (serum lipitleri, kan basıncı, sigara içimi, diyet, fiziki aktivite, obezite indeksleri) dikkate alındıktan sonra da bu ilişkinin devam ettiği belirlendi.

D vitamini kalp-damar hastalıkları ilişkisi

Daha önce yapılan çalışmalarda da düşük D vitamini sevileri ile kalp krizi ve felçler arasında bir ilişki olduğu gösterilmişti.

Bu çalışma da çocukluk çağında kanda D vitaminleri düşük olanlarda aterosklerozun yani damar sertliğinin bir işareti olan boyun atardamarları kalınlığının (IMT) daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

Bu sonuçlar, sadece bir birliktelik durumunu gösteriyor, bir sebep-sonuç ilişkisinden söz etmek mümkün olmadığı gibi her IMT değeri yüksek olanın mutlaka kalp krizi ve felç geçireceği de söylenemez.

Gelelim neticeye

Yakın zamanlara kadar D vitaminin sadece “kemik metabolizmasındaki” rolü bilinirdi ama yeni araştırmalar bu vitaminin sağlıklı bir bağışıklık sistemi için “olmazsa olmaz” ehemmiyeti olduğunu ortaya koyuyor.

D vitamini eksikliği ile başta kanser, kalp-damar hastalıkları, astım olmak üzere pek çok hastalık ilişkilendirilse de burada D vitamini eksikliğinin sebep mi olduğu yoksa bu hastalıkların mı D vitamini eksikliğine yol açtığı tam olarak bilinemiyor.

Mantar, yumurta, süt, peynir, balık en önemli D vitamini kaynaklarıdır.

Güneş ışınları da derimizdeki D vitamini aktif hale getirir, bunun için de güneş olan her gün öğle vakti 20 dakika kadar güneş banyosu yapmak çok faydalıdır.

Sağlıklı yaşamanın unsurlarını yerine getirenlerin D vitaminini ilaç olarak almalarına gerek yoktur.

D vitaminini ilaç olarak alınması sadece özel durumlarda gerekir.

Kaynak

Juonala M et al. J Clin Endocrinol Metab. 2015;doi:10.1210/jc.2014-3944.

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. umut dedi ki:

    hocam d vitamini gereksinimini yiyeceklerden elde etmenin mümkün olmadığını sizde biliyorusunuz gerekli seviyeyi ancak mümkün olan saatlerde güneşlenerek elde edilebileceğini de günümüz yaşam şartında kim yeteri kadar güneşleniyor? ve yeteri kadar güneşlenemeyen insanlarda oluşan eksiklik naslık giderilecek Morina balığının karaciğer yağı iyi bir seçenek ama pek pratik değil 😀

  2. Şerife Nur dedi ki:

    Hocam peki d vitaminini hamileyken ek ilaç olarak almak zorundamiyiz sağlık ocaklarında hamile kalınca direk veriliyor damla şeklinde dogrumu acaba tesekkurler

Siz de yorumunuzu paylaşın: