KORONAVİRÜS İÇİN MASKE KULLANMAK GEREKSİZ, HATTA ZARARLI BİLE OLABİLİR’
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Prof. Dr. Alpay Azap: “Koronavirüsten korunmak için bu maskelere ihtiyaç olmadığı gibi, bu maskeleri gereksiz kullanmak yalancı güven duygusuna sebep olur. Maske takan kişi korunuyorum zannederek, el yıkama ya da diğer hijyen, korunma yöntemlerini ihmal edebilir.”
“Bizi sevindiren bir bulgu da hala en çok vaka sayısı ve ölümlerin Çin’le sınırlı kalması. Diğer ülkelerde vaka sayılarında dramatik artışlar söz konusu değil. Bu da salgının kontrol altına alınması konusunda ümitlerimizi artıran bir bulgu.”
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği: “Enfeksiyon uzmanlarının hastalıkla ilgili Türkiye’de gereksiz ve abartılı bir panik havası yayıldığını belirterek, Türkiye’nin şu anki asıl gerçeğinin dünyada çok daha fazla ölüme neden olan İnfluenza A ve B grubu gripler olması gerektiğini bildirdi.”
Prof. Dr. Gökhan Aygün: “Bu salgın sürecinde yeniden koronavirüsten bir mutasyon, bambaşka özelliklere sahip, çok hızla yayılabilen ve farklı seyredilebilecek bir virüs beklentimiz yok”
Prof. Dr. Önder Ergönül: “Tepe noktasının 50-60 binden aşağı olmayacağı çok açık şu anda. Yani 75 bine kadar ulaşabilir vaka sayısı. Bu artıştaki kırılmanın tek yolu var. O da hastaların tedavi edilmesi ya da aşı bulunması değil.”
“Pandemi yani Çin’deki gibi bir yayılmanın diğer ülkelerde olması söz konusu değil. Daha önce bu hastalık neden yoktu? Daha önce bilinmiyordu.”
***
DHA’ nın haberi:
‘Koronavirüs için maske kullanmak gereksiz, hatta zararlı bile olabilir’SAĞLIK Bakanlığı Koronavirüs Bilimsel Kurul Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, “Şu an Türkiye için maske kullanımı çok gereksiz. Hele ki N95 ve FFP3 olarak bilinen özel maskeleri asla kullanmayın.
‘Koronavirüs için maske kullanmak gereksiz, hatta zararlı bile olabilir’
SAĞLIK Bakanlığı Koronavirüs Bilimsel Kurul Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, “Şu an Türkiye için maske kullanımı çok gereksiz. Hele ki N95 ve FFP3 olarak bilinen özel maskeleri asla kullanmayın. Koronavirüsten korunmak için bu maskelere ihtiyaç olmadığı gibi, bu maskeleri gereksiz kullanmak yalancı güven duygusuna sebep olur. Maske takan kişi korunuyorum zannederek, el yıkama ya da diğer hijyen, korunma yöntemlerini ihmal edebilir” dedi.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği, koronavirüs bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıya, KLİMİK Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ve Yönetim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Önder Ergönül ile Prof. Dr. Gökhan Aygün katıldı. Enfeksiyon uzmanlarının hastalıkla ilgili Türkiye’de gereksiz ve abartılı bir panik havası yayıldığını belirterek, Türkiye’nin şu anki asıl gerçeğinin dünyada çok daha fazla ölüme neden olan İnfluenza A ve B grubu gripler olması gerektiğini bildirdi.
Aynı zamanda Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi olan Prof. Dr. Alpay Azap, “Salgının çıktığı Aralık ayından itibaren çok yakın bir şekilde takip ediyoruz. Olabildiğince bilimsel veriler sunmaya gayret ediyoruz. Ama her salgında olduğu gibi bu salgında da çok fazla kirli bilgi var. Az önce Ankara’dan geldim. Havalimanında maskeli vatandaşlar gördüm. Türkiye’de maske kullanımı şu an çok gereksiz. Özellikle N95 veya FFP3 olarak bilinen tıbbi maskeleri ancak eğitimli sağlık çalışanları doğru şekilde kullanabilirler. Ayrıca maskeleri gereksiz kullanmanın zararı bile var. Yalancı güven duygusu yaratıp, kişilerin hijyen kurallarını gevşetmesine yol açabilir. Şu an için koronavirüsten korunmanın tek yolu diğer tüm üst solunum yolu enfeksiyonlarında olduğu gibi düzenli ve sık el temizliği sağlamaktır” dedi.
BİR KİŞİDE VAR DİYE TÜM UÇAK TARANMAZ
“Yurtdışına giderken maske takalım mı?” şeklinde sorular aldıklarını kaydeden Prof. Dr. Azap, şöyle konuştu:
“Zaten Çin’e gerekmedikçe gitmeyin uyarısı var. Hastalığın görülmediği ülkelere giderken maske takmaya gerek yok. Türkiye’nin termal kamera tarama uygulaması yaptığı ülkelere gidecekler maske kullanabilirler. Bu virüs uçakta çok kolay bulaşan bir virüs değil. Örneğin termal kameraya birisi yakalandı ve biz bu kişinin riskli bölgelerden geldiğini biliyoruz, ateş olduğunu tespit ettik. O kişinin sadece iki koltuk önde iki koltuk arkada ve iki koltuk yanındaki kişiler, temaslı kabul ediliyor. Yani o uçakta bulunan herkes, uçuş ekibi vesaire, temaslı sayılmıyor. Bizi sevindiren bir bulgu da hala en çok vaka sayısı ve ölümlerin Çin’le sınırlı kalması. Diğer ülkelerde vaka sayılarında dramatik artışlar söz konusu değil. Bu da salgının kontrol altına alınması konusunda ümitlerimizi artıran bir bulgu.”
GRİP VİRÜSÜ GİBİ ÇABUK DEĞİŞEN BİR VİRÜS DEĞİL
Prof. Dr. Gökhan Aygün ise koronavirüsün gribe yol açan influenza virüsleri gibi çok hızla değişmeye müsait bir genetik yapısının olmadığına işaret ederek, “Bu salgın sürecinde yeniden koronavirüsten bir mutasyon, bambaşka özelliklere sahip, çok hızla yayılabilen ve farklı seyredilebilecek bir virüs beklentimiz yok” dedi.
TEDAVİDE HIV İLAÇLARI İŞE YARADI
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyelerinden ve KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz de tedavi için yeni bir ilaç geliştirilmediğini, çalışmaların halen sürdüğünü belirtti. Yavuz şu bilgileri verdi:
“Yapılan son çalışmalarda 6-7 günlük gibi kuluçka süresi söyleniyor. Ateş ile başlayan öksürük, ilerleyen günlerde nefes darlığı ve zatürreye neden oluyor. Aslında bildiğimiz bir hastalık bu, zatürre. Ölüm oranı MERS ve SARS’a göre çok daha düşük. Yüzde 2-2,5 civarında. SARS’ta yüzde 10, MERS’te ise yüzde 35-37 gibi bir ölüm oranı vardı. Tedavide şu an kesin olarak etkinliği gösterilmiş bir antiviral ilaç yok. Bizim daha önceden HIV/ AIDS tedavisinde kullandığımız ‘proteaz inhibitörleri’ özelliği olan ilaçlarımız vardı. Onlardan bir tanesinin etkisi olduğu söyleniyor, ilk sonuçların olumlu olduğu söyleniyor. Ama kesin bu işi çözüyor değil henüz. Yine aynı gruptan bir başka HIV ilacı daha var ancak onunla ilgili çalışmalar henüz deneysel aşamada, hastalarda uygulaması yok. Bu ilaçlardan biri Türkiye’de de kullanılıyor, var. Bir de grip için kullanılan bir preparat var. Hemen hemen bütün koronavirüslerde etkin. Onu da bazı hastalarda deniyorlar.”
ARTIŞIN KIRILMASININ TEK YOLU KONTROLÜ SAĞLAMAK
Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları Derneği ile KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül, günde yaklaşık 2 bin ile 2 bin 500 arasında teşhis olduğunu belirterek, “20 bine dayandı tanı almış toplam vaka sayısı. Acaba bu çan eğrisi ne zaman tepe noktasına ulaşacak ve düşüşe geçecek? Günlük teşhis sayısı binli rakamlara düştüğünde olacak bu. Ama tepe noktasının 50-60 binden aşağı olmayacağı çok açık şu anda. Yani 75 bine kadar ulaşabilir vaka sayısı. Bu artıştaki kırılmanın tek yolu var. O da hastaların tedavi edilmesi ya da aşı bulunması değil. Asıl yöntem izolasyon. Yani enfeksiyon kontrol önlemleri. Şimdilik 26 ülkede görüldü. 20 bin 636 tanı konmuş vaka var. Yaklaşık 7 bin hastalık bulguları olan ama kesin tanısı olmamış vaka ve ne yazık ki 427 ölü var” dedi.
KORONAVİRÜS TRÜKİYE’NİN GERÇEĞİ DEĞİL GRİP DAHA ÖLDÜRÜCÜ
Türkiyede sokaklarda koronavirüs değil grip salgınlarının olduğunu ve şu anda Türkiye’nin gerçeğinde koronavirüs bulunmadığını söyleyerek, grip virüsünün koronadan daha çok insanın ölümüne yol açtığını vurgulayan Prof. Dr. Ergönül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ABD’de son bir yılda milyonlarca insan gribe yakalandı ve 10 bine yakın ölüm oldu. Grip virüsü çok daha hızla şekil değiştirebiliyor. O nedenle aşısını yapmakta problem yaşar bilim dünyası. Bu nedenle aşısı hep tartışılır. Yine de aşı koruyucudur. Koronavirüste ise tehlike bu boyutta değil henüz. Bir de şehir efsaneleri türedi. Örneğin koronavirüste tuzlu suyla gargaranın hiçbir önemi ve etkisi yok. Çin malı ürünlerden hastalık bulaşmaz. Her gördüğünüz Çinli ya da Uzakdoğulu insanın hasta olduğunu düşünmek sağlıksız bir yaklaşım. Pandemi yani Çin’deki gibi bir yayılmanın diğer ülkelerde olması söz konusu değil. Daha önce bu hastalık neden yoktu? Daha önce bilinmiyordu. Örneğin 100 yıl önce Ortadoğu’ya dönersek neredeyse bütün hastalıklar veba diye geçiyordu. Ayrıntılı analiz edilemiyordu. Tüberküloz bile topu topu 100 yıllık bir geçmişi olan bir hastalık. Son 20 yılda 20 yeni virüs keşfedildi. Bunlar giderek de çeşitleniyor. Artık adını koyabiliyoruz. Önceden de bunlar oluyordu, insanlar ölüp gidiyordu ama biz nedenini bilmiyorduk. Çin’den gelen görüntüler de gerçekçi değil çünkü korona öyle pat diye öldüren bir hastalık değil. Günler sürüyor hastalığın ölümcül evreye gelmesi.”
GÖRÜNÜ DÖKÜMÜ
—————————-
-Prof. Dr. Önder Ergönül röportajı
-Prof. Dr. Alpay Azap, Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ve Prof. Dr. Gökhan Aygün’ün açıklamalarda bulunduğu basın toplantısı röportajı
-Detaylar
Haber: Özlem Yurtçu KARABULUT- Kubilay ÖZEV/ İSTANBUL, (DHA)
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Kaynak: https://www.haberler.com/elazig-koronavirus-icin-maske-kullanmak-gereksiz-12884881-haberi/
***
EK 1 (10.9.2021):Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalık neği Başkanı Prof. Dr. Azap, “Aşıdan kaçan bir varyant çıkmazsa beklentiler 6-9 ay içerisinde pandemik dönemin sona erip, artık Kovid-19’un endemik bir hastalık olacağını gösteriyor.” dedi.
KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, geçen yılki vaka ve ölüm oranlarıyla şu anki oranlar benzerlik gösterse de insanlarda bir rahatlama görüldüğünün belirtilmesi üzerine, salgına dair toplumda bir kanıksama yaşandığını ve farkındalığın çok azaldığını kaydetti. Bunda, salgın sürecinin uzaması, yeni eklenen varyantlar nedeniyle insanların “Bu hastalık bitmeyecek, yaşantımıza devam edelim.” düşüncesinde olması, aşıların kullanıma girmesiyle insanlarda güven duygusunun oluşmasının da etkili olduğunu söyleyen Azap, bu sorunların, bilimsel bilgilerin doğru yorumlanıp insanlarla açık ve doğru şekilde paylaşılmasıyla üstesinden gelinebileceğini ifade etti. Bilimsel verilerin, salgının bu şekilde hızla yayılmaya devam etmesi halinde virüsün de değişmeye devam edeceğini gösterdiğini aktaran Azap, artık aşıların da etkisinde kaçabilen yeni varyantlarla karşılaşılabileceğini, bu nedenle bütün dünyada pandemi kontrol altına alınana kadar salgının olabildiğince baskılanması gerektiğini vurguladı.
***
EK 2 (30.8.2022): BÜLENT POLAT “Klimik derneğinin böyle bir fotoğraf kullanması çok yanlış olmuş. Tıpla uzaktan yakından ilgisi olan herkes açık havada hem de spor yaparken maske takılmasının zararlı olacağını bilir. Verilmek istenen mesaj aslında güven sarsıcı oluyor.”
KLİMİK: Bir Çalışmaya Göre Düzenli Fiziksel Aktivite COVID-19’un Risklerini Azaltıyor Olabilir
HİKMET GEÇKİL “Şu fotoyu egzersiz biçimi olarak paylaşan bir sözümona sağlık derneği! COVID’den ciğeriniz patlamadısa, maske ile koşup deneyin!!!!”
Kaynak: https://twitter.com/HikmetGeckil/status/1564511231746220033?s=20&t=Fv7rhoFfOm93aUyhVf7pRg
***
EK 3 (26.9.2023): Prof. Dr. Alpay Azap, Eris varyantına karşı risk grubundaki kişileri uyardı. Bu tip varyantların hayatımızda her zaman olacağını ve bununla yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Alpay Azap, “yeni varyantta maske kullanımı riski azaltır” dedi.
Tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 salgını sonrasında yeni tespit edilen varyantlardan birisi olan Eris varyantına okulların açılması sonrası daha dikkat etmek gerektiğini söyleyen Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, “Özellikle hastalığın ağır seyredebileceği kişilerin dikkatli olması gerekir. Özellikle ileri yaştaki kişiler, altta yatan ciddi hastalığı olanlar ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde ağır seyredebiliyor. Bu kişilerin korunması önemli. Bu kişilerin riski azaltması açısından maske kullanımına dikkat etmesini öneriyorum” açıklamasında bulundu.
DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ: İZLENMESİ GEREKEN BİR VARYANT
Okulların açılması ve mevsim değişikliği ile beraber yeni varyantın gripten çok daha hızlı yayılacağı öngörülüyor. Amerika ve Avrupa’da ağustos başından itibaren Kovid-19 olgularının hızla artmasına neden olan EG.5 varyantı ülkemizde de görüldü. Yeni varyant, tüm insanların dikkatini yeniden sağlık önemlerini bir kez daha hatırlamaya çekti. Bu varyanta etkili aşı kullanıma henüz girdiğinden insanların genel korunma önlemlerine olan ihtiyacı daha da artıyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘izlenmesi gereken varyant’ olarak tanımlanan Eris varyantının yayılmasını önleyecek en kritik unsurlar ise önceki varyantlarda olduğu gibi maske kullanımı, hijyen ve havalandırma olarak tanımlanıyor.
“MASKE KULLANIMINA DİKKAT”
Bu tip varyantların hayatımızda her zaman olacağını ve bununla yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Alpay Azap konuyla ilgili olarak “Mevsim geçişi ve okulların açılmasıyla birlikte solunum yolu enfeksiyonlarının artmasını bekliyorduk. Yeni Eris varyantının yayılmaya başlaması insanları biraz daha tedirgin etti. Bugünkü bilgilerimizle daha ağır hastalık yapmıyor. Dolayısıyla panik yapacak bir durum yok. Kapanma ve seyahat kısıtlaması gibi önlemlere de gerek olmayacak. Ancak hastalığın ağır seyredebileceği kişilerin dikkatli olması gerekir. Özellikle ileri yaştaki kişiler, altta yatan ciddi hastalığı olanlar ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde tıpkı grip gibi COVID-19 da ağır seyredebiliyor. Bu kişilerin korunması önemli. Sadece bu virüse özel değil herhangi bir viral solunum yolu infeksiyonunun yayılmasını kontrol etmek açısından maske, mesafe, temizlik ve iyi havalandırma gerekli. Özellikle hava sıcaklarının düşmeye başlamasıyla beraber kapalı ortamlar tercih ediliyor, daha az havalandırılıyor. Toplu taşıma da kalabalıklaştı. Bu ortamlarda virüslerin bulaşması çok kolaylaşıyor. Hastalıklara davetiye çıkarmamak için özellikle riskli kişilerde maske kullanımına, el hijyenine dikkat edilmesini öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
“BU DÖNEMDE DİKKATLİ OLMAKTA FAYDA VAR”
Herkesin sorumlu bir biçimde maske kullanımına ve kişisel hijyene özen gösterdiği taktirde hem kendini hem de sevdiklerini bu tip virüslerden koruyabileceğini vurgulayan Azap “Sadece Eris Varyantı için değil diğer solunum yolu virüslerinden korunmak için de özellikle risk grubundakiler yani ileri yaştakiler, altta yatan kalp, akciğer hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılananlar ve tabi bu kişilerle aynı evde yaşayanlar virüslerin dolaşımda olduğu zamanlarda kapalı ortamlarda maske takmalı, mesafe, el hijyeni ve havalandırma önlemlerine mutlaka dikkat etmeli. Maske takmanın, temizlik, havalandırma ve mesafe kurallarına uymanın hiçbir sakıncası yok. Solunum virüslerinin dolaşımda olduğu dönemlerde, dikkatli olunmasında fayda var” dedi.
***