Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Haşmet Babaoğlu‘ nun yazısı:

Yabancı madde…
Futbol sahasına atılan şişe, fişek, ayakkabı falan değil, söz edilmiyor.
Hakikaten “yabancı” sayılan bir madde kastediliyor.
Nerede?
Onu Japonlar açıklasın…
“Başkent Tokyo ve Kyoto’da uygulanan Pfizer-BioNTech üretimi mRNA aşılarının tüplerinde yabancı maddeye rastlandı. Tüpler analiz için firmaya gönderildi.”
Malum, daha yakın zamanda da Moderna üretimi 1 milyon dozdan fazla aşı aynı gerekçeyle toplatılmıştı ve burada yazmıştım.
İyi de dünyanın umurunda değil.
Medya mı?
Minicik haberlerle geçiştiriyor.
Tuhaf mı?
Tuhaf elbette.
Çünkü bir baş ağrısı ilacında olsaydı yabancı madde, dünya çoktan ayağa kalkmıştı.

***

Kanada yahu!
Yani ansiklopedik bir dille söyleyecek olursam, “sanıldığının tersine çok nemli ve ılıman bir karasal iklime sahip, kışları uzun, yazları kısa” olan Kanada’ nın beş eyaleti bu yıl kavruldu.
Son 14 yılın en yağışsız baharını yaşadı ülke.
Sonuç?
Kuraklık.
Ve tarlaları işgal eden çekirgeler.
Yanlış okumadınız: Kanada’da kuraklık.
Peki bundan ciddi ciddi söz eden bir haber kanalına rastladınız mı? Hayır!
Ama bundan sonra rastlayacaksınız…
Çünkü Kanada, dünyanın en büyük buğday üreticisi ülkelerinden ve dünya buğday fiyatı grafiği roket gibi yükselmekte…
Yani kıtlık ve pahalılık geldiğinde ve gözlerimizi marketlerden daha ileriye yöneltirsek, tıpkı bizdeki kuraklık gibi Kanada’daki kuraklıkla da hesaplaşmak zorunda kalacağız.
Olup biten tuhaf mı?
Tuhaf elbette.
Ama ne olur?
Olayı “küresel ısınma”ya bağlayıp gelecek senelerdeki rekoltelere bakarız.

***

Fransa’da hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının toplam sayısı 3 milyona yakın…
Yüzde 90’ı iki doz aşısını yaptırmış.
Yani aşı zorunluluğuna karşı olan ve dozlarını tamamlamayan sağlık çalışanlarının oranı yüzde on.
Bir pandemi ortamı varsa, yüzde on yüksek bir oran.
Bu kişilerin işlerinden uzaklaştırılmaya ve ödemeleri askıya alınmaya başlandı.
Sendikalar bu durumun bazı hastanelerde servislerin kapanmasına yol açabileceğini ve durumun alarm vermeye başladığını söylediler.
Tuhaf mı?
Tuhaf elbette.
Pandemi ortamında apaçık biçimde distopik bir durum.
Peki o halde gerçekte ne yaşanıyor dünyada?
Bir türlü bilemiyoruz.
Şu haber bile minik haber…
Zaten artık bütün dünyada minik minik yaşanıyor.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/babaoglu/2021/09/23/tuhaf-olmasina-tuhaf-da

Siz de yorumunuzu paylaşın: