BİR SABAH BAKACAKSIN Kİ BİR TANEM BEN YOKUM
Dünyanın bilinen ilk şairi M.Ö. 3.000 yılında yaşayan Enheduanna isimli bir Sümerli kadın olmasına karşılık, bizim edebiyatımızda da dünya edebiyatında da kadın şair sayısı çok azdır.
Anadolu’da bin yıllık Hitit egemenliğinde bilinen kadın şair yoktur. Selçuklular’ da bir yıldız falı bakıcısı olan Müneccime Hatun’ un ismini verebiliriz, ama ilk Türk kadın şairleri olarak 15. yüzyılda yaşamış olan Zeynep Hatun ile tarihçi Hammer’in Osmanlıların Sapho’su diye isimlendirdiği Mihri Hatun bilinir.
16. yüzyılda Ayşe Hubba Hanım ve daha sonraki dönemlerde yaşayan Nigar Hanım ve Leyla Hanım hep saray çevresinden kadınlardır. Cumhuriyet döneminin ilk kadın şairi olarak da Yaşar Nezihe Bükülmez’in adı geçer.
Mustafa Sever’ in 1993 yılında yayınlanan ‘’Türk Kadın Şairler Antolojisi’’nde de, Mihri Hatun’dan Fitnat Hanım’a, Nigar Hanım’dan Şukufe Nihal’e, Halide Nusret Zorlutuna’dan Gülten Akın’a, Sennur Sezer’den Lale Müldür’e… 80’den fazla kadın şair ve şiirlerinden örnekler yer alır.
ZEYTİN GÖZLÜM SANA MEYLİM NEDENDİR
Kadın şairlerimizin sayıları az olduğu gibi, içlerinden bir Necip Fazıl, bir Yahya Kemal veya bir Attila İlhan’ın ustalığına yaklaşanını bulmak da mümkün değildir. Adonis isimli tanınmış şair daha da ileri giderek, ‘Kadından şair olmaz’ der.
Elbette, o kadar da değil. Kadınlara özgü duyarlılığı şiirlerine çok iyi verebilen kadın şairlerimiz vardır. Hüceste Aksavrın da bunlardan biridir, kadın şairlerimizin en önemlilerindendir.
Onun ismini belki ilk kez duyuyor olsanız da, bestelenmiş şiirlerinden bir çok mısraın çoğunuzun belleğinde olduğuna, bu şarkıları pek çok kez sizlerin de dinlediğine, hatta mırıldandığına inanıyorum.
Meselâ, daha çok Selâhattin İçli’nin ZEYTİN GÖZLÜM ismiyle bilinen şarkısının sözleri Hüceste Hanım’a aittir. Yıllardan beri söylenen, hâlâ dillerden düşmeyen hüseyni makamındaki bu eser, Milliyet Gazetesi tarafından düzenlenen geleneksel ankette 1980’ in en sevilen şarkısı seçilmişti.
Zeytin gözlüm sana meylim nedendir?
Bu sevmenin kabahati kimdedir?
Gül olmuşsun dikenleri bendedir.
Zeytin gözlüm uzaklarda işin ne?
Şarkıları düşürürüm peşine.
Zeytin gözlüm yüreğimde haresin.
İçerimde göz göz olmuş yaresin.
Ben tutkunum sen vefasız haldesin.
Zeytin gözlüm uzaklarda işi ne?
Şarkıları düşürürüm peşine.
Zeytin gözlüm özlem ektim yollara.
Rast gelirsen halimi sor onlara.
Gül kurusu akşamlar senden yana.
Zeytin gözlüm uzaklarda işin ne?
Şarkıları düşürürüm peşine.
Zeytin gözlerine şiir yazılan da, Hüceste Hanım’ın oğlundan başkası değildir.
DÜNYAYI SANA BIRAKIYORUM
Geçen hafta, Türk müziği çevreleri dışında adı çok fazla bilinmeyen bu değerli şairimizi ziyaret ettim. Allaha şükür, ileri yaşına göre ruh ve beden sağlığı yerinde idi. Çok duygulandı, heyecanlandı.
Hüceste Aksavrın 1919’da Beşiktaş’ta dünyaya gelmiş. Babası asker ve şair Hüseyin Hicri, annesi Nadide Hanım imiş. 3 kardeşmişler. Babası da güzel şiir yazarmış. Nişantaşı Kız Lisesi’ne devam etmiş, matematik ve dikişten hep kırık notlar alırken, edebiyatta çok başarılıymış.
Tüberküloz hastalığı nedeniyle Heybeliada’ da uzun süre tedavi görmüş. Oradan Dr. Ömer Münif ile evlenerek çıkmış. İstanbul Sağlık müdürlüğü de yapan eşi, aynı zamanda ressammış da. Odasının duvarında, hemen baş ucunda eşi tarafından 1954 yılında yapılan portresi asılı duruyordu.
Dr. Ömer Münif Bey Hüceste Hanım’ a düğün hediyesi olarak bir de dörtlük yazmış:
Ne olur yoluna su gibi aksam
Kahküllü başına bir tek gül taksam
Seninle sararsam seninle solsam
Yalvarıp ağlasam sana Hüceste.
Hüceste Aksavrın’ ın 3 çocuğu olmuş. Oğlu Mehmet, halen İsviçre’ de yaşıyor, kendi deyimi ile ‘’beynelminel tercüman.’’ O, çok ünlü BİR TANEM isimli şiirini de Mehmet’ e bir vasiyet olarak yazmış.
Hem İnci Çayırlı’ nın hem Ahmet Özhan’ ın sesinden dinlemeye doyamadığımız bu kürdilihicazkâr şarkı, Selâhattin Hoca’nın da en güzel eserlerinden biridir. Bu şarkıyı dinleyip de etkilenmemek mümkün mü, hele de size dünyayı bırakıp giden biri varsa.
BİR TANEM
Bir sabah bakacaksın ki bir tanem,
Ben yokum.
Dünyayı sana bırakıyorum.
Söz aldım saatlardan,
Sana koşacaklar.
Söz aldım gecelerden,
Seni uyutacaklar.
Şarkılardan söz aldım,
Hatırlatacaklar.
Ve gözlerindeki yağmurlar pencerende,
Beni anlatacaklar sana bir bir, ilerde.
Belki bir gün buğday misali düştüğüm yerde,
Belki de bir dikenin dibindeyimdir, çaresiz,
Kim bilir nerelerde?
Bir sabah bakacaksın ki bir tanem,
Ben yokum.
Dünyayı sana bırakıyorum.
Hüceste Aksavrın’ ın Yarısı Benim, Elma Şekeri ve Benden Evler Kuruldu isimlerinde üç şiir kitabı var. Bu şiirlerden bazıları Selahattin İçli’ den başka İrfan Özbakır, Arif Sami Toker, Avni Anıl gibi bestekarlarımız tarafından da bestelenmiş.
Onun İstanbul’u anlatan şiirlerinden ikisini de sizlere aktarmak istiyorum. Özlüyorum İstanbulumu, Arif Sami Toker tarafından da nihavent makamında bestelenmiş, duygulu güzel bir eserdir.
ÖZLÜYORUM İSTANBULUMU
Ayrılık büküverdi boynumu
Çıplak dağlar, sarıverdi yolumu,
Onumu, şunumu, bunumu,
Özlüyorum İstanbulumu
Gurbet kara, hasret kara, yol kara
Ümitlerim asılmışlar dağlara,
Selamımı seriverdim yollara,
Özlüyorum İstanbulumu
Şu dağları aşabilsem diyorum,
Sana kadar varabilsem, diyorum.
Kucağında ah! Ölebilsem diyorum
Özlüyorum İstanbulumu
Mühürdar da, Selahattin İçli’nin kürdilihicazkâr makamında bestelediği bir şiirlerinden biridir:
MÜHÜRDAR
Bir kız
Sarı saçlı
Erik gözlü
Fidan.
Bir erkek
Şeytan mı şeytan
Geçtiler bizim sokaktan.
Yağmur inceden ince
Kız baştan aşağı his
Baştan aşağı düşünce
Erkek ateşte
Dumanı üstünde.
Böyledir bizim Mühürdarda akşamlar
Esmerler, kumrallar, sarışınlar
Kuşlar gibi gelir geçer kaybolurlar.
Nerelerden nerelere bilinmez
Yollar taştır sır vermez,
Sonrası bizim evden gözükmez.
Not: Daha önce Güneş gazetesinde yayınlanmıştır.
Ah hocam, ne kadar güzel insanları tanıyorsunuz!
Şiirlerini biliyordum ama hanımefendiyle bu yazı ile şerefyâb oldum.