Sıcaklık bütün bakterileri öldürmez, ama hastalık yapıcı patojenleri ortadan kaldırır. Hayvan ve insan florası arasında ciddi bir fark yok, bu bilimin şaşırdığı noktalardan biridir, sindirim sistemi bakteri örtüsü açısından daha genel özellikle gösteriyor.
İKİ: “Bacteroid form” tabirinin ne anlama geldiğini bilmiyorum. Bacteroides’ in kısaltması olduğunu sanmıyorum, muhtemelen “bakteri gibi” manasında. Belgelendirilmesi gereken bir tabir.
Bakteroid bakterinin mukus altında aldığı özel bir “ara-yüz” formu, orada aslında anlaşıldığı kadarıyla ne bakteri ne insan, zaten sentez de bu bölgede yapılıyor. Buna bitkide de rizosfer adı veriliyor, kök etrafa şekerli bileşik salgılayıp bakterileri içine alıyor. Bu şekerli bileşik memelilerde de mukustan meydana geliyor. Aksi takdirde kolonoskopi gibi bağırsak temizliği sonrası yeniden bakteri oluşumu söz konusu olmazdı. Bakteroidler ise B vitamini gibi hiçbir canlıda sentezlenemeyen bileşikleri sentezliyor. “Beslemeyi ara-yüz yapar” dememin nedeni bu.
ÜÇ: Mukoza altındaki bakterilerin hasara uğramadıkları iddiası da kabul edilebilir gözüküyor ama “fizyoloji değişiyor” sözü çok geniş kapsamlı. Ne, ne kadar değişiyor ve bu değişimi kokoreçteki diğer besin unsurlarını ihmal ederek sadece bacteroid’ lerle ilişkilendirmek mantıklı mı?
Kokoreç konusunda yapılmış bu düzeyde bir bilimsel araştırma elbette yok, ama en az 2000 yıllık Hipokrat’ı da kapsayan bilgiler var. Bu gıdanın bağırsakları ferahlattığı manasında bilgiler aktarmış. Fizyolojinin değişimini ise doğruda yedikten sonra gözlemleyebilirsiniz, Hipokrat’ın aktardıklarını teyit ediyor. Burada bizim çok az bildiğimiz ekstremofil denen uçlarda yaşayan bakteri kavramı da söz konusu, bağırsak tonüsü (gerilimi, tansiyonu) ve çeper yapısı bunu olanaklı kılıyor.
DÖRT: Gözlemler elbette çok değerlidir ama bunun delillendirilmesi gerekir. İspatı olmazsa bu sadece kişisel bir inanç safhasında kalır.
Bu formların neredeyse bütünü hayvan / insan bağırsağı dışında üretilebilir formlar değil. Bu bir miras gibi, taşınabiliyor, ama üretilemiyor, saklanamıyor. O nedenle yapılmış çalışmalar ribozom analizleridir, değişik bakteri aileleri böyle saptanıyor. Örneklemeler genellikle iç içe geçmiş endoskop sistemleriyle bulaşmayı önlemek amacıyla) yapılıyor, ama üretmek olasılığı bugüne dek karşılanamadı. Ama gözlem tahmin edilenden önemli, belgesellerde de tercih edilen sakatat kısmı, et sonraki aşamada geliyor.
BEŞ: Kokoreci ben de çok severim, fırsat buldukça yer ve gerçekten mutlu da olurum fakat bu mutluluğun bakteroidler veya serotoninle ilgili olduğunu sanmıyorum. Mesela, kokoreç yedikten sonra kanda serotonin seviyesi artıyor mu yoksa bu mutluluk “anormal lezzetli bir gıdanın” yenmesiyle mi alakalı?
Mutluluğun bir kısmı karın doyurmaya bağlı olabilir, ama kokoreç “karnım aç” dürtüsünün ötesinde bir tercih sebebi. Kan serotonin düzeyinin artması ise gerekmez, zira işin ucunda vagal sinirin geri bildirimi de var. Bağırsak sadece kana salgılayarak değil (ki büyük kısmı zaten karaciğerde tutulur), sindirim sistemine gelen sinirim uyarılmasıyla geri bildirim yapıyor. Kokoreç anormal lezzetli bir gıda da olmayabilir, lezzet izafi bir kavram. Ama yiyenlerin karın tokluğuna bağlı olmaksızın da kokoreç yedikleri aşikar. Bunun kandaki serotoninle ne kadar alakalı olabileceği ise çıkarım, bağırsakların serotonin düzeyinin yüksek olduğu zaten bilinmekte. Ama aynı çıkarım çikolatanın mutluluk vermesi için de geçerli. Önerme akla uygun ve reddedilemez ise yeni aksiyom (postulat, belit, kabullenme) ortaya çıkıyor.
Saygı ve sevgilerimle.
Bana göre kokoreç “adam gibi beslenmenin” onlarca unsurundan biridir. Kokoreci de herhangi bir gıdayı da diğerlerinden ayırıp göklere çıkarmayı doğru bulmuyorum. Tek tek gıdalarla bir yere varılamaz, beslenme ve sağlıklı yaşama bir bütündür.
İnsanlar serotonin salgılandığı için mutlu olmuyorlar, mutlu insanlarda serotonin salgılanıyor. Dışardan verilen serotoninle veya serotoninden engin gıdalarla mutluluk olmaz, olsa da bu sahte bir mutluluktur Yavuz Hocam.
Yavuz Bey kaçamak cevaplar vermiş görünüyor ortalama konuşmuş genel geçer bu da geçer havası seziyorum
Çikolata mutluluk vermez yanlıştır yanlış. Mutluluk veren çikolatadaki şekerdir. Örneğin %90 bitter çikolata kimseye mutluluk vermez. Çocuk bunu yemez.
Hocalarim bağirsaktan amaliyat ipi yapilmiyormu yapiliyor.
İşkembeler eskiden sıcak su ile yikanip mekanik olarak katman temizlenirdi.Kostik veya kireç ile temizleme yöntemi icat edildi.Ne derece saglikli bilmiyorum.Bunu tartisalim!.
Kostigi zeytinde tatlandirma amacli kullaniyorlar ama devamli hassas olcum ve test edip bol su ile duruluyorlar.
Gelelim bu sakatatlara acaba amaliyat ipi yapar gibi kokerec bagirsagi yapan var mi?.
Varsa ben odun atesinde bir acili kekikli sözle gelsin!.
Yavuz bey dikkat çekmek için sivri laflar ediyor ki televizyonlarda kanal kanal gezsin. Yalnız şuna dikkat etsin devamlı kanallara çıkmak insanlarda genemi bu adam düşüncesi yaratıyor ve sözleri geri tepiyor görüşüme göre. ona naçizana bir tavsiyem şudur medyaya daha az çıksın herşeye nane olması ama çıktığı zaman da gümbür gümbür doğru şeyler söylesin.
Yapma hoca ya gene işkembeden sallamışsın İnsanlar işkembeyi acıktığı için kokusu için lezzeti için yiyor Bağışıklığıma iyi gelsin diye işkembe yenir mi olur mu böyle bir şey? Hadi diyelim ki oldu bu dürtü müdür