Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Ana kucağında başlayan beslenme alışkanlıklarının ömür boyu devam ettiğini, bunun için de adam gibi beslenme prensiplerinin ta bebeklikten itibaren uygulanmaya başlanması gerektiğini savunuyorum.

Fareler üzerinde yapılan yeni bir araştırmada da insan hayatında 6 seneye tekabül eden 8 haftalık bir arınma döneminden sonra başlanan Batı tarzı beslenmenin bağırsak bakteri zenginliği ve çeşitliliğini azalttığı ortaya kondu. 

Bu hayvanların bağırsaklarında Muribaculum intestinale türü bakterilerin nispi bolluğunda da azalma tespit edildi.

Bu sonuçlar, önemli bir arınma döneminden sonra yetişkin mikrobiyomu üzerinde uzun süreli etkilere sahip olan çocuk diyetinin ilk belgelerinden birini oluşturmaktadır.

Gelelim neticeye

Çocuklar emebildikleri kadar anne sütüyle beslenmeli, üzerinde “bebeler” için üretildiği yazsa bile asla işlenmemiş ve paketlenmiş ek gıdaların zerresi bile yedirilmemelidir.

Özellikle de işlenmiş tahıl ve şekerli gıdalar eve sokulmamalıdır.

USA’ nın KOVİD salgınından en büyük darbeyi yiyen ülke olmasının arkasında yatan en mühim sebep bebeklikten itibaren endüstriyel gıdalarla beslenmedir.

Kaynaklar:

1. https://www.aa.com.tr/tr/saglik/cocukluk-donemindeki-bati-tipi-beslenme-bagirsaklardaki-yararli-bakterileri-olumsuz-etkiliyor/2135352

2. https://jeb.biologists.org/content/early/2021/01/10/jeb.239699

***

Anadolu Ajansı‘ nın haberi:

“Theweek.in”in haberine göre, ABD’nin California eyaletindeki UC Riverside Üniversitesinden bilim insanları, erken yaşlardaki beslenme alışkanlıklarının “mikrobiyom”a etkisini araştırdı.

Bilim insanları, çocukluk çağlarındaki “fast food” veya abur cubur tüketiminin yoğunlukta olduğu “batı tipi beslenme” tarzının, bağırsaklardaki yararlı bakteriler üzerinde uzun süreli olumsuz etkileri olduğunu ortaya koydu.

Fareler üzerinde yapılan çalışmada, bilim insanları, erken yaşlarda sağlıksız şekilde beslenen olgun farelerin bağırsak bakterilerinin toplam sayı ve çeşitliliğinde önemli bir düşüş tespit etti.

Bilim insanları, bağırsak bakterilerinin farelerin yaptığı egzersiz miktarına duyarlı olduğunu ortaya koysa da çocukluk dönemindeki “batı tipi beslenme”nin yine bu dönemdeki egzersizlere göre mikrobiyom üzerinde daha kalıcı etkileri olduğunu buldu.

Araştırma ekibinden fizyolog Theodore Garland, yağ ve şeker oranı yüksek “batı tarzı” beslenmenin ergenlikten 6 yıl sonrasına kadar bağırsak bakterileri üzerinde etkisi olduğunu gözlemlediklerini söyledi.

Araştırmanın sonuçları, Journal of Experimental Biology’de yayımlandı.

Yazı için 2 yorum yapılmış:

1. CANAN KARATAY dedi ki:

   08 Şubat 2021, 19:38

   Ana rahminde başlıyor bebelerin temel
   hastalıkları. Fetal doğal gelişme inhibe olduğundan dolayı

   GEBELERE OGTT bunu yapıyor.

   Gebelere aşılar bunu yapıyor.

   Tetanoz aşısı gebelere ne alaka.

   Doğumhaneler steril değil mi?

   Ya da sezaryan yapılan ameliyathaneler steril değil mi?
   Bistüriler, ekartörler paslı mı?

   Gebenin beslenmesi doğal mı?

   Fabrika çıkışı yapay, toksik kimyasallarla yüklü paketli yiyeceklerle anneler babalar besleniyor mu?

2. Ahmet Mithat CAN dedi ki:

   09 Şubat 2021, 11:46

   Türkiye günlerdir bunu konuşuyor

   ‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasında ‘omurilik soğanı’ yerine omurilik sarımsağı cevabı verilmesi üzerine, “Böyle basit bir soruya nasıl yanıt veremez?” diye hekimi sosyal medyada yargılayanlardan geçilmiyor. Biraz insaf.

   Peki aynı yarışmada şöyle bir soru sorulsa yarışmacı soruyu bilemeyip yine bir hekim jokerinden yardım istese hekimin cevabı ne olurdu :

   Aşağıdaki şıklardan hangisi yüksek tansiyona sebep olur?
   a. Su
   b. Kaya Tuzu
   c. Şeker
   d. Zeytinyağı

   Bunun cevabı soğan-sarımsaktan çok daha önemli.

   Hekim olan joker hangi cevabı vererek yarışmacıya yardımcı olurdu sizce?

   Akla ilk b.şıkkı Kaya Tuzu geliyor değil mi?
   Kaya Tuzu doğru cevap mı peki?
   Yoksa bazı hekimlerimizin, “yüksek tansiyonun sebebi şekerdir” dediği gibi c.şıkkı Şeker mi doğru?

   Kimi kardiyologlar “Kaya Tuzu Masalı” olarak adlandırdıkları kaya tuzunun fazla tüketilmesi ile hipertansiyon, kalp yetersizliği gibi kalp damar hastalıklarına yakalanacaklarını belirtiyorlar.

   Bu teze karşı olarak kimi kardiyologlar ise örneğin Prof.Karatay, “Asırlardan beri insanların kullandığı kristal kaya tuzu sağlık kaynağıdır. Kaya tuzu sağlıklı, sofra tuzu ise tehlikelidir. Tuz tansiyonu yükseltmez. Tansiyonu yükselten şekerdir tuz değildir” diyor.

   Evet bu soru bir mizansendi, hayali bir soruydu. Ama daha gördüğünüz gibi Kaya Tuzu-Şeker gibi benzer daha pek çok sorunun cevabını çözülememişken, soğan-sarımsak gibi bir konu ile genç hekim kardeşimizi üzmesek mi acaba! Sağlık camiası zor günlerden geçerken basit şeylerin üzerine mal bulmuş mağribi gibi atlayarak linç etmeyelim, infaz yapmayalım.

   https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/fulya-soybas/omurilik-soganini-bilmeyen-hekim-olur-mu-41735812

Siz de yorumunuzu paylaşın: